Buradasınız
Susmak Kabullenmektir
Sancaktepe’den bir eğitim emekçisi
Yeni atamaların yapılmasıyla birlikte aday öğretmenlerin stajyerlik dönemiyle ilgili tartışmalar daha da arttı. Benim çalıştığım okulda bu konu danışman öğretmenlerin belirlendiği son gün gündemimize girdi. Hiçbir arkadaşımızın danışman öğretmenlik yapabilecek öğretmenlerin belirlenip Milli Eğitim Bakanlığına bildirildiğinden son güne kadar haberi olmamıştı. Danışman öğretmen olmak için biz mi başvuru yapmalıydık yoksa okul müdürü mü adayları belirliyordu? Eğer biz başvuru yapmalıysak neden son güne kadar haberimiz olmamıştı? Yok, eğer okul müdürü belirliyorsa neye göre belirliyordu? Bu sorular uzunca bir süre ağızdan ağza dolaştı, tartışma konusu oldu. Sonradan öğrendiğimize göre okul müdürleri danışman öğretmenlik yapabileceklerin listesini hazırlayıp İl Milli Eğitim Müdürlüklerine göndermişler. İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden MEB’e gönderilen isimlerden seçilen öğretmenler de danışman öğretmen olarak görevlendirilmiş. Danışman öğretmen olabilmek için 10 yıl ve üzeri öğretmenlik yapıyor olmanın yanı sıra meslek yaşamında pek de karşılığını bulmayan bir takım kriterler konmuş. “Miş”, “muş” diyorum çünkü bu süreçlerin hepsini her şey olup bittikten sonra öğrendik, anladık. Belli ki okul idaresi Eğitim Bir-Sen’in dışında kalan diğer öğretmenlerden bilinçli olarak bu konuyu saklamıştı. Oysa bu konu hiç de hafife alınacak bir konu değil. Çünkü danışman öğretmenler, aday öğretmenlere ilk 6 aylık staj dönemi boyunca rehberlik edecek ve onların performanslarını değerlendirecekler. Danışman öğretmenin yapacağı değerlendirme ile birlikte okul müdürünün vereceği puan aday öğretmenlerin geleceğini belirleyecek.
Peki, bu ne anlama geliyor? Öncelikle son dönemlerde artan baskılar nedeniyle, atanan öğretmenlerin Eğitim-Sen’den ziyade Eğitim Bir-Sen’e üye olduklarını belirteyim. Hatta eski Eğitim-Sen üyeleri de yeri geldiğinde istifaya zorlanıyorlar. Örneğin başka okullarda eğitim veren arkadaşlarımın anlattıklarından müdür yardımcısı olmak için Eğitim-Sen’den istifa ederek Eğitim Bir-Sen’e üye olan öğretmenlerin olduğunu biliyorum. Farklı okullarda çalışan pek çok öğretmen arkadaşım tıpkı bizim okulda olduğu gibi Eğitim Bir-Sen’li öğretmenlerin danışman öğretmen olarak belirlendiğini söylüyorlar. Danışman öğretmenlerin Eğitim Bir-Sen’li olması, aday öğretmenlerin stajyerlik döneminde “başarısız” olmamak için daha en baştan Eğitim Bir-Sen’e üye olmaya zorlanacakları anlamına geliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı “danışman öğretmenlik” uygulamasını, zaten Almanya, Finlandiya gibi Avrupa Birliği ülkelerinde olduğunu söyleyerek savunuyor. Oysa bizim ülkemizin koşulları hem eğitim sistemi açısından hem de politik durum açısından bu ülkelerden çok farklı. Eğitim-Sen’i “dize getiremeyenler”, üye sayısını düşürerek bitirmeye çalışıyorlar. Eğitim Bir-Sen, eğitim emekçilerinin sorunlarını çözmekten çok iktidarın politikalarını destekleyen, bu politikaların eğitim alanında hayata geçmesini sağlayan bir çizgi izliyor. Bu nedenle aday öğretmenlere danışmanlık yapacak öğretmenlerin ağırlıklı olarak Eğitim Bir-Sen’li olması politik bir tercihtir ve bu uygulama tek tip öğretmen yetişmesini sağlayacaktır. Çoğu arkadaşımız bu uygulama karşısında şaşkın ve pasif durumda ne yazık ki. Sendikamızın da yeterince müdahil olduğu söylenemez. Oysa susmak kabullenmektir. Bu konuda özellikle sendikamıza çok iş düşüyor. Muhalif olan herkesi ve her şeyi sindirmek ve korkutmak istedikleri bir dönemde pasif kalıp çözülmek yerine daha çok birlik olmak ve bu birlikteliği göstermek zorundayız.
Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...