Buradasınız
Çocuklara Özgür Bir Dünya Bırakmak İçin
Kıraç’tan bir kadın işçi

Üç yüz altmış beş günün bir gününde çocuklar hatırlanmaya çalışılıyor. 23 Nisan çocukların bayramı diye geçiyor. Ama nedense işçi sınıfının çocuklarının bir kısmı işçi olduğu için bayramdan haberleri olmuyor. Geçim sıkıntısı yüzünden işçi çocukları aylık 400-500 liraya çalışıyorlar. Ya da yaz-kış kâğıt mendil satarak hatta dilenerek para kazanmaya çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu koltuklarına çocukları oturtarak “bugün sizin günüz” diyorlar, göz boyamaya çalışıyorlar. Çocukların küçük yaşta çalıştığını, iş cinayetlerinde, savaşlarda öldüğünü, sürgün yediğini unutuyorlar. Türkiye egemenleri işçi sınıfının çocuklarını sömürecek taze kan olarak görüyorlar. Erdoğan, kendi gibi egemenlere kendince mesaj veriyor, “çocuklara kıymayın efendiler” diyor. Lafa gelince böyle dese de biz biliyoruz ki bu ülkede çocuklara “elinde taş izi var” deyip 15 yıl, aç kalıp simit çaldığı için 20 yıl hapis cezası verilmesi artık rutin hale gelmiştir. Polisin çocukları özellikle hedef alıp katlettiği bir düzendir bu.
Çocukların dünyası çok temizdir, yüreklerinde kötülük yoktur. Fakat kapitalizm çocukların dünyasını kirletiyor. Çünkü her şeye kâr amaçlı bakıyor. İşçi, emekçi çocukları yoksulluğun içinde erken büyümek zorunda kalıyorlar. Birçoğu çocukluğunu yaşayamadan küçük yaşta patronların sömürüsüyle tanışıyor. Kapitalizm çocuklara umut vaat etmiyor. Çocuklara karamsar, karanlık bir yaşam sunuyor. Böylesine bir sistem çocuklara ne verebilir ki sefaletten, yoksulluktan başka? Vermiyor, vermeyecek de! İşçi sınıfı ve işçi sınıfının çocukları bu çürümüş düzene karşı bilinçlenip örgütlenmeli. Gökyüzünde ve yeryüzünde silahların savaşların olmadığı, umutların içinde karanlıkların, acıların olmadığı bir dünya kurmak mümkün! Çocuklara özgürce yaşayacakları bir dünya bırakmak için işçi sınıfı mücadele etmeli.
İnsan mı bunlar?
- Toplum, Gençlik ve Anlam Sorunu
- Ormana Girişleri Yasaklamak mıdır Önlem?
- Kapitalizm Hayalleri de Öldürür!
- “Bizim Çocuklar” Geliyor!
- Asıl Sen Kimsin?
- Depresyonun Panzehiri Örgütlü Mücadeledir
- Büyükada, Küçük Hayaller
- 1968’den Bugüne: “Üstesinden Geleceğiz!”
- Dünyayı Dolaşma, Demli Bir Çay, Sosyalleşme ve Geleceksizlik!
- Gençler Neden Siyaset Yapmalı?
- Benim Bu Düzeni Değiştireceğimize Dair İnancım Var!
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Özgürlük İçin, Sömürüsüz Bir Dünya İçin!
- Mutluluk ve İnsanlığın Büyük Davası
- UİD-DER’li Gençler Olarak Birliğimizi ve Umudumuzu Büyütüyoruz
- Genç Bir Kardeşime Mektup
- Boynumuzdaki Esaret Halkası Ağırlaşıyor
- Her Sorunun Çözümü Örgütlenmekten Geçer!
- Kapitalizmde Mutlu Kuşaklar Yoktur!
- Gençlik Nefes Alamıyor!
Son Eklenenler
- Onlar komşumuz, iş arkadaşımız. Aynı mahallede, aynı sokakta yaşıyoruz; aynı işyerlerinde çalışıyoruz. Ama kim olduklarının, adlarının, geçmişlerinin bir önemi yok. Onlar mülteci, onlar göçmen… Türkiye’de Suriyeliler, Afganlar”, Amerika’da “...
- Son dönemde dünya genelinde internet ve sosyal medyada yoğun rağbet gören bir teori var, karınca teorisi. Bu teorinin ne kadar bilimsel olduğu tartışmalıdır ama anlatı siyasal ve toplumsal alanla kesiştiği için ilgi görmektedir. Anlatı şöyle: “Gidin...
- En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...