Buradasınız
İnsanca Beslenmek, Dinlenmek, Çalışmak İstiyoruz!
Ankara’dan sağlık işçileri

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Ankara Üniversitesi Hastanesinde sağlık çalışanlarına verilen öğle yemeğinin fotoğrafları yayıldı. Bir tas çorba, az kaşarlı, az yeşillikli sandviç, meyve suyu! Hastalıklarla mücadele için tam da gerekli olan menü! “Haklarını ödeyemeyiz” dedikleri sağlık çalışanlarına reva görülen yemek bu. Salgın süresince çalışma koşulları daha da ağırlaşan sağlık işçileri olarak kahraman ilan edildik, alkışlandık. Üzerimizden kampanyalar yürüttüler.
Biz alkışlanmak değil, işimizi iyi yapabilmek, çalışırken hastalanıp ölmemek, hastalarımıza şifa olabilmek istiyoruz. Bunun için çalışma koşullarımızın iyileştirilmesini, gerekli koruyucu donanımların sağlanmasını, yeterli beslenmeyi ve dinlenmeyi istiyoruz. Hastanelerin pek çoğunda yemekler, kahvaltılar, hem hastalar hem de sağlık çalışanları için besleyicilikten uzak. Zar zor yenilebilirse yalnızca karın dolduran, daha doğrusu şişiren yemekler. Bu yemekler bağışıklık sistemini güçlendirebilir mi? Medyaya yansıyan hastanede yetkililer pandemi dolayısıyla bütçenin düştüğünü ve bu yüzden yemeklerin iyileştirilemediğini söylüyorlar. Milyonlarca dolar bütçeyle projeler yapılırken, silahlanmaya her yıl onca para harcanırken, hastanelerin kapasitelerini ve sağlık işçilerinin sayısını arttırmak, yemeklerin kalitesini yükseltmek gerçekten mümkün değil mi? Yoksa bu düzende egemenlerin kârları toplum sağlığından önce mi geliyor? Sağlık hizmetlerinin parayla satıldığı bu düzende ne hastanın ne de sağlık işçisinin canının bir kıymeti var.
Çoğunlukla 24 saat nöbet tutarak çalışıyoruz. Çalıştığımız hastanede yoğun bakımda bile tek başımıza nöbet tutuyoruz. Bazen yemek yemek için bile zar zor vakit buluyoruz. Yediğimiz yemekler beklemiş, soğumuş oluyor. Çalıştığımız servisin bir köşesinde yemek yiyoruz. Hasta monitörlerinden ses gelince kalkıp onunla ilgileniyor, sonra geri dönüp yemeye devam ediyoruz. Tuvalete gitmemiz gerektiğinde hastalarımızı yalnız bırakmak, tek başına çalışan temizlik işçisi arkadaşlarımıza emanet etmek, oluşabilecek acil durumda sıkıntı yaşamak zorunda kalıyoruz. Dinlenmek için yeterli zamanı ve hastane içinde dinlenilebilecek ortamları bulamıyoruz. Çalışırken koruyucu ekipmanların yetersizliğine, çalışma koşullarımıza dikkat etmeyen hastane yöneticileri molaya çıktığımızda, yemek yemek, çay içmek istediğimizde bir araya gelmemize karşı çıkıyorlar. Hastane içerisinde Covid-19’u yalnızca mola saatlerimizde bir araya gelmemiz yayıyormuş gibi davranıyorlar. Gerçekte ise sağlık işçileri testleri pozitif çıksa bile çalışmaya zorlanıyor, Covid-19 polikliniklerinin uygunsuz şartları hasta olmayan insanı da hasta ediyor.
Görünürde ne söylerlerse söylesinler, nasıl davranırlarsa davransınlar, koronavirüsün etinden, sütünden yararlanıp salgını hak gasplarının bahanesi haline getirenler bizlerin sağlığını önemsemiyorlar. 11 Aralıkta sağlık meslek örgütleri ve sendikalar salgın süresince önlemlerin alınmaması yüzünden kaybettiğimiz arkadaşlarımızı anmak, Covid-19’un meslek hastalığı sayılması ve diğer taleplerimizi haykırmak için Sağlık Bakanlığının önüne gittiler. Polisin müdahalesiyle karşılaştılar, açıklama yapmaları engellendi. Güya el üstünde tuttukları, çok değer verdikleri sağlık işçilerinin basın açıklamasına bile izin vermediler.
Sermaye sınıfı salgın bahanesiyle kazanılmış haklarımıza saldırırken biz sağlık işçileri de bundan payımıza düşeni alıyoruz. Yaşadığımız sorunlar salgın dolayısıyla oluşmuş geçici sorunlar değil aslında. Salgın sağlık sisteminin çöküşünü ortaya seriyor. Eğer mücadele etmezsek, sorunlar da büyümeye devam edecek. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada sağlık emekçileri ağırlaşan çalışma koşullarından, alınmayan önlemlerden şikâyetçiler. Nasıl ki yalnızca maske ve dezenfektanla hastalıktan korunulamazsa, sağlık çalışanları için gerekli önlemler alınmaz, çalışma koşulları iyileştirilmezse koronavirüs salgını ya da kapitalizmin başımıza açacağı yeni hastalıklarla mücadele edilemez.
Tüm dünyada sağlık işçileri çalışma koşullarının iyileştirilmesi, halk sağlığına daha fazla bütçe ayrılması için meydanlara çıkıyor, grevler yapıyorlar. “Savaşa değil, sağlığa bütçe” diye haykırıyorlar. İnsanca çalışma koşulları için bir araya gelip mücadele etmekten başka yolumuz yok. Sağlık işçileri birlikteyse, örgütlüyse güçlüdür!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...