Buradasınız
“Başka İş Yapın!”
Küçükçekmece’den bir eğitim emekçisi
Öğretmenlik mesleği fedakârlık isteyen bir meslektir. Aylarca ya da yıllarca atanmak için didinip durmuşsundur… Sınavı kazanabilmek için dershanelere gidip gelirsin geçen zamanın farkına varmadan. Yılların su gibi geçtiğini bilerek atanmayı beklersin. Atanma hayalleri kurarsın, umutlarını paylaşırsın arkadaşlarınla. Gelecekte neler yapacağını anlatırsın. Sürekli ailenden, komşundan, eş dosttan gelen “atandın mı, ne zaman öğretmen olacaksın?” gibi sorulara maruz kalırsın. Bıkmışsındır artık sorulara cevap vermekten. Tak etmiştir canına. Yaşamında uğraştığın psikolojik sorunlar da cabası. Çevrene bakmışsındır ki atanmayan öğretmen sayısı olmuştur yarım milyon! Bakanlık, “başka iş yapın” diye yol gösterir pervasızca. Seni öğretmen olarak görmez ve kabul etmezler... Bu da ayrı bir dert ya, neyse. Atanmayan öğretmen sayısı her yıl artmaya devam ediyordur. Aralarında 10 yıldır atanmayan öğretmenler bile vardır. Atandın diyelim, öyle istediğin yere atanma şansın da yok. Senin ücra köy okullarına atamanı yaparlar. Şark görevini tamamlarsın.
Baktık ki atanmamışız, ne de olsa yaşam devam ediyor. İş aş lazım. Ekmek parası uğruna vermişiz kendimizi gri fabrika kuytularına. Tıpkı ataması yapılmayan sosyal bilgiler öğretmeni Hasan Songur gibi. Dedik ya ekmek parası. Bir de üstüne borç biriktirmişiz, cep telefonu taksitini ödememiz gerekiyor, çalışmamız gerekiyor. Patronların iş güvenliği önlemlerini hiçe saydığı, iş güvenliği eğitiminin verilmediği bir ortamda çalışıyorsun. Makine durursa eğer patronun kârının büyümesine engel olursun. Herhangi bir deneyimin yok. Geçmişsindir makine başına. Enjeksiyon makinesine düşen parçayı almak isterken pistonların kapanmasıyla oracıkta iş cinayeti kurbanı oluyorsun. Daha 25 yaşlarında olan genç öğretmen, Manisa plastik sanayisinde 20 gündür işçi olarak çalışıyordu. Ataması yapılmadığı için ücretli öğretmenlik de yapmıştı. Üstelik ücretli öğretmenlikten önce çalıştığı fabrikanın FETÖ ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle ücretli öğretmenlikten de atılmıştı.
Kârına kâr katmak isteyen patron için ne kadar düşük ücrete ne kadar çok çalışılırsa o kadar iyidir. Patronlar daha çok kâr etme peşindedirler. İş kazaları umurlarında değildir. Oysa iş kazalarının önlemlerini almak patronların sorumluluğundadır. İşçiler mücadelede birleşmedikçe ve hükümet denetim ve yaptırım uygulamadıkça işçilerin iş kazalarında ölümleri devam edecektir. Öğretmenlerin de kendilerinin bir eğitim işçisi olduklarının farkına vararak, sınıf mücadelesindeki yerini bilerek mücadeleye atılmaları gerekir.
İşçi Dayanışması Yazıyorsa Doğrudur
Sınıf Mücadelesinin Kılavuzu 10 Yaşında!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...