Buradasınız
Su Uyur Düşman Uyumaz
Sancaktepe’den bir grup işçi
Merhaba dostlar. Bizler farklı sektörlerde çalışan işçileriz. Pek çok işyerinde olduğu gibi bizim de çalıştığımız fabrikalarda, işyerlerinde koronavirüsten sonra en çok konuşulan konu kıdem tazminatının gasp edilmek istenmesi. Zaten koronavirüs bahanesiyle pek çok hakkımız saldırı altında ve krizin faturasının ağır yükü altında eziliyoruz. Bunun üstüne bir de kıdem tazminatımıza bir kez daha göz dikilmesi hem bizi hem de işyerlerimizdeki arkadaşlarımızı oldukça öfkelendirdi. Evet, kıdem tazminatımıza daha önce de göz dikilmişti ancak bu sefer gördük ki daha önce tepki vermeyen, hatta fona devredilmesini iyi bir şey sanan arkadaşlarımız şimdi dönen oyunların farkındalar ve tepkililer. Mesela pek çok arkadaşımız “zaten geçinemiyoruz. Yarın öbür gün işten atıldığımızda en azından kıdem tazminatı nefes almamızı sağlıyor. Artık o da mı olmayacak?” ya da “bunca yıldır bu fabrikada çalışıyorum. Patron belki beni işten atmak istiyor ama kıdem tazminatı yüzünden bunu yapmıyor. Ama kıdem tazminatı hakkı giderse rahatlıkla işten atacak. İş güvencemizi yok etmek istiyorlar” diyor.
Daha geçen sene kıdem tazminatının fona devredilmesi gündeme geldiğinde kimi arkadaşlarımız düzen medyasının yalanlarına kanıp “bir gün bile çalışsak tazminat alacağız” diyebiliyorlardı. Kıdem tazminatının devlet güvencesinde olacağını düşünüyor, fona devredilmesini onaylıyorlardı. Ama şimdi çoğu arkadaşımız Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında tazminatımızın gasp edilmek istendiğinin, bunun bir hak kaybı olduğunun farkında ve onaylamıyor. AKP’ye oy vermiş işçiler de iktidarın yapmak istediği şeyi onaylamıyor ve kıdem tazminatının elimizden alınması durumunda grev yapmak gerektiğini söylüyor. Sendikalı işyerlerinde işçiler o kadar tepkili ki daha önce hiçbir mitinge katılmamış işçilerden “sendika miting yapıyoruz derse ben de katılırım” cümlelerini duymaya başladık.
Şüphesiz durumun ciddiyetinin henüz tam olarak farkına varmayan arkadaşlarımız da var. Mesela “ben zaten emekli yakında olacağım, beni ilgilendirmiyor” diyenler oluyor. Ya da bazı arkadaşlarımız yasanın geçmesi halinde hâlihazırda çalışanları etkileyip etkilemeyeceğiyle ilgileniyor sadece. Bu arkadaşlarımıza da biz anlatıyoruz işin aslını astarını. Biz emekli olabiliriz ama bizim çocuklarımız var. Onları da düşünmek zorundayız. Biz her hak gaspında “nasılsa beni ilgilendirmiyor” diye düşünerek sessiz kalırsak çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağız? Ya da diyelim ki yasa geçerse ve hâlihazırda çalışanları etkilemeyeceği söylense ne değişir? Bir kere tazminatımızı aldıktan sonra milyonlarca işçi gibi biz de hiçbir iş güvencemiz olmadan başka fabrikalarda çalışmayacak mıyız? Kaldı ki, nasıl bir düzenleme yapacaklarını da bilmiyoruz. 1999 yılında emeklilik yaşı ve prim gün sayısı yükseltildiğinde yasa geriye dönük de işletilmişti. O zaman henüz genç olan işçiler durumun ciddiyetinin farkına varmamış, sesini çıkarmamıştı. Şimdi o işçiler EYT’liler olarak gasp edilen emeklilik haklarını almak için mücadele veriyorlar. Demek ki, sadece bugünü düşünerek hareket etmenin, “nasılsa bana dokunmuyor” diye düşünerek sessiz kalmanın bize hiçbir faydası yok. Bizler işçiyiz ve bu sömürü düzeni her birimize eninde sonunda haklarımız için mücadele etmemiz gerektiğini acı tecrübelerle gösteriyor.
AKP iktidarı, tepkiler üzerine şimdilik yasayı Eylül ayına bıraktı. Ama biz mücadele etmek için Eylül’ü beklememeliyiz. Atalarımızın bir sözü vardır, “su uyur düşman uyumaz” diye. Kıdem tazminatının her seferinde başka bir kılıf altında önümüze getirilmesi patronların uyumadığını, haklarımızı gasp etmeye dönük sinsi planlar yapmaya devam ettiklerini yeterince gösteriyor. Bunun karşısında biz de uyanık olmalıyız. Saldırılara göğüs gerebilmek için örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi büyütmeliyiz.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, NotaBene yayınlarından çıkan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı vesilesiyle 22 Eylülde UİD-DER’in konuğu oldu, kitap üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirildi. Ortadoğu ve...
- Patronlar işçi sınıfının sahip olduğu en küçük hak kırıntılarını bile yok edip kölelik koşullarını dayatıyor. Saldırıların dozu artıp kapsamı genişledikçe çok daha fazla sayıda işçi sorunlarına çözüm aramaya, birlik olma ve sendikalaşma yolunu...
- Havalar artık soğumaya başladı. Kara kış yavaş yavaş kapımıza doğru geliyor. Kış demek doğalgaz, gıda, elektrik, ulaşım, sağlık derken masraflarımızın katlanması demektir. Bu zorlukları birazcık azaltmak için her evde kışa küçük hazırlıklar...
- Sağlık çalışanları, 10 Ekimde aile hekimlerini ve sağlık çalışanlarını kapsayan sözleşme ve ödeme yönetmeliği taslağına tepki göstermek için bir araya geldiler. SES İstanbul Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, İSTAHED, Birlik ve Dayanışma Sendikası,...
- İstanbul Çatalca’da Polonez işçilerinin haklı mücadelesi sürüyor. İşçiler ellerinden alınmak istenen hakları için direniyor ama karşılarında polisi buluyorlar. Polisi, emniyet müdürü, müftüsü yine patrona hizmet ediyor, kimin yanında olduklarını...
- 10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile çeşitli emek örgütleri ile on binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşen “Emek, Barış ve Demokrasi” mitinginde IŞİD tarafından tertiplenen saldırı sonucu 104 insanımızı kaybettik, yüzlerce...
- 10 Ekim 2015 tarihinde sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri tarafından Ankara’da düzenlenen barış mitingine IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybedenler, katliamın 9. yılında anıldı. Ankara’da 10 Ekim Barış Derneğinin...
- İşçi ve emekçiler olarak zorlu günlerden geçiyoruz. Fakat tabiri caizse bunlar daha iyi günlerimiz. Türkiye ve dünyadaki gidişat içine itildiğimiz sorunlar yumağının büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Mesela İsrail’in tüm dünyanın gözleri önünde...
- Enflasyon karşısında eriyen ücretlere yapılan zamların sınırlanması, emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesi, iş güvencesinin ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılması… Bunlar, Türkiye’yi yöneten rejimin orta vadeli programında yer...
- DİSK, 9 Ekimde Genel Merkez binasında düzenlediği basın açıklamasında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını ve sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti. Açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı. Sendikalaşan...
- Çerkezköy’de bulunan Elba Bant fabrikasında grev devam ediyor. Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 25 Eylülde grev demişlerdi. UİD-DER’li işçiler 6 Ekimde grevci işçilere bir dayanışma...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail devletinin Filistin’de yürüttüğü savaş ve katliam büyüyerek devam ediyor. Savaşın alevleri Lübnan’a da sıçradı. İsrail ve diğer emperyalist devletlerin niyeti bu alevleri daha da büyütmek, Ortadoğu’da yoksul...
- Anladık ki korkacak bir şey yokmuş. Bize zaten en kötüsünü layık görmüşler. Sosyal hak yok, maaş ortalamamız asgari ücretin bin-iki bin lira üstü. Bize bunu layık görenler bu paralarla bir hafta yaşayamaz. Şimdi grevdeyiz, hiç pişman değiliz.