Buradasınız
Yıkalım Bu Köhne Düzeni
Beylikdüzü’nden bir kadın işçi
Çalıştığım fabrikada bir aydan bu yana zam dedikodusu dolaşıp duruyordu. İnsan Kaynakları tarafından panoya bir kâğıt asıldı ve şunlar yazıyordu. “Zam oranımız %7 olacaktır. Fakat performansı yüksek olanlara %7 zam yapılacaktır. Performansı düşük olanlar ise az bir orandan yararlanacaktır. Bu konu tartışılmaya açık bir konu değildir.” Görüyor musunuz ne diyorlar, bize “kesin sesinizi işinize bakın” diyorlar. Bu performansı neye göre ölçüyorlar anlamış değilim. Buradaki işçilerin en yenisi bir yıllık. Beş yıl çalışmış işçiye hangi mantıkla performansın düşük denerek zam yapılmaz akıl işi değil. Bu zam aslında herkesi kapsamıyordu, çok eski olan işçiler için geçerliydi. Asgari ücretle çalışanlar için değildi. Patronun uyguladığı politika tuttu, kâğıt bilinçli olarak panoya asıldı. Herkes için geçerli bu zam diye algılandı. İşçiler arasında sürtüşmeler, laf sokmalar başladı. “Ben de eskiyim, 5-6 senedir burada çalışıyorum. Bana neden vermediler? Demek ki yalakalara zam yapıyorlar” diyen birçok işçi arkadaşım oldu. Çay paydosunda sohbet ederken böyle konuşanlara şunu sordum:
“Sence zam alan arkadaşın mı suçlu, zam alamayan bizler mi suçluyuz? Neden çekememezlik yapıyorsunuz. Panoya asılan yazı, birbirimize düşelim, düşman olalım diye asıldı. Zam alan arkadaşlar hak ediyorlar, hatta daha fazlasını hak ediyorlar ve yalaka değiller. Yıllarca birlikte çalıştığımız, yüz yüze baktığımız arkadaşlarımız onlar. O niye zam aldı değil, biz neden adam gibi zam alamıyoruz dememiz gerekmiyor mu? Patron emin olalım ki uzaktan koltuğuna yaslanmış bu iğrenç manzarayı keyifle izliyor. Yani bütün işçiler olarak zam almayı hak ediyoruz. Bu da bizlere bağlı.”
Patronlar sınıfı bir araya gelmeyelim diye çeşitli politikalar üretiyor. Birbirine düşman olan işçiler bir araya gelemez. Bu durum patronların egemenliklerini sürdürmeye yarıyor. Hâlbuki yanı başımızda çalışan işçi arkadaşımızın ne suçu var? Bizler patronların karşısına çıkıp insan gibi geçineceğimiz zamları istemediğimiz için, işçi sınıfı olarak suçluyuz. Bütün her şeyi bizler üretiyoruz. Şalterler bizlerin elinde ama indirmeye dermanımız yok. Hep bir suçlu arıyoruz. Bütün fabrikalarda eminim aynı mevzular vardır. Düşman olarak birbirimizi görüyoruz. Bilinçsiz olunca yanı başında çalışan işçiye ahkâm kesmek daha kolay geliyor. Patrona gelince el pençe divan duruluyor. Nazım Hikmet’in bir şiiri aslında bizleri çok iyi anlatıyor. “Bu dünyada, bu zulüm senin sayende ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, demeye de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!”
İşçi sınıfı olarak gücümüzün farkına varalım bizler döndürüyoruz fabrikaların çarkını. Bizler olmasak, patronlar kimi çalıştıracak dev gibi fabrikalarda? Dünyadaki her şeyi üreten işçi sınıfıdır. Çarklar da bizlerin elinde. Bu zamana kadar patronlardan hiçbir hayır görmedik, bundan sonra da görmeyeceğiz. Yeter ki üzerimizden atalım ölü toprağını, mücadeleye atılalım, yıkalım bu köhne düzeni.
Birlikte UİD-DER’de Örgütlenelim
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...