Buradasınız
Yeni Zamlar, Yeni İtiraflar
Avcılar’dan bir işçi
Akaryakıt fiyatlarına bir hafta içinde iki defa zam geldi. Patronların emrindeki AKP hükümeti petrol ürünlerine gelen zammı bahane ederek doğalgaz ve elektriğe de zam yapacaklarını söylüyordu. Beklenen oldu, 1 Nisandan geçerli olmak üzere doğalgaza yüzde 18,72, elektriğe de yüzde 9,26 oranında zam yapıldı. Böylece bir yıl içinde elektriğe yüzde 20, doğalgaza da yüzde 30 zam yapılmış oldu. Asgari ücrete yapılan zam ise yıllık yüzde 12 idi. Zamlar sadece elektrik ve doğalgazla sınırlı kalmıyor, iğneden ipliğe bütün tüketim ürünlerine habire zam yapıp duruyorlar. Şimdi yüzde 12’lik asgari ücret zammı için “iyi zam yaptık, işçiyi ezdirmedik” diyenlerin ikiyüzlülükleri bir kez daha ortaya çıktı.
Ancak bütün bunlara rağmen AKP hükümetinin temsilcileri pişkince açıklamalarda bulunabiliyorlar. Bütçe açıklarını kapatmak için iğneden ipliğe zam yapıldığında başbakan “Yunanistan gibi mi olalım” diyerek lafı geçiştirmeye kalkmış, aynı zamanda bir itirafta bulunmuştu. Yani başbakan ekonomik krizin faturasının ve bütçe açıklarının bizim sırtımıza bindirilen vergi ve zamlarla karşılanacağını açıkça itiraf ediyordu. Şimdi ise petrol ürünlerine ve bundan kaynaklı olarak elektrik ve doğalgaza gelen zam için Merkez Bankası şöyle bir açıklamada bulunuyor: “Arap ülkeleri halklarının ayaklanmasını engellemek için yaptığı harcamaları arttırınca, bu durum petrol fiyatlarında yüksek fiyatların oluşmasına neden oldu.” Egemenler biz işçiler örgütsüz ve bilinçsiz olduğumuz için pişkince açıklamalarda bulunuyorlar. Yaptıkları zamma dahi Arap halklarını sebep gösterebiliyorlar. Dalga geçer gibi açıklamalar yapsalar da bir taraftan da korkularını itiraf ediyorlar. Korktukları şey çok açık, bizlerin de Yunanistan işçi sınıfı gibi patronlara karabasan yaşatan grevler, diktatörlere dünyayı dar eden Arap halkları gibi eylemler yapmamızdan korkuyorlar. Peki bizler, yani günde 14 saat çalışan, sefalet koşullarında yaşayan, hiçbir sosyal hayatı olmayan, çocuğunun, ailesinin yüzünü dahi göremeyen, her güne zam haberleriyle uyanan işçiler neyi bekliyoruz? Sırtımıza vurulan kırbaçların hesabını sormanın vakti gelmedi mi? Patronların ve onların emrindeki hükümetin korkularını gerçeğe döndürelim. Yaptıkları zamları onların başına çalalım, örgütlenelim, haklı ve onurlu mücadelemizi yükseltelim.
Ekonomi Büyüyor, İşçiler Ölüyor
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...