Buradasınız
Bir Yolu Olmalı, Mutlaka Bir Yolu Olmalı!
Gebze’den bir kadın işçi
Merhaba işçi ve emekçi arkadaşlarım. Ben Gebze'de bir plastik fabrikasında çalışan bir işçiyim. Yaşadığım iş koşulları çok ağır olduğundan sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle çalışma saatlerimiz çok uzun, ayrıca zorunlu mesailer, baskı ve insani olandan uzaklaştırma ve makineleştirme mantığı uygulanıyor. İşçilerin yan yana gelmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Ustalar güvensizlik ortamı yaratma çabasında. Kendilerini patronun sözcüsü ilan ediyorlar, patron gibi davranıyorlar, hâlbuki onlar da işçi. Ustanın yanlış yaptığı işi dile getirmem ve reddetmem onun için hakaret anlamını taşıyormuş. Bu nedenle patronla görüştüğü, işten atılmamı istediği ve bunu diğer işçilere anlatarak beni huzursuz etmeye çalıştığı ortaya çıktı. Ben de kendi hakkımı savundum. Patronun karşısına geçtim ve olan biteni bir de benden dinlemesi gerektiğini söyledim. Daha sonra olay açığa kavuştu. Benim haklı olduğum anlaşıldı. Susmak çözüm değil hiçbir şekilde.
Bant usulü çalışıyoruz, insanüstü bir performans sergiliyoruz. Belirli bir işe bağlı kalmayıp tüm bölümlerden sorumlu tutuluyoruz. Enjeksiyonda çalışan işçi arkadaşlarımın çay paydosu bile yok, onları daha çok yoruyorlar. Makinenin bir dişlisi gibiyiz adeta, ama makine bizden daha çok söz sahibi, bozulduğunda durabiliyor en azından. Kadın-erkek herkes eziliyor. Maddi zorluklar, yaşam savaşı ve geçim sıkıntısı nedeniyle kimse şikâyetçi görünmese de, sözle söylenmeyen görünen gerçeklikler ele veriyor çalışanları. Birlikte hareket edebilmek için elimden geleni yapsam da arkadaşlarımın korku ve endişeleri düşüncelerini paylaşmalarının önüne geçiyor. Ama bu pes edeceğim anlamına gelmiyor. Bir yolu olmalı. Mutlaka bir yolu olmalı!
Yaşasın İşçi Sınıfının Dayanışması!
Okullarda Toplanan Zorunlu Bağış
Ortak Direniş, Ortak Komite
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...