Buradasınız
1 Mayıs’a Sahip Çıkalım, Birlik ve Dayanışmamızı Güçlendirelim!
İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı el ele vermiş haklarımıza saldırıyor. Maliye Bakanı Albayrak’ın hükümet adına açıkladığı Yeni Ekonomi Programı, krizin faturasını işçi sınıfının sırtına yüklüyor. Siyasi iktidar, patronlar sınıfının taleplerini karşılamak için seçimlerin bitmesini bekliyordu. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart gecesi yaptığı konuşmada sıranın ekonomik reformlara geldiğini açıkladı. Aynı gece, patron örgütleri peş peşe bildiriler yayınlayıp reformların hayata geçirilmesini istedi. “Reform” iyileştirme anlamına geliyor. Ama biz biliyoruz ki onların reform dediği şey, sadece sermaye sınıfının çıkarına olan iyileştirmeler, uygulamalar ve yasal düzenlemelerdir.
Hükümetin açıkladığı programa göre, kıdem tazminatı fona devredilecek ve BES’ten çıkmanın önü kapatılacak. Hükümet, sermaye sınıfı için yeni bir kaynak oluşturmak istiyor. Kurulacak kıdem tazminatı fonunu ve BES’i ortak bir sistem içine alarak, burada biriken muazzam parayla bankaları ve şirketleri fonlamayı hedefliyor. İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken on milyarlarca lirayı işsizler yerine bankalara ve şirketlere aktaran AKP hükümeti, kıdem fonunu da aynı şekilde patronlar sınıfı için kullanacak.
Kıdem tazminatı, işçinin kolayca işten atılmasını engelliyor. Bu açıdan iş güvencesi sayılır. Patronlar sınıfı, elimizde kalan bu hakkı da çalmak ve hiçbir engelle karşılaşmadan bizi işten atmak istiyor. Krizin ağırlaştığı ve işten atmaların hızlandığı şu günlerde, kıdem tazminatının kaldırılması çok daha fazla işçiyi işsiz bırakacak.
Sınıf kardeşlerimiz!
Maliye Bakanı Albayrak, kurumlar vergisinin düşürüleceğini ve verginin tabana yayılacağını açıkladı. Sermaye hükümeti, acı ilacı ışıltılı paketlere sarıp bize şerbet diye içirmeye çalışıyor. Kurumlar vergisinin azaltılması demek, şirketlerin daha az vergi ödemesi demektir. Verginin tabana yayılması ise, işçi ve emekçilerden alınan verginin arttırılmasıdır. Yani hükümet, patronlar sınıfını daha fazla zengin etmek için sırtımızdaki vergi yükünü arttırıyor. Kıdem tazminatının gasp edilmesi, BES’in zorunlu hale getirilmesi ve sırtımızdaki vergi yükünün artırılmasıyla, yaşam koşullarımız daha fazla kötüleşecek.
Emekçilerin mutfağındaki yangın siyasi iktidarın umurunda bile değil. Kriz, işçi sınıfının alım gücüne ağır bir darbe indirdi. Yükselen enflasyon ücretlerimizi erittikçe eritiyor. Meyve sebzede enflasyon yüzde 70’leri aşıyor. Efendiler saraylarında, yalılarında, villalarında lüks ve ihtişamlı bir yaşam sürerken, alın teri döken milyonlar için menemen bile lüks bir yemek haline gelmiştir.
İşsiz sayısı son bir yılda bir milyondan fazla artarak 7 milyonun üstüne çıktı. Bin kişinin alınacağı işe on binlerce kişinin başvurması, işsizlik kuyruklarının uzayıp gitmesi işçilerin ne duruma düşürüldüğünü ortaya koyuyor. Milyonlar işsizlikten dolayı evine ekmek götüremezken ve bunalıma düşerken, milyonlarca EYT’li ise emekli olamıyor. Sermaye hükümeti, “EYT’lilerin istekleri olursa SGK batar” yalanıyla halkı aldatmaya çalışıyor. EYT’lilere “türedi” diyen bu hükümet, SGK’nın fonlarını özel hastanelere akıtmaktan geri durmuyor. Bu nasıl düzen, bu nasıl adalet?
Üretenler, kardeşler!
İşsizlik ve yoksulluk canımızı yakıyor. Ücretlerimiz düşük. İş saatleri uzun, çalışma koşulları son derece ağır, yorucu. Erken yaşlarda yıpranıyor, çöküyoruz. Her ay iş kazaları yüzünden ortalama 150 kardeşimizi kaybediyoruz. Ama siyasi iktidar işçi sınıfının daha iyi çalışma ve yaşam koşulları talebine kulak tıkıyor. Zaten grevlerimizi yasaklayan, patronlar karşısında işçilerin elini kolunu bağlamak isteyen bu iktidar değil mi? Siyasi iktidarın tek önceliği patronlar sınıfını daha fazla zengin etmektir.
Kriz giderek ağırlaşıyor, tarım tümüyle çökmüş durumda. Bu yüzden, alın teri döken milyonların hoşnutsuzluğu artıyor. Egemenler ise, sopa sallayarak, devlet gücünü kullanarak üreten milyonları korkutmaya ve sindirmeye çalışıyorlar. Tek kişinin yönetimine dayalı rejim kendisini eleştiren herkesi, hakkını arayan işçiyi hain olmakla damgalıyor. Toplumu yapay temelde kutuplaştırıyor, emekçilerin bir bölümünü diğer bölümüne karşı kışkırtarak birlik ve beraberliğimizi engellemek istiyor. Yandaş medya, tam anlamıyla zehir saçan, nefret ve kin kusan bir dil kullanıyor. Dini inançlarımızı kendi çıkarları uğruna paspas ediyorlar. Yalanlarla bilinci bulandırılmış, iradesi esir alınmış, sorgulamayan, karşı çıkmayan, boyun eğen bir toplum istiyorlar. Çünkü iktidarın nimetlerini, mevki ve makamlarını, ayrıcalıklarını, lüks ve ihtişamlı yaşamlarını kaybetmek istemiyorlar. Çünkü hangi inançtan olursa olsun emekçilerin birleşmesinden, hakları için ayağa kalkmasından ödleri kopuyor.
Sınıf kardeşlerimiz!
Gözümüzü açmanın, bir sınıf olduğumuzu hatırlamanın, işçi sınıfının bayrağı altında birleşmenin zamanı gelmedi mi? Biz üreten milyonlarız, biz işçi sınıfıyız. Biz birleşir ve ayağa kalkarsak, dağılır toplumdaki korku, umut boylu boyunca sarar ülkeyi, sarsılır egemenlerin sömürü düzeni! Dünya ve Türkiye işçi sınıfı, geçmişte defalarca örgütlenip ayağa kalkmayı başardı. Bu sayede 16 saati aşan işgününü 8 saate düşürmeyi, çalışma ve yaşam koşullarımızı düzeltmeyi başardık. İşte 1 Mayıs işçi sınıfının bu mücadelesini simgeleyen bir gündür.
1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. 1 Mayıs, uzun iş saatlerine, düşük ücretlere, kötü yaşam koşullarına, horlanmaya “yeter” diyen dünya işçilerinin mücadelesinin adıdır. Demokratik hak ve özgürlükler mücadelesidir 1 Mayıs! 1 Mayıs, emekçi kadının ikinci cins sayılmaya hayır demesi, tacize ve şiddete karşı çıkmasıdır. 1 Mayıs, sömürünün, savaşların, toplumsal eşitsizliklerin olmadığı; insanlığın barış içinde, kardeşçe bir yaşam sürdüğü sınıfsız ve sınırsız bir dünya hayalidir!
Siyasi iktidar ve patronlar sınıfı haklarımıza saldırırken sessiz kalamayız! 1 Mayıs’a sahip çıkmak ve haklarımız için mücadele etmek yarınlarımıza sahip çıkmaktır. Bu saldırı dalgasına karşı durmak; işsizliğe, hayat pahalılığına, kıdem tazminatımıza göz dikilmesine, EYT’lilerin haklarının yok sayılmasına hayır demek için birlik ve dayanışmamızı güçlendirmek zorundayız!
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Emeğin Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyor!
- Asgari Ücret Dört Kişilik Ailenin İhtiyaçlarına Göre Hesaplansın!
- Geleceğini Arayan Gençlik: Yarınlar İçin Mücadele Edelim!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...