Buradasınız
Yıllık İzinle İlgili Yasal Haklarımız
Bostancı’dan bir grup işçi
Yaz geldi. Yaz gelince aklımıza işyerlerimizde kullanacağımız yıllık izinlerimiz gelir. Bu yaza patronların ekonomik kriziyle girdik. Krizden kaynaklı olarak işten atıldık, haklarımız gasp edildi, ediliyor. Kriz fırsatçılığı yapan patronlar sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorlar. Şimdi sıra yaz dönemi vesilesiyle yıllık izinlerimize geldi. Patronlar yaz döneminde izin verip ücret kesintisi yapabilirler ya da izin kullandırmama yoluna gidebilirler. Bunlara karşı uyanık olmalıyız. Bunun için yıllık izin hakkımızın ne olduğunu ve nasıl kullanacağımızı bilmemiz gerekiyor.
Kullanacağımız yıllık izinlerimizle ilgili yasal düzenlemeler, 4857 sayılı İş Kanununun 53-60. maddelerinde düzenlenmiştir. Çalışma Bakanlığının yayınladığı “Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği” ise konuyu daha ayrıntılı olarak ele almıştır.
Yasaya göre, deneme süresi de dâhil olmak üzere işe başladığımız tarihten itibaren bir yılı doldurduğumuzda yıllık izin kullanma hakkını elde ederiz. Kullanacağımız izin süreleri çalıştığımız yıl süresine bağlı olarak değişmektedir. Buna göre:
1 ilâ 5 yıl (5 yıl dâhil) çalışanlara 14 gün, 5 ilâ 15 yıl arası çalışanlara 20 gün, 15 ve daha üstü yıl çalışanlara ise 26 günden az ücretli izin verilemez. 18 ve daha düşük yaştaki işçiler ile 50 ve daha yukarı yaştaki işçilerin kullanacağı yıllık ücretli izin süreleriyse 20 günden az olamaz.
Yıllık izin süreleri iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmeleri ile daha da arttırılabilir. Örneğin deri işkolunda yapılan sendikal sözleşmeye göre yıllık izinler 1 yılını dolduran işçi için 2 hafta değil 3 haftadır.
Yıllık iznimize rastlayan hafta tatili, genel tatil ve ulusal bayram günleri izin süresinden sayılmaz. Ayrıca iznimizi şehir dışında geçireceğimizi bildirdiğimizde işveren yolun uzaklık durumuna göre 4 güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır. İzin süremizde ücretimiz tam olarak ödenir ve kesinti yapılamaz. Yıllık izin dönemine ilişkin ücretimiz, izne çıkmadan önce peşin olarak ödenmek veya avans olarak verilmek zorundadır. Eğer herhangi bir nedenle iş sözleşmemiz sona ererse, hak kazanıp da kullanmadığımız yıllık izin sürelerine ait olan ücret, tazminatımız hesaplanırken eklenmek zorundadır.
100 kişiden fazla çalışanı olan bir işyerinde çalışıyorsak, yıllık izinler, oluşturulan bir kurul tarafından belirlenir. Bu kurul, 1 patron temsilcisi ile 2 işçi temsilcisinden oluşur.
İşçinin rızası olmaksızın yıllık izin günleri bölünemez. Yani yıllık iznimiz 14 gün ise, bizim rızamız olmaksızın patron bunun bir haftasını şimdi bir haftasını da bir ay sonra kullan diyemez. Ayrıca rızamız olması durumunda da, izin süresi bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir.
“Mevsimlik veya kampanya işlerinde” çalışanlar ile “kısmı süreli ve çağrı üzerine” çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri de, tam süreli çalışan işçiler gibi düzenlenir ve kesinti yapılamaz.
Aslına bakarsak biz bütün bir yıl boyunca gece gündüz demeden çalışıyoruz. Bize çalışmamızın karşılığında dinlenmemiz için yasalarla sınırlı günler veriliyor, oysa patronlar diledikleri gün tatil yapıyorlar. Onlar tatillerini istedikleri zamanda istedikleri yerde geçiriyorlar. Dünya turuna çıkıp her tarafı görebiliyorlar ve eğleniyorlar. Bunları nasıl yapabiliyorlar? Tabii ki bizim sırtımızdan kazandıkları kârlarla. Bizse düşünüyoruz, para yok tatile nasıl çıkacağız diye! Üstelik çoğumuz yıllık izinlerde ek iş yapıp, geçinmek için üç kuruş daha fazla para kazanmak zorunda kalıyoruz. Ücretlerimizi ve yıllık ücretli izin günlerimizi yükseltmek için tek çaremiz örgütlü mücadeleye katılmaktır.
46. Yılında Kavel Destanı
Kriz Varsa Çare de Var!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...