Buradasınız
Sermayenin Planları Hazır, Peki İşçi Sınıfınınki?

Eylül ayında 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Ekim ayında da 2024 yılı merkezi bütçesi Meclise geldi. OVP de bütçe de biz işçileri çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü her ikisi de çalışma ve yaşam koşullarımızı, çocuklarımızın geleceğini, sağlığımızı kısacası hayatımızı belirleyen planları ve kararları içeriyor. OVP’de yer alan hedefler adım adım hayata geçirilirken hazırlanan bütçede kimden ne kadar vergi alınacağı, kime harcanacağı kalem kalem belirlenmiş.
Buna göre bütçe gelirlerinin yüzde 90’ı vergilerden sağlanacak. Vergilerin yüzde 69’unu ise KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler oluşturacak. Bizden toplamayı düşündükleri miktar 2023’te topladıkları verginin yüzde 70’inden fazla… 2024’te tüketim ya da ülke nüfusu yüzde 70 oranında artmayacağına göre bu kadar vergi geliri nasıl elde edilecek? Demek ki ya iğneden ipliğe her şeye zam gelmeye devam edecek ya yeni vergiler getirilecek ya da vergi oranları arttırılacak. Sonuçta vergi soygunuyla işçilerin yükü daha da ağırlaştırılacak. Ama sıra sermayeye geldiğinde durum değişiyor. Ödemeleri gereken 2 trilyon liralık vergi “vergi indirimi, muafiyeti, istisnası” adı altında patronlardan alınmayacak. Görüldüğü gibi 2024 yılının bütçesine göre iktidarın planı işçi ve emekçileri kaz gibi yolmak, sermayeye bol bol kaynak aktarmak.
İzlediğimiz iktidar yandaşı televizyon kanalları, okuduğumuz gazeteler gerçekleri gizliyor, iktidarın ve sermayenin gerçek niyetlerini anlatmıyorlar. Mesela Milli Eğitim Bakanlığına 1 trilyon lira, Sağlık Bakanlığına 732 milyar lira ödenek ayrılmış. Medyada “bütçede aslan payı eğitim ve sağlığa” diye haberler yapılıyor. Ama aslında milyonlarca insan aldatılıyor. Çünkü Sağlık Bakanlığının bütçesinden sağlık çalışanlarının ücret ödemeleri gibi temel giderler çıkarıldığında kalan bütçe çok küçük. Bunun da 83 milyar lirası şehir hastanelerini işleten şirketlere kira ve hizmet bedeli olarak ödenecek. Buna karşılık mesela koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan pay sağlığı korumaya yetecek bir miktar değil. Oysa bu alana daha fazla ödenek ayrılsa rahim ağzı kanserinden korunmak için yapılan HPV aşısı ya da grip aşısı ücretsiz olabilir. Emekçiler bebekleri ve çocukları için gerekli olan aşılara sorunsuz ulaşabilir. Öte yandan 19 milyon öğrencinin eğitim gördüğü, 1 milyondan fazla öğretmenin devlet okullarında istihdam edildiği bir ülkede MEB’e ayrılan 1 trilyon liranın yetersiz olduğu açık değil mi? Demek ki önümüzdeki yıl da “ödenek yok” denilerek okulların temizlik, kırtasiye gibi harcamaları emekçilerden alınacak, çocuklarımıza bir öğün ücretsiz yemek sağlanmayacak. İşçi ve emekçilerden esirgenen hizmetler sadece eğitim ve sağlıkla sınırlı değil. Yurt asansörlerinden soframıza gelen gıdanın denetlenmesine ya da orman yangınlarına müdahale araçlarına kadar pek çok hizmet için yeterince kaynak ayrılmayacak.
Benzer şekilde OVP’de de biz işçileri ciddi saldırılar bekliyor. Örneğin esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında kıdem tazminatı hakkımızın gasp edilmesi hedefleniyor. İşsizlik Sigortası Fonunun daha büyük bir kısmının istihdamı teşvik bahanesiyle patronlar için kullanılması planlanıyor. Maden şirketlerinin ormanları talan etmesinin, köylülerin yaşam alanlarını gasp etmesinin önündeki bütün yasal engelleri kaldıracak yönetmelikler hazırlanıyor.
Çok açık ki sermaye sınıfı ve iktidar planını, hazırlığını yapmış. Bu plan tüm kaynakları kendilerine akıtmak, sermayeyi daha fazla büyütmek, ekonomik yıkımın faturasını işçi sınıfına kesmektir. Karşılarında örgütlü bir işçi sınıfı olmamasının verdiği rahatlıkla köpeksiz köyde değneksiz geziyorlar. Bizim ne istediğimizi soran da umursayan da yok! Peki biz işçiler olarak gelecek saldırılara, hak gasplarına karşı nasıl bir çıkış yolu planlıyoruz? Karşımızda iktidarıyla, sermayesiyle örgütlü bir güç varken kendi sınıf örgütlerimizde, sendikalarımızda örgütlenmeden saldırılara karşı koyabilir miyiz?
Bu soruların cevabı bellidir. O halde işçiler olarak planımız işyerlerinden başlayarak örgütlenmek, geçmişin mücadele deneyimlerini öğrenmek, sendikalarımıza sahip çıkarak onları gerçek birer mücadele örgütü haline getirmektir. Ekonomik ve siyasal haklarımızın takipçisi olmaktır. UİD-DER’in “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” çağrısına güç vermektir. Çıkış yolumuz budur.
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...