Buradasınız
Hayatta Herkesin Bir Hikâyesi Var!
Esenler’den bir işçi
Hayatta herkesin bir hikâyesi var. İnsanların ömürleri bir işyerinde, bir dükkânda, küçük bir ofiste veya bu saydıklarımla ev arasında gidip gelerek geçiyor. Hayata bir gören gözlerle bakmak var bir de boş boş bakmak var. Gören gözler açısından her olay aslında anlamlı; en acısından en mutlusuna kadar. İçinde yaşadığımız sistem her şeyi metalaştırıyor. Sistem her şeye çıkarcı baktığı için acıları da mutlulukları da kullanarak meta haline getiriyor. Bunlara neden olan olayları çözümlemek ve çözmek üzere değil bunları pazarda satmak için kullanıyor. Kapitalistler eski solcuları (dönek devrimcileri) ehlileştirip sistemin içine çekerek, onların da yaşanmış hikâyeler üzerinden ünlü olmalarına ve büyük paralar kazanmalarına olanak tanıyor.
Bunun en bariz örneğini bugünlerde adından çok söz edilen bir dizide görüyoruz. Deniz Gezmişlerin asılmasını da konu alan “Hatırla Sevgili” adlı dizide, asılma ve mahkeme sahnesi tam 4 hafta boyunca reyting rekorları kırmış. Yakın tarihimizin yiğit devrimcilerini asan burjuvazi, dün dirisine saygı göstermediği gibi bugün ölüsünden nasıl faydalanırızın hesabını yapıyor. “Burjuvazi gölgesini satamadığı ağacı keser”. Bu söz bize burjuvazinin metalaştıramadığı her şeyi yok edebileceğini anlatıyor. Ancak o ölüleri de kapitalist pazara sunup metalaştırabiliyor. Burjuvazi yaşarken sopasıyla, kurşunuyla susturamadığı devrimcileri, öldükten sonra efsaneleştirerek kârına kâr katıyor. Bu ne iğrenç bir sistemdir ki, leş gibi bir koku yayıyor tüm dünyaya.
Ben iyi ki UİD-DER ile tanıştım, çünkü UİD-DER’le tanışmadan önce ne haber izlerdim ne de olaylara politik açıdan bakabilirdim. Şimdi burjuva medyanın ne işe yaradığını çok daha iyi anlıyorum. Sadece yalan haberlerle biz işçileri kandırmakla kalmıyor ayrıca dizileri ve filmleri ile de bizi uyuşturuyor. Bizim tarihimizi, bizimkilerin hikâyesini bize satmak için kullanıyor. İşte kapitalizm. Hem de çok yüksek reyting rekorları kırarak!
Bir gün işçi sınıfı dünyada devrim yaptığında çocuklarımız gelecek kuşaklara nasıl bir iğrenç sistemde yaşadığımızı hikâye olarak anlatacak. İşte bu işçi sınıfının devrimci mücadelesinin bilimsel hikâyesi olacak. Ve o gün tüm dünya işçi sınıfı, insanlığa böylesi iğrençlikleri yaşatan Türkiye’deki ve dünyadaki tüm patronlardan hesap sormuş olacak.
Kahrolsun kapitalizm!
Yaşasın uluslararası işçi dayanışması!
Selam 1 Mayıs Karanfilleri
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...