Buradasınız
Engellilere Engel!
Ankara Tuzluçayır’dan UİD-DER üyesi işsiz bir işçi
Ben görme engelli, işsiz bir işçiyim. Diğer işçi ve emekçiler gibi gitgide büyüyen işsizler ordusunda yer alan engelli işçiler, iş bulma sıkıntısını daha da fazla yaşamaktalar. Geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren İstihdam Paketine göre, engelli işçilerin iş bulmalarına daha da engeller konulmaktadır. İş bulma umutları yeni yasayla sıfıra indirilmektedir. Özel sektörde daha önce işçi sayısının yüzde 6 oranında özürlü çalıştırma şartı, yüzde 3’e indirildi. İşverenler, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları işyerlerinde yüzde 3 özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde 4 özürlü işçiyi, meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştıracaklar.
Günümüzdeki engelli hakları da yine geçmişte engelli sınıf kardeşlerimizin mücadeleleri sonucunda elde edilmiştir. Ancak engellilik halinin yüzde 40 olması ve bunu da bir raporla ispat etme zorunluluğu, engelli insanların önüne yine engeller çıkartmaktadır. Burjuvazinin bu haklara koyduğu engeller de İstihdam Paketiyle sınırlı değildir. Aynı zamanda sakatlık raporu alıp bu haklardan yararlanma umudu içindeki engelliler, prosedürler yığını içinde boğulup kalırlar. Her şeye karşın bu rapora sahip olunsa da ve engelsiz bir işçiye göre emeklilik prim gün sayısı daha düşük olsa da, engelli işçi bir iş bulup çalışamaz. Bu haklar engelli işçilere ayrıcalık gibi görünmektedir. Kapitalizmin doğası gereği kâr hırsında olan patronlar sınıfının işine yaramayan bu görece vasıfsız engelli işçiler tercih edilmemektedir. Bununla birlikte günümüzde engellilerin sahip oldukları bu haklar sözdedir ve daha çok sömürünün gizlenmesi içindir. Ayrıca yaşadığımız sistemin insana değer vermez doğası, özürlü işçinin özür durumuna göre istihdam edilmesini de engellemektedir. Bundan dolayıdır ki her işçi gibi yeni İstihdam Paketiyle engelli işçiler için de emeklilik bir hayal olmaktadır.
Dahası, bu kokuşmuş sistemde engelli işçilerin yaşadıkları sorunlar sadece işsizlikle sınırlı kalmamaktadır. İşsiz bırakılan engelli insanlar “yarım”, “eksik” vb. gibi nitelemelerle küçük-burjuva acıma duygularına maruz kalmakta ve kendilerine uygun çeşitli işlerde çalışabilecekleri halde ancak başkalarının yardımları ile hayatlarını sürdürebilecekleri yaşam koşullarına itilmektedirler. İşte bundan dolayı kapitalist üretim ilişkileri değişmedikçe ne engelli işçiler kendilerini içine hapsettikleri dünyadan çıkabilir, ne de engellerini kabul edip özür durumlarına göre yapabilecekleri bir iş bulma şansı elde edebilirler. Sadece her şeyin insanlık adına üretildiği bir toplumda engelli de olunsa iş bulmak ya da burjuvazinin zihinlerde yarattığı engelleri aşmak mümkün olacaktır.
Örgütlü mücadele içerisinde olan engelli bir işçi olarak farkındayım ki, kapitalizmin işçi sınıfı üzerindeki zulümleri tüm işçiler üzerinde aynı olmaktadır. İster sağlıklı bir işçi, ister engelli bir işçi olunsun işçi sınıfının safındaki her birey kapitalizmin çelişik ve ikiyüzlü doğasında yaşamını sürdürmektedir. İşte bundan dolayı, işçi sınıfının örgütsüzlüğünden güç alan burjuvazinin tüm engellerine, “engellerimize” rağmen karşı koyacağız. Mücadelemizde engel tanımayacağız!
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Gerçekten Kendimiz İçin Bir Gün
Şimdi Sıra Benim İşyerimde
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...