Buradasınız
Esas suçlu patronlar ve onların sistemi olan kapitalizmdir
Maltepe’den bir market işçisi
Merhaba arkadaşlar,
Ben büyük bir markette reyon görevlisi olarak çalışan bir hizmet işçisiyim. Aslında yaptığımız iş çok keyifli bir iş. İnsanlarla devamlı iletişim içinde olmak, sohbet etmek, onlara yardımcı olmak ve en iyi hizmeti sunarak onları mutlu etmek bizi de mutlu ediyor. Fakat tabii ki patronlar bu işe böyle bakmıyorlar. Onlar için mutlu edilmesi gerekenler insan değil onların deyişiyle müşteriler. Patronlar her şeye daha çok kâr edip sermayesini daha da büyütmek için baktığından, müşteriyi memnun etme görevini bizlere daha çok müşteri çekebilmek için veriyor. Bizler biliyoruz ki patronların daha çok kâr edebilmeleri için yapmaları gereken temel görevleri bizi yani işçileri üzüm gibi sıkıp suyunu çıkarmaktır. Maaşları düşürmek, iş saatlerini uzatmak, daha çok çalıştırmak ve personel sayısını azaltmak. Aslında çok keyifli olan işimiz patronların bu yaptıklarından sonra işkenceye dönüşüyor.
Bu konuda geçenlerde yaşadığımız bir olayı paylaşmak istiyorum. Balık reyonunda çalışan bir arkadaşımızın başından geçti. Bu reyonda ücretler çok düşük olduğundan uzun zamandır 10 kişi olması gereken reyonu 6 işçi idare etmeye çalışıyor. Arkadaşlar hem bedenen hem de psikolojik olarak aşırı derecede yıpranıyor. İşveren ise zaten idare ediyorlar diye eleman almıyor. Yine yoğun geçen bir günün ardından artık posası çıkan arkadaşlar bir de akşamüstü gelen sarhoş bir müşteriyle uğraşmak zorunda kalıyorlar. Bu müşteri ucuza balık almak istiyor, arkadaşlar ise veremeyeceklerini, yetkilerinin olmadığını söylüyorlar. Bunun üzerine kızan müşteri sizin göreviniz bana hizmet etmek diyerek başlıyor oradaki işçi arkadaşlara küfretmeye. Uzun çalışma saatleri, geçim sıkıntısı ve yoğun tempodan tepesine kadar dolan bu arkadaşa edilen bu küfürler son demi oluyor ve arkadaş küreği kaptığı gibi adamın bacağını kırıyor. Pek tabii ki bu davranışından dolayı suçlu bulunuyor. Aslında esas suçlu çalışma saatlerini uzatarak, ücretleri düşürerek, bizleri yoğun çalışma temposuna iterek bu ortamı hazırlayan patronlar ve onların sistemi olan kapitalizmdir. Ama bizler şanslıyız ki bu olayları paylaşabildiğimiz çözüm yolları arayabildiğimiz ve daha çok insanı tanıştırarak bir gün bu düzenden kurtulabileceğimiz bir derneğimiz var. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği UİD-DER’e bize bu imkânı sağladığı için çok teşekkürler.
Mazi ta kökünden silinsin
Biz başka âlem isteriz
Bizi hiçe sayanlar bilsin
Bundan sonra her şey biziz!
Gebze’nin varoşlarında mayalanan öfke
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...