Buradasınız
Tarihten Tarihimizi Okumak!
Gebze’den bir gıda işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Çanakkale şehitliğini ziyaret eden işçi arkadaşlar fabrikaya geri döndüklerinde bol bol Çanakkale üzerine tarihi bilgi verdiler, sohbet ettiler, çeşitli yorumlarda bulundular. Aynı işçi arkadaşlarla henüz bir hafta önce hazırlığını yaptığımız işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs hakkında sohbet ettiğimizde 1 Mayıs’a dair “işçi bayramı” olmasının ötesinde hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını üzülerek görmüştüm. Egemenler işçi sınıfının bir tarihi olduğunu, tarihteki mücadelelerde işçi sınıfının büyük zaferlere imza attığını yeni kuşaklardan gizler, tarihin gerçek seyrinin üzerini örterler.
Aslında hemen her hafta veya her ay belirli günler hakkında anmalar, törenler veya paneller düzenlenir. Milli, dini, kültürel içerikte bu etkinliklerde tarih işlenir, başarılar anlatılır ve bugün için gerekli dersler çıkartılır. Bu anlatım elbette tarafsız olamaz. Bugün kim egemense, iktidar ve güç kimdeyse tarihi de kendi istediği gibi yeniden yazıyor, işliyor ve yeni kuşaklara bu mantıkla aktarıyor. Örneğin 1 Mayıs, gün geliyor egemenlerin dilinde “terörist bayramı”, gün geliyor “bahar bayramı”, gün geliyor “emek ve dayanışma bayramı” oluyor. İşçilerin mücadele, dayanışma ve birliğine bağlı olarak egemenlerin kullandığı dil ve tarihi gerçekleri çarpıtma dozları değişiyor. Değişmeyen tek şeyse iktidardaki sermaye sınıfının işçilerin tarih sahnesindeki rolü hakkındaki çarpıtma, yalan ve baskısı oluyor.
İster yüzyıllar önce inşa edilmiş tarihi eserlere bakalım, istersek dilden dile aktarılarak taşınan efsanelere kulak verelim; tarih bize şu gerçeği gösteriyor. Geçmişten bugüne insanlar iki büyük sınıfa ayrılmışlar: Mülk sahibi egemen azınlık ve mülksüz çoğunluk. Mülk sahibi egemenler iktidarlarını ve varlıklarını korumak için tarihi kendi çıkarları doğrultusunda yazar, çizerler. Bu nedenle egemenlerin gözünde yoksul kara Afrikalılar efendilerin “kölesi” olmak için doğmuş, Kızılderililer “vahşi” yaratıklardan başka bir şey değildir. Geçmişte firavunların mezarları bile ihtişamlı birer anıta dönüşürken, yoksul milyonların bir dikili taşı dahi olmamıştır.
İşçi sınıfının tarih sahnesine çıkmasıyla, tarihi olaylar üzerindeki çarpıtma ve aldatmaların dozu da giderek artmıştır. İşçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı verdiği mücadeleyi, onun oynamaya başladığı rolü ve varlığını yok saymak için egemenler dört bir koldan atağa geçmişlerdir. Çocuklara verilen zorunlu eğitimlerden üniversitelerdeki gençlere yönelik çalışmalara; medyadan edebiyata kadar her şey egemenlerin tarihteki rolünü şişirmeye hasredilmiştir. Sanki tüm zenginliği yaratan işçi sınıfı hiçbir zaman tarihte bir varlık göstermemiş, bir araya gelerek ortak hedefleri için mücadele etmemiş gibi, daima egemen sınıflara tâbi olan pasif yığınlar şeklinde gösterilmiştir. Grevler, ayaklanmalar, devrimci kalkışmalar ve devrimler sürekli “fitne, fesat çıkarmak”, “dış güçlerin oyununa gelmek”, “kışkırtmalara gelmek” olarak gösterilmiştir. Ezilenlerin isyanını bastırmak ve gerçekleri çarpıtmak için tarihteki en acımasız iftira kampanyaları organize edilmiştir.
Egemenlerin gözünde ezilen, sömürülen, çalışan işçi ve emekçiler sadece ve sadece ayak takımıdırlar. Egemen sınıfın yöneticileri büyük komutan, eşsiz lider, kahraman olurken, emekçiler ise hakkında ferman verilen sürüler olmuşlardır. İktidardakiler ulu önder katında yer alırken, dipteki milyonlarsa rütbesiz asker, ayak takımı olurlar. Her ülkede egemen olan tarih anlayışı ikiyüzlü ve tek yanlıdır. Gizlenen gerçek, bugüne kadarki tarihin sınıf savaşımları tarihi olduğudur. Dün köle ile efendi arasındaki savaş bugün işçi ile sermaye sahipleri arasında cereyan ediyor. Bu çatışma iş, yaşam, politika, bilim, din kısacası hayatın her alanında devam ediyor. İktidarlarını korumak isteyen sömürücüler bu nedenle tarihteki sınıf savaşımlarını gizliyor ve sahte “milli tarih” anlayışıyla genç nesillerin beyinlerini yıkıyorlar.
İşçi sınıfının mücadele, örgütlenme, ayaklanma ve devrimlerle geçen bir tarihi vardır. Bu tarihi öğrenmek, tartışarak dersler çıkarmak önemlidir. Dünya işçilerinin mücadele ve örgütlenme tarihindeki deneyimleri, bütün insanlığın kurtuluşu yolunda önemli kilometre taşlarıdır. Kazanılmış her zafer, alınmış her hak bütün insanlığa verilmiş bir hediye, gelecek nesillere bırakılmış mirastır. Büyük işçi önderlerinin olağanüstü çabalarını, mücadeleci işçi kitlelerinin kahramanlıklarını, çektiği acılara rağmen dişleriyle, tırnaklarıyla kazandıklarını öğrenmek hepimizin görevi olmalıdır. Afrika işçilerinin, Amerikalı veya Avrupalı işçilerin, Asya bozkırlarındaki işçilerin örgütlenme ve mücadele tarihini hiçbir ülkenin “milli tarihi” yazmayacaktır. Egemenlerin öcü gibi korktuğu bu tarih, sadece işçi örgütlerinde ve sınıf mücadelesi içinde öğrenilebilir.
- Eti Krom Patronunun Tutumu Ne Anlatıyor?
- Sendikal Baskılar Sürerken Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- TÜİK’in Kayıp Sepeti
- Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’ten Ortak Basın Açıklaması
- Çorlu Tren Katliamının 6. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
- İsrail’in Gazze Katliamı Dokuzuncu Ayında Protesto Edildi
- Göçmenlere Yönelik Irkçı Saldırılar Protesto Edildi
- Sivas Katliamı’nın 31. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
- İstanbul’da “Kayyuma Geçit Vermeyeceğiz” Mitingi
- Sendikalardan Asgari Ücrete Zam Talebiyle Eylem
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- İsrail Katliamı, Emperyalistler İkiyüzlülüğü Sürdürüyor
- Samandağ’da “Rezerve Hayır!” Mitingi
- Emeklilerin Gözünü Kırıntılarla Boyayamazsınız!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Kemal Türkler’in Mücadelesi ve Bugüne Mirası
- Kemal Türkler ve Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı
- MESS Grevlerinin 45. Yılında Metal İşçilerinin Mücadelesini Hatırlamak
- 30. Yıldönümünde Zonguldak Madencilerinin Uzun Yürüyüşü
- Tütüne Emek Veren Kadın İşçiler Anlatıyor
- Netaş: Yasaklara Rağmen Başarıya Ulaşan Grev!
- Eylül 1976: İşçilerin DGM Direnişi
- Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler
- İki Farklı Dönem, İki Sözleşme ve İki Bildiri
- Maden-İş MESS’in Oyunlarını Nasıl Boşa Çıkarttı?
- Kavel’den Bir Anı, Geçmişten Bir Miras
- Maden-İş’teki Gömleğin Sırrı Neydi?
- “Bölge’ye Gidince Annemle Barıştım”
- “Baba İşveren” İmajı İle Mücadele
- “Kadın İşçiler Zampik-İş’e Aldanmadı”
- Maden-İş Karşısında MESS’in İzlediği Yol
- Maden-İş İşçilerle Bağını Nasıl Geliştirip Güçlendirdi?
- 1908 Grevleri
Son Eklenenler
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...
- Srebrenitsa’da, 1995 Temmuzunda, 8 bini aşkın Boşnak, Sırp egemenleri tarafından katledildi. Geçmişten günümüze emperyalistlerin kışkırttığı tüm savaşlara baktığımızda ölenlerin, acı çekenlerin, yasa boğulanların emekçiler olduğunu, savaştan siyasi...
Düşün
Okyanusları, denizleri, dereleri, nehirleri
Düşle
Parmaklıkların ötesindeki sonsuz dünyayı
Düşün
...- 43 gündür direnen Sumitomo işçilerinin grevi kazanımla sonuçlandı. Adana’da PTT bünyesinde çalışan taşeron işçiler iş baskısı ve kötü çalışma koşullarına karşı 9 Temmuzda iş bıraktı. İşçilerin eylemi ikinci gününde kazanımla sona erdi. Manisa’da...
- TÜİK Haziran 2022 itibariyle enflasyon sepetine hangi ürünleri koyduğunu ve bu ürünlerin fiyatını ne olarak kabul ettiğini açıklamayı bıraktı. İki yıldır TÜİK’in açıkladığı enflasyonu neye göre hesapladığını bilmiyoruz. Yani sepet iki yıldır kayıp!...