Buradasınız
Çok Çalışmaktan Ölünür mü?
Sarıgazi’den bir işçi

Bir insan çok çalışmaktan ölür mü? Ya da daha doğru olan soru; bir insan neden kendi hayatını bitirecek kadar çok çalışır? Gazetede okuduğum bir haber bu soruları oluşturdu beynimde.
Çin’de bir bankada çalışan işçi çok çalışmaktan dolayı hayatını kaybetmiş. 48 yaşındaki işçinin ölüm nedeni aşırı yoğun çalışmaya bağlı yorgunluk ve stresmiş. Aynı firmada çalışan bir arkadaşı ölen işçinin bölümündeki herkesin sürekli sabahladığını, doktora gitmeye dahi vakit bulamadıklarını belirtmiş. Patronu ise ölen işçinin çalışma azminin diğer işçilere de örnek olmasını istemiş yüzsüzce.
Bunları okuduğumda tüylerim diken diken oldu. Haberin devamındaki veriler ise daha da dehşet vericiydi. Çin’de her yıl 600 bin işçi çok çalışma nedeniyle ölüyormuş. Batı ülkelerinde de çok çalışmaya bağlı ölümlerin sayısı son yıllarda artmış. Kapitalist sömürü düzeninde patronlar kârlarına kâr eklemek için biz işçileri çeşitli sorumluluklarla, unvanlarla mesleklerin-işlerin isimlerini süsleyerek kandırıyorlar. 5-6 işçinin yapması gereken işi bir işçiye yaptırıyorlar. Biz işçileri kölelerden bile daha beter bir duruma getirdiler. Çalışmak istemeyen işçileri ise işsizlikle tehdit ediyorlar. Bu düzenin işçilere reva gördüğü bunlarla da bitmiyor maalesef. Yine Çin’de çalışma şartlarının ağırlığı nedeniyle Foxconn firmasında işçiler intihar ediyordu. Patron iş koşullarını düzeltmek yerine intihar eden işçilerin ölümünü engellemek için atlayabilecekleri camların altına ağlar germişti ve işe giren işçiye intihar etmeyeceğine dair sözleşme imzalatmıştı.
Biz bilinçli işçiler bozuk düzende sağlam çark olmayacağını çok iyi biliyoruz. Ama çok çalışmaktan ölen bir işçiyi örnek gösterecek cesareti ve yüzsüzlüğü bulabilen patrona bu fırsatı maalesef biz işçiler veriyoruz. Bizim ülkemizde de madende ölen işçiler için “güzel öldüler” demediler mi? Bizim örgütsüzlüğümüzü fırsat bilen patronlara karşı bir araya gelirsek ne kadar güçlü olacağımızı görmeli ve anlatmalıyız arkadaşlarımıza. Yaşamak için çalışmalıyız ölmek için değil!
Biz Nasıl Birlik Olabiliriz?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...