Buradasınız
Bu Zincir Dünyayı Sarmak İçin Büyüyor!
İkitelli’den bir işçi
Geçtiğimiz günlerde işçi arkadaşlarımıza bültenimizi ulaştırmak için bir fabrikaya gittik. Biraz erken gitmişiz, biz de bir ağacın altında oturduk biraz. Etrafta ağır bir lağım kokusu vardı, çünkü az ilerde lağım deresi akıyordu. Yanımdaki arkadaşlardan biri etrafına bakındı, şu arka taraf nedir diye merak etti. Sonra yerinden kalktı, bakmak için gitti. Geri geldiğinde, “arkası bu işyerinin bahçesi, işçiler var, lağım deresinin yanında oturmuşlar çay içiyorlar. Bazıları boğaza karşı içer çayını bazıları da lağım deresine karşı” dedi. Biraz böyle konuştuktan sonra oradaki işçi arkadaşların maruz kaldığı bu durumun resmini çektik. Çünkü bunu siz işçi arkadaşlarımızla da paylaşmak istedik. Resim çektiğimi gören işçilerden biri yanımıza geldi, neden resim çektiğimi sordu. Ona “bu durum ilgimi çekti dedim, lağım deresinin yanında çay içip dinleniyorsunuz” dedim. Ne yapalım başka yer yok ki dedi ve biraz sohbet ettik.
Sonra geri dönerken düşünmeye başladım; dünyada ne kadar pis şey varsa biz işçiler maruz kalıyoruz. Her birimiz bu kötü koşulların hepsine birebir maruz kalmıyoruz ama ne fark eder, bizim sınıfımızdan birileri kalıyor. Birimiz lağım deresinin yanında çay içer, birimiz çay içemez bile. Ben işyerinde çay içemiyorum, çünkü çay molamız yok. İkisi de yaşanan gerçek. Bazen tüm bu yaşadıklarımızı görüp ve düşünmeye başladığım zamanlar, yani şimdi olduğu gibi, biraz kızgınlık, biraz öfke, biraz da anlayamama duygusuna kapılıyorum. Neden insanlar tüm bu haksızlıkları görmüyor, neden bir şeyler yapmıyor, neden tüm bu yaşananlar yokmuş gibi davranıyorlar, diye. Sonra sınıf mücadelesinde kendimi bulmamı sağlayan dostlarımın bana öğrettikleri geliyor aklıma. Evet, bazı işçi kardeşlerimiz tüm bu yaşadıklarımızın bile farkında değil fakat bu onların suçu değil. Çünkü bilmiyorlar, burjuvazi onların tüm bunları görmemesi için o kadar iyi çalışıyor ki televizyonu, gazetesi, radyosu vs. tüm araçlarıyla. Ama bizimse sadece bir yayınımız ve bir de dilimiz var. Üstelik onlar gibi bir insanı 24 saat esir alamıyoruz, 24 saat diyorum çünkü bugün televizyonlar biz işçilerin yatak odalarına kadar girmiş durumda. Öyle değil mi? Bu yüzden bizlerin hiç durmadan çalışması gerek, fakat ben bazen çok tembel bir insan olabiliyorum, sonra kendime kızıyorum yaptıklarım karşısında, ama neye yarar ki zaman geri dönmüyor. Tabii bu mücadelede yalnız değiliz, bize yol gösteren ve gevşediğimizde arada bir silkeleyen arkadaşlarımız var. Ve şöyle diyorum: iyi ki varsınız, siz de olmasanız benim gayrı kimim var.
Bir zincirin halkası olmak ne kadar güzel, çünkü tek başına bir halka hiç, fakat birkaç tane bir araya gelince zincir oluyor. Bir zincirin halkası olmak bana güç veriyor. Çünkü şöyle bir düşünüyorum, ben bu koskoca evrende tek başıma minicik bir şeyim. Hiçbir şeyi değiştirmeye gücüm yetmez. Fakat benim gibi milyonlarca insan bir araya geldiğinde çok şey değişebilir, değişir. Bugün zincir çok kısa, dünyayı saramaz, ama hayatımı sarıyor, değiştiriyor. Ve dünyayı sarmak için büyüyor. Sen de bu zincire eklenmek ve kenetlenmek istemez misin? Unutmamalı ki tek başımıza hiçbir şeyiz, birlikte ise bir güç, hem de dünyayı dengesinde tutan bir güç. İşte o zincir dünyayı sardığında ne lağım derelerinin yanında çay içilecek ne de bu sistemin tüm pisliklerine (saymaya kalksam sayfalar yetmez) maruz kalacağız. Yani tüm yaşamı işyerlerinde, akşamlarında ise bir kara kutuda geçirmeyeceğiz. Elif Çağlı’nın da dediği gibi: “Böylesi yaşamak değil, yaşamak yeşermek bitkiler gibi, güçlü ellerle kavrayıp çelişkiyi birlikte dövüşüp birlikte büyütmektir geleceği.”
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 30 Kasımda Ankara Tandoğan Meydanında “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz” şiarıyla miting düzenledi. Mitinge Türkiye’nin onlarca kentinden KESK’e bağlı sendikalara üye emekçiler...
- Lübnan Ulusal İşçi ve Çalışan Sendikaları Federasyonu (FENASOL), İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının yoğunlaşmasının ardından uluslararası dayanışma çağrısı yükseltmişti. UİD-DER, FENASOL’un dayanışma çağrısının ardından Lübnanlı emekçilerin...
- Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini aralıksız sürdüren İngiltere işçi sınıfı emperyalist savaş karşıtı mücadelesine devam ediyor. 28 Kasım gününü “Filistin için İşyeri Eylem Günü” ilan eden işçi, emekçi ve öğrenciler ülke çapında kitlesel...
- 30 Kasımda KESK tarafından Ankara’da düzenlenecek miting öncesi 2021 Tüm Emekliler Sendikası çeşitli kentlerde “Emekliler Ankara’ya Yürüyor” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirdi. Tekirdağ’da Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleştirilen...
- Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı yeraltında ve yer üstünde eylemler yapan Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası üyesi işçiler, Enerji Bakanlığıyla yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamaması...
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...