Buradasınız
Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
Gebze’den bir grup işçi

İşçi sınıfının, emekçilerin, ezilenlerin safında yer almış sanatçılarından biri olan Rıfat Ilgaz, 1911’de, yoksul bir ailede, hırçın Karadeniz’in ve dik başlı Ilgaz dağlarının yanı başında doğdu. Yaşadığı döneme savaşlar, devrimler, ayaklanmalar ve faşizm damgasını vurdu. Rıfat Ilgaz, bu çalkantılar dönemi içinde safını ezilenlerden, direnenlerden, yeni bir dünya kurma mücadelesi verenlerden yana seçti.
Huyumdan ettiniz, Cibali Kızları,
Sekiz düğününden önce
Penceremin altından geçenler,
Saçları dağınık, gözleri uykulu,
Çoraba, tütüne gidenler,
Beni huyumdan ettiniz!
Yorgun gözlerinizdeki acıyı
Dert edindim kendime.
Saçlarını tezgâhına yolduranları,
Sıtma gebesi tazeleri görmeseydim,
Boşuna harcayacaktım sevgimi.
Şimdi şu parmaklığın ötesinde kaldı
Bütün çalışanlar;
Teker teker sökülmüşüz toprağımızdan,
Havamızdan, suyumuzdan olmuşuz.
Yaşamaktayız aynı çatının altında
Daha mahzun, daha hesaplı.
Rahat günlerin işçisi olacaktık,
Rahat günlerin şairi:
Bir çift sözümüz vardı
Nar çiçeği, gül dalı üstüne,
Dudaklarımızda kaldı!
Yazdığı kitaplar nedeniyle öğretmenlikten atıldı, yayıncılığını üstlendiği dergiler kapatıldı, sürgün ve hapislere maruz kaldı. Ama Ilgaz, öyküler, şiirler, romanlar, güldürüler üretmeye devam etti.
Savaşlar, soykırımlar gördük,
İskenderler, Sezarlar,
Ne atlar kaldı onlardan, ne meydanlar…
Gittiler, yıkılıp birer birer,
Biz kaldık.
İstanbul’da öğretmenlik yaptığı sırada bütün gaddarlığıyla II. Dünya Savaşı yaşanıyordu. Dönemin tek parti hükümeti aydınların, yazarların, şairlerin bu canice savaşı sorgulamalarına, barış istemelerine, bu fikirlerini yaymalarına tahammül edemez. 1944’te yayınladığı “Sınıf” adlı şiir kitabıyla Ilgaz hakkında tutuklama kararı çıkartılır. 6 ay hapis cezası alır. O da çağdaşları gibi Nâzım Hikmet’in edebiyat ve şiir anlayışından etkilenir. Soyut, halktan kopuk imgeler yerine mücadeleye çağrı yapan mısralar eker emekçilerin dimağına…
1946’da Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile çıkardıkları haftalık mizah dergisi Markopaşa kapatılır. Fakat yazarlar yılmazlar. Çok okunan haftalık mizah dergisini Merhumpaşa, Malumpaşa, Yedi-Sekiz Hasan Paşa, Hür Marko Paşa, Bizim Paşa, Ali Baba ve Kırk Haramiler adları ile yeniden yayınlamaya devam ederler. Bu dergiler dönemin baskılarını mizahla anlatır. Kökleri Nasreddin Hoca’ya kadar inen bir gelenekle, Anadolu insanının zalim egemenleri mizahla, alayla, gülmeceyle nasıl yere serdiğine dönemin insanları nezdinde bir kez daha şahit olunur. Bu yürekli sanatçı “ağlamak hüngür hüngür, ağlamak içini çeke çeke insanca!” der, fakat “ağlatmak nece” diye sorar?
Benim güzel çocuğum,
Ya ağlatmak nece?
Kölelerden, tutsaklardan başlatıp
Günümüzün ozanlarına kadar…
Gözleri bağlı
Sorgularda, işkence evlerinde?
Çağına yakışır yaşamayı
Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı
Kısıtlayan tüm yasaklar
Yasalardan değil yalnız,
Sözlüklerden bile atılmalı!
Demokrat Parti döneminde de baskılar devam eder. 1953 yılında şiir kitabı “Devam” toplatılır. 1960’lı yıllarla birlikte başlayan işçi uyanışı ise Ilgaz’ın çok yönlü eserler üretmesini sağlar. Roman, tiyatro, şiir, öykü alanında çeşitli kitaplar yayınlar. Hababam Sınıfı, Sarı Yazma, Karartma Geceleri gibi romanları yayınlanır. Eğitim sisteminin çarpıklığını anlattığı Hababam Sınıf tiyatro ve sinemada gösterilmek istendiği her defasında sansüre uğrar.
Süreriz önlerine tekel kitaplarını
Sayfaları kırmızı kalemlerle çizilmiş
Ders isteriz çalışsınlar ha babam ha
Bir tıkaç kulaklarına öğütlerimizden
Büyüsünler dizlerimizin dibinde…
12 Eylül öncesi dönemde Cide’de saldırı ve tehditlere maruz kalır. Oturduğu kiralık daire yakılmakla tehdit edilir. 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi Rıfat Ilgaz’ı 70 yaşında Yıldız Karayel romanını yazdığı sırada yakalar. Onca yaşına rağmen diktatörlük rejimi gözleri bağlı, elleri kelepçeli olarak yazarı tutuklar. Ilgaz, direnir ve yazmaya, üretmeye devam eder. Fakat 2 Temmuz Sivas katliamı ağır bir darbe indirir yüreğine. Madımak’ta katledilenler 40’lı yıllardan bu yana birlikte mücadele ettiği yol arkadaşlarıdır. Kalbi bu acıya dayanamaz. 7 Temmuz günü İstanbul’da hayata gözlerini yumar.
Yaşamak bir yürek işçiliği günümüzde
Ölümün anlamı değişti birden
Eskiden yataklarda beklerdik
Ders mi sınav mı görev mi belli değil
Gelecekse ayakta bulsun dimdik
Açılan bir sorumsuz yaylım ateş
Bir top karanfildir göğsümüzde.
Yaşam Kapitalizmin Esareti Altında
- İşçi Sınıfının ve Ezilenlerin Gerçek Sanatçıları Mücadelemizde Yaşıyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
Son Eklenenler
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...