Buradasınız
Fransız Emekçi Kadınların “Ekmek Yürüyüşü”

İşçi Dayanışması’nın 139. sayısında, ekmeğin tarihine ve biz emekçiler için nasıl sembol olduğuna dair çok güzel bir yazı vardı. Ekmek için isyanlardan, ayaklanmalardan söz ediyordu. Bugün de Şili’den Irak’a kadar dünyanın birçok ülkesinde emekçiler ekmek için, yani daha iyi bir yaşam için ayağa kalkıyorlar. Ekmek mücadelesinde emekçi kadınların çok önemli bir rolü olmuştur. Meselâ 5 Ekim 1789’da Parisli emekçi kadınların “ekmek fiyatlarının artmasına ve açlığa karşı” başlattığı yürüyüş, tarihin seyrinin değişmesinde bir dönemeç noktasıdır. O gün bir pazarda toplanan kadınlar öfkeliydiler. Giderek sayıları arttı, sayıları arttıkça öfkeleri de iyice gözle görülür olmaya başladı. Pazarda başlayan protesto Paris sokaklarına yayıldı. Kadınlar kendileriyle aynı kaderi paylaşanları saflarına kattılar. Kalabalık sürekli artıyordu. Yağmura aldırmadan yürümeye devam eden kadınlar, “ekmek” diye haykırıyordu. Erkek emekçiler de onlara katıldı. Yürüyüş büyüdükçe, özgürlük ve eşitlik talebi ekmek talebine eklendi.
Emekçiler Paris’in dışındaki Versay Sarayı’na yürüdü. Hemen bu yürütüşten birkaç ay önce halk, 14 Temmuzda, işkence ve zulmün sembolü olan Bastille zindanını basmış ve böylece Fransa’da devrim süreci başlamıştı. Açlığın sorumlusu olarak gördükleri Kral 16. Louis ve Kraliçe Marie Antoinette burada yaşıyordu. Çünkü emekçiler acılar içindeyken, saraydakilerin ve egemen sınıfın kadınlarının sefa içinde yaşamasını kabul etmiyorlardı. Başını emekçi kadınların çektiği kitle, açlığın sorumlusunun saraydakiler olduğunu biliyordu. Halk bunca açlık çekerken sarayda ihtişamlı davetler verilmesi öfkelerini daha da arttırıyordu.
Çoğu kadınlardan oluşan yaklaşık 20 bin kişi kralı fena korkutmuştu. Emekçiler saraya girdiler ve kral halkın taleplerini kabul edeceği sözünü vermek zorunda kaldı. Kadınlar bununla da yetinmedi, kral ve kraliçeyi alarak ve sayıları 60 bine ulaşarak Paris’e döndüler. Demokrasi mücadelesinin en büyük adımlarından birini atmışlardı. Yürüyüşü başlatan kadınlar “Halkın Anneleri” olarak adlandırıldı. İki hafta sonra ulusal meclis de Paris’e taşındı. Kral tekrar Versay Sarayı’na dönemedi. Fransa’da devrim süreci hızlanmıştı. 1791’de kurucu meclis toplandı, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisini yayınladı. Daha sonra ise cumhuriyet ilan edildi. Kadınların 5 Ekimdeki “ekmek yürüyüşü”, Fransız devriminde önemli bir dönemeç noktası olarak tarihe geçecekti.
Bütün bunlar tarihin tozlu sayfalarında mı kaldı yoksa işçi sınıfı mücadelesi yengi ve yenilgilerinden öğrenerek mücadeleyi ileriye mi taşıdı? Elbette mücadele devam etti. Çünkü sömürü ve zulüm devam ettikçe işçi sınıfı da mücadele etmeye devam eder.
Daha sonraki yıllarda işçi sınıfı doğrudan kendi ekonomik ve siyasal hakları için mücadele eden örgütler kurdu. Dünyanın dört bir yanında sayısız mücadeleler yürütüldü. Emekçi kadınlar bu mücadelelerde hep öndeydi. Fransız kadınların Versay yürüyüşünden yıllar sonra, 1912’de ABD’nin Massachusetts (Masaçusets) eyaletinde 20 bin işçi, ücretlerinin düşürülmesine karşı büyük bir grev gerçekleştirdi. Bu grevin de sloganı “ekmek istiyoruz”du ama ABD’li emekçi kadınlar “gül” de istiyorlardı. Yani kendilerini insan gibi hissedecekleri çalışma ve yaşam koşulları da istiyorlardı. 1917’de Rusya’da gerçekleşen ve tüm dünya tarihinin gidişatını değiştiren işçi devriminin de fitilini ateşleyen kadınların 8 Mart yürüyüşüydü. Onların talebi de ekmekti! 2000’li yıllarda yine dünyanın pek çok ülkesinde, meselâ Tunus ve Mısır’da yine emekçi kadınlar, işçiler “ekmek” diye haykırarak meydanları doldurdu.
Kapitalist sistem bütün dünyada emekçilere benzer koşulları dayatıyor. Geçmişte emekçi kadınlar defalarca ekmek, eşitlik, özgürlük talebiyle isyan ettiler ve bu isyanları tarihi değiştiren olayların önünü açtı. Bugün de emekçi kadınlar dünyanın dört bir yanında kapitalizmin yarattığı dayanılmaz koşullara karşı mücadele ediyor. Ekmek, sadece ekmek değildir. Ekmek hürriyettir, barıştır, sömürüsüz bir dünya isteğidir. Bu yüzden işçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet şöyle seslenmiştir:
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
Son Eklenenler
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...
- Geçtiğimiz günlerde acı bir kaybım oldu. Acımı sizinle de paylaşmak istedim. 22 yaşında, daha hayatının baharında olan kuzenim intihar etti. “Ne derdi vardı, annesi babası her dediğini yapıyordu” dedi kimileri. Kimisi “kız meselesidir” dedi.
- Rejimin 19 Mart saldırısının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Beklemediği bir halk tepkisiyle karşılaşan rejim, gösterilerin daha da büyümesini engellemek ve bastırmak için her türlü baskı ve korkutma aracını...
- Sevgili işçi kardeşlerim, “Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...
- Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müesesesine bağlı maden ocağında 14 Ekim 2022 günü meydana gelen patlamada 43 maden işçisi hayatını kaybetmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Amasra katliamının ardından 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada Bartın Ağır...
- 21 Ocakta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangının üzerinden iki ay geçti. İşyerinde, dehşetini hâlâ hissettiğimiz bu facia üzerine konuştuk. Ne var ki bazı arkadaşlarımızın söyledikleri bu faciayı hiç sorgulamadıklarını, üzerine...
- Sırbistan’da Novi Sad şehrinde bulunan tren istasyonunda 1 Kasım 2024’te beton sundurma çökmüş ve meydana gelen olayda 15 kişi yaşamını yitirmişti. Bu felaketten sonra başta öğrenciler olmak üzere binlerce işçi meydanları doldurmuş, kitlesel...
- Amerikalı sosyalist yazar Jack London, Londra’nın Doğu Yakasında tanık olduğu toplumsal eşitsizliği ve sınıfsal çelişkileri anlattığı romanına “Uçurum İnsanları” adını verir. 1902 yılında yazdığı kitabında, İngiltere egemenlerinin şaşaalı yaşamının...