Buradasınız
12 EYLÜL DARBECİLERİ YARGILANSIN! 12 EYLÜL EVREN’DEN, ERGENEKON FIRAT’TAN ÖTEYE GEÇMEZSE YALAN!
12 Eylül darbesinin 33. yıldönümündeyiz. Ama 12 Eylül rejimi hala sürüyor.
12 Eylül rejimi, darbe anayasasıyla, anayasadaki ‘değiştirilemez' maddeleriyle, tekçi ideoloji, tekçi vatandaşlık ve devlet tanımıyla sürüyor. Toplumsal/siyasi yaşamı kontrol etme yasallığıyla donatılmış Milli Güvenlik Kurulu ile sürüyor. Cumhurbaşkanı’nın “aşırı” yetkileriyle sürüyor. Yasama- Yürütme-Yargı düzenlemesiyle sürüyor. Siyasi partiler kanunu ve baraj sistemiyle sürüyor. Güce, özel olarak devlete ve devlet gücüne atfettiği merkezi değerler sistemiyle sürüyor. Toplumda içselleşmiş bir kimlik olarak sürüyor.
1987 ile 2004 yılları arasında, AB sürecinin etkisiyle kimi anayasal değişiklikler oldu, ama bunlar kozmetik değişimler olarak kaldı. AKP’nin Ergenekon operasyonları sonucu, sayıca hafife alınmayacak asker/sivil bürokratların yargılanması, rejimin demokratikleşmedi.
Ergenekon yargılamaları, iktidar mücadelesine dönüştü, yozlaştı. Fırat'ın ötesine geçemedi.
28 Şubat yargılaması da farklı gelişmiyor. Darbeciler yargılanmasın diye Silivri'ye yığılanlar ise, 12 Eylülcüler yargılanmasın diye Ankara'ya gelmeyenlerdi. Kısacası, Darbe yapmayı tasarlayan askerlerin yargılanması demokratikleşme getirmedi. 12 Eylül rejimi, yargılamalar ve tasfiyeler eşliğinde, temel kurumlarıyla el değiştirdi. Haki rengin üstüne ‘’yeşil’’ cila atıldı.
***
Türk “sivil” siyaseti tarihinin her döneminde cuntacılarla uzlaştı
1983 sonunda Özal’ın kamuoyunun gözünden kaçırdığı nokta buydu. 1990’lı yıllara kadar Evren ve hempalarıyla uzlaşma içinde iktidar kaldı. Ters düştüğü noktada tasfiye oldu.
1991’de demokrasi vaadiyle hükümet olan DYP-SHP koalisyonu klasik demokrasiye ihanet edince, devamı Çiller-Karayalçın ikilisi üzerinden “kirli savaş” oldu. Erbakan’ın uzlaşma çabalarını ise darbeciler kabul etmedi. Ecevit-Yılmaz-Bahçeli koalisyon hükümeti asker kontrolünde geçiş hükümeti rolü oynadı. Askerler uluslararası güçlerin de telkiniyle yanlış bir hesapla Tayyip Erdoğan’ın önünü açınca, 2000’li yılları AKP hükümetleri olarak yaşamaya başladık.
Türkiye'nin son 30 yıllk ''sivil'' hükümetler sürecinde 12 Eylül ürünü temel kurumlar tasfiye edilmedi. Türkiye bu süre zarfında darbe ürünü 600 yasa ile idare edildi. AKP hükümetleri döneminde de temel bir değişiklik olmadı. Demokratik olarak nitelenen adımlar, temel değişime tekabül etmedi: Toplumun darbe karşıtı tepkilerini aşağı çekti.
Sonuç olarak, AKP döneminde de 12 Eylül temel kurumlarıyla sürüyor.
Darbecilerin yargılanmasını yasaklayan Geçici 15. Madde’nin kaldırılması darbecilerin yargılanmasına yol açmadığı gibi Evren -Şahinkaya ikilisinin ifadesinin alınması “şike”
gerçeğini değiştirmiyor. Askeri vesayetin AKP üzerindeki kontrolünün kalkması da, toplum ve halk üzerindeki kontrolünün kalkması anlamına gelmiyor. Demokrasilerde sivil siyasetin vesayeti ardında, 12 Eylül rejiminin AKP tarafından kullanılması anlamına geliyor.
***
Şunu söyleyebiliriz: 12 Eylül darbecilerinin ve 12 Eylülcülüğün yargılanması, tarihi bir dönemle yüzleşmek/hesaplaşmak gerekiyor. 12 Eylül darbe anayasasını ve yasalarını kaldırmak; eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir anayasa yapmak gerekiyor.
Kanlı geçmişimize sünger çekerek, hak ihlallerini ve kıyıcılıkları yok sayarak sağlıklı bir gelecek kuramayacağımızı bilmeliyiz.
Geçmişle yüzleşerek/hesaplaşarak, geçmişin yaralarını sağaltarak, aydınlık bir geleceğin önünü açabiliriz.
Darbe toplumun geleceğine yöneliktir.
Darbelerin ve darbecilerin yargılanmasında asla ayrım yapılmamalı. “Benim darbecilerim kötü senin darbecilerin iyi” dememeli!
Sadece darbe yapmayı tasarlayanlar değil, gerçekten darbe yapanlar da yargılanmalı, demokratikleşme buna etmeli.
Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, ekolojik, cinsiyetçi olmayan anayasa yapılmalı.
12 Eylülcülerin Kürt/ Kürdistan kavramlarını tarihe gömmenin ana merkezi , Diyarbakır 5 nolu Cezaevi İnsan Hakları Müzesi olsun, işkence suçluları yargılansın!
Asker/sivil bürokrasisiyle, destekçisi büyük sermayesiyle ve emperyalist güç odaklarıyla, Türkiye 12 Eylülcülerle yüzleşmeli/hesaplaşmalı!
Sadece Ergenekoncular, 28 Şubatçılar değil; 12 Eylül darbecileri de yargılanmalı!
12 Eylül darbe rejimi bütün kurum ve kurallarıyla, düşünce ve davranış kalıplarıyla tasfiye olmalı!
12 EYLÜL EVREN'DEN, ERGENEKON FIRAT'TAN ÖTEYE GEÇMEZSE YALAN!
Darbesiz Toplum, darbesiz demokrasi, darbesiz siyaset için ;
12 EYLÜL DARBECİLERİ YARGILANSIN!
78'liler Girişimi, UİD-DER, EHP, Emekli-Sen 3 Nolu Şube, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), HAKPAR, İHD, Karşı Sanat Çalışmaları, TKP 1920, Üniverste Öğretim Üyelerı Derneği, Yeşil ve Sol gelecek partisi, Yeşiller…
İnsan Gibi
Genel-İş ARYA Sitesinde TİS İmzaladı
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...