Buradasınız
Bitmeyen Kavga
Steinbeck’in Bitmeyen Kavga adlı romanı, 30’lu yıllarda ABD’nin Torgas vadisindeki tarım işçilerinin mücadelelerini anlatıyor. Bir solukta okunan roman, tarihin sınıf mücadeleleri tarihi olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Kapitalizmin tüm tarihi işçi sınıfının sayısız kavgasıyla örülüdür. İşçi sınıfı bu kavgada, tepeden tırnağa silahlanmış olan kan ve sömürü düzenine karşı, elleri ve dişleriyle mücadele etti. Bu kavga, romanda dile geldiği gibi, “ancak insanlar kendilerini yönetmeye ve kendi emeklerinin karşılığını almaya başladıklarında bitebilir”.
Büyük 1929 krizinde ABD işçi sınıfı büyük ölçüde sefalete ve işsizliğe sürüklenmiştir. Ülkenin çeşitli yerlerinden iki bin işçi, elma toplamak için trenlerle Torgas vadisine gelir. Elma toplamak zor ve zahmetli bir iştir. Bakımsız kamplarda kalan işçiler, sabahtan akşama dek çalışırlar. Şeflere karşı çıkan, hakkını arayan işçiler kara listeye alınır ve iş bulmaları olanaksızlaşır. Bir tek elma yemek dahi uzun yıllar hapisle cezalandırılır. Bu olumsuz koşulların neden olduğu öfke gün geçtikçe işçiler arasında filizlenerek büyür.
Devrimci iki işçi Mac ve Jim, vadiyi örgütlemek üzere partilerince görevlendirilirler. “Bizim burada bulunmamızın nedeni de onlara birlikte savaşmalarını öğretmek. Ücretlerinin yükseltilmesi değil sadece” der Mac. Mac ve Jim işçi liderleriyle, işçilerle ve vadideki parti sempatizanlarıyla ilişkilerini güçlendirerek kavgaya koyulurlar. Ancak vadide işçileri kötü bir sürpriz bekler. Üreticiler Birliği işçi ücretlerinde indirim kararı alır. Ağır çalışma koşulları ve ücretlerinin düşürülmesine, yaşlı işçi Dan’ın ağaçtan düşüp bacağını kırması eklenince, işçileri ayaklandıran kıvılcım çakılmış olur... Hep birlikte iş bırakan işçiler, bir toplantı yaparak grev kararı alırlar. İşçilerin birçoğu ilk kez grev yaşayacaktır. Grevin önünde yasal engeller, polis ve faşist grupların (Asayiş Komitesi) baskısı, grev kırıcıları gibi birçok zorluk vardır. İşçilerin greve gitmesi yasal olarak suç değildir. Ancak yasal bir mülk üzerinde olmaları, kamplarında sağlık koşullarına harfiyen dikkat etmeleri, grev kırıcılarına engel olmamaları gibi engeller vardır: “Bu ülkede grev hakkı var diyorlar, ama sonra grev gözcülerine karşı yasa çıkarıyorlar”. Eğer elma tarlalarında ücretlerin düşürülmesine seslerini çıkartmazlarsa, bir sonraki iş olan pamuk toplama işinde de ücretlerinin düşürüleceğini farkına varırlar.
Mac deneyimli bir devrimci işçidir. Grevin başarısı için her aracı kullanmaktan çekinmez. İşçiler arasında en ufak işlerin dahi birlikte ve örgütlü yapılmasını sağlar. Bir yandan partisi için deneyimli işçileri örgütlerken diğer yandan partisinin tüm imkânlarını kullanarak grevin başarısı için mücadele eder. Mac sınıf mücadelesinde “bir tek kural vardır” der: “Eline geçen malzemeyi kullanacaksın. Makineli tüfeklerimiz, askerlerimiz yok bizim”. Mac ölen yoldaşının cenazesinin kaldırılmasını, gebe kadına doğum yaptırmayı, iş kazası geçiren işçiyi grevin başarısı için kullanmaktan imtina etmez. İkiyüzlü burjuva ahlâk anlayışına zerre kadar prim vermeden mücadeleyi ilerletmeye çalışır. Vadideki Üreticiler Birliği oldukça sıkı örgütlenmiştir. Mac en zor ve karamsar anlarda dahi umudunu yitirmeden, en ufak imkânları kullanarak işçilerin grevi sürdürmesini sağlar. İşçilere sık sık, “ne silah var, ne de para. Ellerimizle, dişlerimizle mücadele etmek zorundayız” der.
Vadideki patronlar, yasaları, polisi, grev kırıcıları ve medyayı kullanarak vadi halkını etkilerler. Grev vadideki sendikalara sıçramaz. Kamyon sürücüleri, lokanta işçileri ve tarım işçileri greve katılacak denli örgütlü değillerdir. Gün geçtikçe grevci işçilerin yiyecekleri tükenir. Kamp yeri olarak kullandıkları yer kundaklanır. Kamp doktoru kaçırılır. Nihayet hükümet yasal bir emirle grevdeki işçilere greve son vermelerini buyurur ve onları ya iş başı yapmaları ya da vadiyi terk etmeleri yönünde tehdit eder.
Jim vurulmadan önce, grevin, kavganın küçük bir parçası olduğunu, işçi sınıfının kapitalizmi yenmeden kazanamayacağını söyler. Mac bu grevi kaybedeceğiz sanırım der ve devam eder: “ama öyle bir mücadele verdik ki, belki de pamuk toplama işinde greve gitmeye gerek kalmayacak. Gazeteler bizim kargaşa çıkardığımızı yazıyorlar. Ama biz işçileri birlikte hareket etmeye alıştırdık. Giderek daha büyük gruplar bir arada çalışıyorlar artık, dikkat ettin mi? Artık kaybetsek de önemli değil. İşte burada bin kişi grev yapmasını öğrendi. Biz birlikte hareket edebilen büyük insan kitlelerine sahip olduk mu, o zaman Torgas Vadisi de yalnızca üç kişinin elinde kalmaz. Bir insan da ucunda hapse tıkılma korkusu olmadan dalından bir elma koparıp yiyebilir, anlıyor musun? Belki o zaman fiyatları yüksek tutmak için elmaları suya dökmezler…”
Devrimci cesaret ve özveri örnekleriyle de işlenen bu roman, mücadeleci işçiler için öğretici bir kaynak işlevi görüyor. Mac’ın dile getirdiği gibi, yaşadığımız dünyada tüm adaletsizlikleri devrim ve sosyalizm düzeltecektir.
Ne için çalışıyoruz?
UİD-DER’li Yıllara!
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.