Buradasınız
Sorunlarımız Ortak, Çözümümüz de!
Ankara’dan bir eğitim işçisi
Merhaba dostlar,
Atanamayan öğretmenlerin sıkıntıları hepinizin malumudur. Çok zor şartlarda okullarını bitirir, öğretmenlik yapacakları günü iple çekerler. Ancak son günlerde birçok öğretmenlik branşında aşırı yığılmalar oluştu ve bu da atanamayan öğretmenlerin ucuz işgücü haline dönüşmesine neden oldu.
Ben size geçenlerde iş görüşmesine gittiğim bir dershanede başımdan geçen durumu anlatacağım. Dershanedeki işverenle aramızda geçen konuşmayı özetle aktarıyorum:
İşveren: Kaç yıllık tecrübeniz var?
Ben: Beş yıllık.
İşveren: Ne kadar ücret talep ediyorsunuz?
Ben: 2000 lira civarı; fakat gireceğim haftalık ders saati nedir?
İşveren: Hocam burası dershane; kırk saat de olur, elli saat de olur, altmış saat de…
Ben: Hocam olur mu öyle şey? O halde benim talep ettiğim ücret 3 bin lira da olur, 4 bin lira da olur, 5 bin lira da…
İşveren: Hocam dalga mı geçiyorsunuz, öyle şey mi olur? O zaman gidin sözleşmeli öğretmenlik yapın!
Sözleşmeli öğretmenlik, son dönemde MEB tarafından getirilen ve bir öğretmenin en az altı yıl devletin istediği herhangi bir yerde kadroya geçme garantisi olmadan çalıştırılması esasına dayanıyor. Altı yılık bu süreçte ilk dört yılın sonunda öğretmenin performansına bakılacak, “yeterli” görülürse kadroya alınacak! 50-60 saat çalışmak ya da bu koşullarda sözleşmeli öğretmenlik, işte bana sunulan seçenekler!
Dostlar, durum üç aşağı beş yukarı böyle. Bütün dershaneler devletin kendilerine verdiği bu pası gole çevirmeyi çok iyi beceriyorlar. Bütün işçi kardeşlerimiz için de durum böyle değil mi? Sermaye sınıfı işçileri ucuz işgücüne çevirip istediği gibi kullanmıyorlar mı? Fabrikalarda işçiler çok uzun süre mesai yapıp düşük ücretlere katlanmak zorunda bırakılmıyorlar mı? Ya da diğer sektörlerdeki işçiler…
Durum bu dostlar. İşçiler, sermaye sınıfı karşısında bilinçli ve örgütlü olarak hareket etmediği sürece onların ekmeğine yağ sürüp zenginliklerine zenginlik katmaya; kendi hayatlarının ve çalışma şartlarının kalitesini de düşürmeye devam edecektir. Yani çözüm açık ve net: Örgütlüysek her şeyiz örgütsüzsek hiçbir şey!
Tabutlar
Gençler Olarak Buluştuk
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.