Buradasınız
Gözden Irak Gönülden Irak Olma!
Gebze’den bir kadın işçi

Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda mola saatlerini hepimiz iple çekeriz. Dinlenme, soluklanma, arkadaşlarımızla sohbet etme fırsatı buluruz az da olsa. Farklı bölümlerde çalışan işçiler mola saatlerinde aynı mola alanında bir araya gelme imkânı bulur. Böylece birbirleriyle tanışma, kaynaşma şansı elde ederler. Ama mola saatleri kısa, mola alanı da uzak olursa genellikle “molamız zaten yolda geçiyor” sözlerini çokça duyar, söyleriz. Molada dinlenmek yerine zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılamak için koştururuz, daha çok yoruluruz. Aslında sorunun çözümü mola ve dinlenme saatlerinin uzatılmasıdır. Ama bazı patronlar bu sorunu kendi çıkarları temelinde “çözüyorlar.” Bir taşla iki kuş birden vuruyorlar.
Yıllardır metal sektöründe çalışan bir işçi bakın kendi işyerinde yaşananları nasıl anlatıyor: “Bizim tüm bölümler için mola yerimiz eskiden birdi. Bazı bölümlere biraz uzaktı ama yine de orada toplanır, her molada sigaramızı, çayımızı içer, sohbet ederdik. Sonra yönetim ve sendika açıklama yaptı. “Size çok güzel dinlenme alanları yapacağız” dediler. Gerçekten de her bölüme ayrı ve o bölüme çok yakın mola alanları yaptırdılar. Bize kolay geldiği için ayağımız kısa zamanda yeni yere alıştı, artık eski yere gitmez olduk. Herkes kendi bölümünün mola alanına gider oldu. İşyerimizdeki sözde sendika bunu güzel bir şey, yönetimden kopardığımız bir hak gibi anlatıyordu. Aradan zaman geçti, bir baktık ki artık öteki bölümlerle bağımız kesilmiş. Eski işçilerle muhabbetimiz bitmiş, yeni işçileri tanımaz olmuşuz. Ortak mola alanını kullanırken sohbet eder, dertleşir bazen kavga ederdik. Bazen de yaşadığımız sorunları konuşur, nasıl çözelim diye birlikte kafa yorardık. Hepimiz birbirimizi tanırdık. Arkadaştık, iç içeydik. Ama mola alanlarının ayrılmasıyla işçiler olarak birbirimizden uzaklaştık. Eskisi gibi birlikte hareket edemez olduk. Boşuna dememişler “gözden ırak olan gönülden de ırak olur” diye. Anladım ki patronumuz yeni mola alanlarını biz daha uzun süre dinlenelim, daha az yürüyelim diye değil bizleri birbirimize yabancılaştırmak için yapmış. Demek ki patronların iyi diye gösterdiği her şeyin arkasında bir bit yeniği arayacaksın. Ben bunu daha iyi öğrendim ve işçi arkadaşlarıma da anlatmaya çalışıyorum. UİD-DER olmasa ben de bu gerçekleri göremezdim.”
İnsanlar birbirleriyle daha az bir araya geldiğinde, daha az görüştüğünde aradaki bağ zamanla zayıflar, güçsüzleşir. Bunu bilen patronlar işçilerin arasındaki bağ zayıflasın, işçiler bir araya gelmesin, ortak hareket etmesin diye oyunlar tezgâhlıyorlar. İşçileri bölmek, ayrıştırmak için fırsat kolluyorlar. Bizleri taşeron-kadrolu, kadın-erkek, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, kıdemli-yeni, sendikalı-sendikasız, beyaz yaka-mavi yaka diye bölüp parçaladıkları yetmezmiş gibi bir de bölüm bölüm ayırıyorlar. İşçilerde “biz” duygusunu, birlik-beraberlik ruhunu yok etmek için işçileri bir araya getiren, kaynaşmalarını sağlayan faktörleri tıpkı yukarıdaki örnekte olduğu gibi ortadan kaldırıyorlar.
Sermaye sahipleri bunu kimi zaman sahibi oldukları yalan makinesi medya aracılığıyla yapıyorlar. Kimi zaman kendilerini temsil eden siyasi partiler, iktidarlar aracılığıyla yapıyorlar. Kimi zaman dini inançlarımızı bile kullanmaktan çekinmiyorlar. Büyük bir sinsilikle yapay ayrımlar, kimlikler yaratıp sınıf kimliğimizi unutturmak istiyorlar. Oysa biz aramızdaki farklılıklara rağmen işçi sınıfıyız ve yaşamımızı şekillendiren temel gerçek budur. Bu nedenle farklılıklarımızı bir yana bırakarak sınıf olarak birleşmek ve bizi sömürenlere karşı birlikte mücadele etmek zorundayız. Geçmişte işçi sınıfı olarak bunu başardığımızda sekiz saatlik işgünü, mola, yıllık izin, sigorta, emeklilik hakkı ve daha pek çok hak kazanmışız. Ama birliğimiz dağıldığında, aramızdaki dayanışma solduğunda bu haklar elimizden alınmış, taleplerimiz yok sayılmış, çalışma ve yaşam koşullarımız kötüleşmiş.
İşçiler elde ettikleri kazanımların istinasız hepsini yapay ayrımları bir kenara attıklarında, birlikte hareket ettiklerinde kazanmışlardır. İşte tam da bu nedenle patronlara karşı uyanık olmamız, onların oyunlarını bozmak için birleşmemiz gerekiyor.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...