Buradasınız
10 Yıl Sonra Nasıl Bir Dünyada Yaşamak İstiyoruz?
Beylikdüzü’nden bir kadın işçi

Bir gün işyerinde bir kadın arkadaşım bana bir soru sordu: “10 yıl sonra nasıl bir dünyada yaşamak isterdin?” Soruya cevap vermeden önce nereden aklına geldi böyle bir şey dedim. O da “benim kız liseye gidiyor, okulda öğretmeni ödev olarak vermiş” dedi. İlk önce genel geçer şeyler söyledim. İşçi arkadaşım bana “bunları herkes söylüyor, daha değişik şeyler olsun” dedi. Ben de “nükleer santraller kapatılsın, her şey doğal bir şekilde güneş enerjisiyle karşılansın” dedim. “Nükleer ne kız” diye sordu. Ben de dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım, nükleer silahların üretildiğinden, şehirlerin, doğanın, insan yaşamının nasıl tahrip edildiğinden bahsettim. “Çevresine radyasyon yaydığı için havayı kirletiyor. Çocuklar kanserli doğuyor. Hâlbuki buna gerek yok. Örneğin Sahra çöllerinde güneş enerjisiyle elektrik üretilebilir” dedim. “Bak bu çok güzel, sen bunu yaz, ben kızıma götüreyim” dedi. Ben de yazdım verdim.
Sonra telefonda kızıyla konuşmuş, kızı 2017’de nasıl bir dünyada yaşamak istersin diye sor demiş çevrendekilere. Tekrar yanıma geldi, “2017’ymiş sorusu, sen yazıp onu da ver” dedi. Ben de biz işçilerin özlemlerini yazdım. Savaşların olmadığı, çocukların aç-susuz kalmadığı, insanın insanı ezmediği, yoksulluğun, işsizliğin olmadığı, öğrencilerin daha kaliteli ve parasız eğitim aldığı, sağlığın, ulaşımın, evlerin parasız olmasını istediğim bir dünyada yaşamak isterdim diye yazıp verdim. Akşam soyunma dolaplarında işçi arkadaşım bana “senin bu yazdıklarını kızıma vereceğim. Çok güzel fikirlerin var, çok beğendim” dedi. Ertesi gün sordum ne yaptın diye. “Kızım çok beğendi senin yazdıklarını, ödev olarak öğretmene verecek. Kızım dedi ki, anne o abla ne mezunu? Çok akıllı birisi” dedi. Ben de ilkokul mezunu olduğumu, ama bilgili ve bilinçli olmak için ille de yüksek tahsilli olmak gerekmediğini, isteyen her işçinin bunları öğrenip kendini geliştirebileceğini anlattım. Bu düzende işçilere biçilen rolün aksine, hayatı yaratanın biz işçiler olduğunu, biz üretmezsek dünyada hiçbir şeyin varolmayacağını, bizlerin de pekâlâ kendimizi geliştirebileceğimizi ve bize yakıştırılmayan pek çok alanda başarılı olabileceğimizden bahsettim.
Düşündüm ki, kapitalist eğitimde öğrencilere gerçeklerden uzak, çarpık bir eğitim verildiği için öğrenciler birçok şeyi örenemiyorlar. Ben bu gerçekleri işçi mücadelesi içinde öğrendim. Bir işçi olarak sınıfımın penceresinden bakıp, insanlığa neyin yararı neyin zararı olduğunu, güzel fikirleri mücadele içinde öğrendim. Maalesef bu sistemin işçileri kurtuluşa götürecek güzel fikirlere tahammülü yok. Onun için çocuklara küçük yaşta kendi çıkarlarına, ihtiyaçlarına göre bir eğitim veriyor. Sorgulamayan bir gençlik yaratmak istiyor. Oysa anne babalar çocuklarıyla birlikte mücadeleye katılmalı. Ancak mücadele eden, örgütlenen ve bilinçlenen insan yaşadığı hayata dair gerçekleri kavrayabilir. Kabuğunu kırar, ruhunu ve aklını özgürleştirir, kendisine sunulanı değil gerçekliği görür, kavrar. Yaşamak istediği, hayal ettiği güzel dünyayı kurmak için kolları sıvar.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...