Buradasınız
Ücretler Geç Ödeniyor, Neden Susuyoruz?
Gazi Mahallesi’nden bir gıda işçisi
Aldığımız ücretlerin yetmemesi zaten bir sorun. Aldığımız sefalet ücretinin gününde ödenmemesi insanı çileden çıkarıyor. Sağa sola borçlanarak ayın sonunu ancak getiriyoruz. Ücretlerimizi aldığımız tarihler belli olduğu için, ödemelerimiz için de bu tarihler üzerinden alacaklılara söz veriyoruz. Ama bu sözleri genelde tutamıyoruz. Çünkü ücretler gününde ödenmiyor.
Patronlar neden ücretlerimizi geç ödüyor?
Patronlar işçinin emeğini gasp ettikleri, onun ürettiği artı-değere el koydukları için sermaye sahibi olmuşlardır. İşçiye tam ödenmeyen ya da gününde ödenmeyen ücretler de bu sermayenin daha da artmasını sağlamaktadır. Meselâ çalıştığımız fabrikada ücretlerin geç ödenmeye başlaması çeşitli gerekçelere dayandırılarak bizlere anlatılıyor. Biz de anlayış göstermeye çalışıyoruz. Ama daha sonra öğreniyoruz ki, bizim patron bilmem hangi ilde ya da ülkede bir fabrika daha açmış. Paralarına daha fazla para katmak için bizim ücretleri geciktirerek kullanıyorlar. Buradan anlaşılacağı gibi patronlar zenginliği alın teri akıtarak değil, biz işçilerin kanını emerek elde ediyorlar ve büyütüyorlar.
Peki, var olan hakkımızı biliyor muyuz?
Ücretlerimizin geç ödenmesi durumunda var olan hakkımız, İş Yasasının 34. maddesinde şöyle belirtilmiştir: “Ücret ödeme gününün üzerinden 20 gün geçmesi halinde (eğer işverenin geçerli bir sebebi yoksa) işçinin işyerinde bulunduğu bölüme ya da çalıştığı makinenin başına geçip çalışmama hakkı vardır. İşyerinde çalışan bütün işçilerin bu davranışı sergilemesi bu eylemin bir grev olduğu anlamına gelmez. Bir işçi bu eylemi tek başına da yapabilir. Gününde ödenmeyen ücretlere, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Ücretini alamadığı için makinesinin başına geçip çalışmadığı için işçi işten atılamaz, yerine işçi alınamaz. Bu işçinin yaptığı iş ise başka bir işçiye yaptırılamaz.”
Fakat örgütsüz olduğumuz için bu ve benzeri haklarımızı ne yazık ki kullanamıyoruz.
Haklarımızı kullanmak ve genişletmek için ne yapmalıyız?
Önce haklarımızı doğru bir biçimde öğrenerek işe başlamalıyız. Ve bu öğrendiğimiz haklarımızı yanı başımızdaki işçi arkadaşlarımıza bıkmadan usanmadan anlatarak patronların saldırılarına karşı birlikte hareket etmeliyiz. Eğer işçiler uğradıkları hak gasplarına karşı bir şey yapamıyorlarsa, bu sorunun temel kaynağı ne yapmaları gerektiğini tam olarak bilmemeleri ve örgütsüz oluşlarıdır. Dolayısıyla “işçiler haklarını aramıyorlar” deyip işçileri suçlamamız ve arkadaşlarımıza küsmemiz doğru olmaz. Patronların istediği şey tam da bu değil mi? İşçiler birbirlerine güvenmesin, işçiler sorunlarını tartışmasın, işçiler bir şey bilmesin ki, var olan sömürü çarkları daha iyi işlesin!
Çalıştığımız işyerlerinde ve fabrikalarda bu sorunlar karşısında o işyerini terk edip gitmek yerine, haklarımızı kullanmak için kolları sıvamak daha doğru bir yöntemdir. Eğer mücadele eder ve haklarımıza sahip çıkarsak, var olan haklarımızı genişletmeyi de başarabiliriz. İşte işçi dostum, UİD-DER böyle düşünen işçiler tarafından kuruldu. Bugün de işçilerin daha güzel bir dünyada yaşamasının mümkün olduğunu anlatmaya ve bu yolda mücadeleyi örgütlemeye devam ediyor. Bu mücadeleye senin de omuz vermeni bekliyoruz.
UPS Direnişine Ziyaret
Rimaks Tekstil İşçileri İşten Atıldı
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar, sefalete mahkûm ettiği emeklilerin kamu bütçesine çok büyük bir yük olduğunu iddia ediyor, zam taleplerini görmezden geliyor. Örneğin AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi “EYT demek geleceğin kaynaklarını bugünden tüketmek...
- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Türkiye’de iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin 2023 yılı istatistiklerini 4 Eylülde açıkladı. SGK’nın açıkladığı veriler ilk kez, İSİG Meclisi’nin açıkladığı iş cinayeti sayısını aştı. İSİG Meclisi verilerine göre...
- Sevgili işçi kardeşlerim ve işçi çocukları, söyleyeceklerimi bizim mahalledeki çocukların kendi ifadeleriyle yani olduğu gibi anlatacağım. Bu çocuklar yani benim onlara seslenişimle gençlerin istek ve taleplerini aşağıda okuyacaksınız. Gençlerle...
- Farklı sektörlerde çalışan bir grup genç UİD-DER’li işçi “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adıyla bir mini belgesel hazırlamış, belgesel UİD-DER Web TV’de yayınlamıştı. UİD-DER, filmleri belgesele konu olan işçi sınıfının...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet!” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 25 Eylülde İstanbul Saraçhane Parkında gerçekleşen işçi buluşmasına DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK yönetim kurulu...
- Türkiye’de işçi mücadelelerine yenileri eklenirken kazanımla sonuçlanan grev ve direnişler de oluyor. Bursa Kemalpaşa’da Eker Süt Ürünleri fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan 3 işçi 23 Eylülde fabrika önünde direnişe...
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi neticesinde yoksulluğun pençesindeki işçi ve emekçilerin öfkesi büyüyor. Sermaye sınıfı ve siyasi iktidar Orta Vadeli Programlarla işçi ve emekçilerin üzerindeki sömürüyü arttırıyor....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık tarafından kaleme alınan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı geçtiğimiz aylarda NotaBene yayınlarından çıkmıştı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine odaklanan, işçi...
- İran’ın Tabas kentinde bulunan bir kömür madeninde 21 Eylülde gaz sıkışması sonucu patlama gerçekleşti. Patlamada en az 51 işçi yaşamını yitirdi, 20’den fazla işçi yaralandı. Göçük altından henüz çıkarılamayan işçiler var. Başkent Tahran’ın 540...
- Son haftalarda ekranlarda ve sosyal medyada 21 Ağustosta kaybolan ve cansız bedeni çuvalla bir dereye atılmış halde bulunan Narin’le ilgili pek çok haber görüyoruz. Özellikle ilk günlerde Narin’in ağlayan annesine dair görüntüler durmaksızın...
- Gençlik yılları insanın kimlik edindiği, ayakları üzerinde durmaya başladığı yıllardır. Genç insan heyecan, enerji, coşku, duyarlılık ve değişim arzusuyla, geleceğe dair umutlarla doludur. Yaşanan her bir olay, edinilen her bir deneyim en canlı ve...
- Çelikler Holding’e ait Afşin-Elbistan Termik Santralinde çalışan 8 işçi ücretlerine zam yapılmasını istedikleri için 18 Ağustosta işten çıkarıldı. Arkadaşlarının işten atılmasına karşı iş bırakarak direniş başlatan işçiler de işten atma saldırısıyla...
- Rüzgârlar, bulutlar, ırmaklar, göklerde süzülen kuşlar, çiçekten çiçeğe konan arılar… sınır tanımazlar. Mesela Dicle ve Fırat ırmaklarını düşünelim. Mezopotamya’nın bu en büyük iki ırmağı Türkiye’de doğar, sınırları aşarak önce Suriye’ye uğrar,...