Buradasınız
İnsanlık Gün Ortasında Karanlığa Mahkûm Değil!

Doğanın ve yaban hayatının yok edilmesiyle artan salgın hastalıklar… Savaşlarda, göç yollarında yitip giden milyonlar… Dalgaların sahillere vurduğu bebekler… Sizce de kapitalist sömürü düzeni sapır sapır dökülmüyor mu? İnsanlığı doyurabilecek imkân varken elimizde; işsiz kalıyoruz, yoksulluk çekiyoruz, hastalıktan ölüyoruz. Aşıları çoktan bulunmuş olmasına rağmen çiçek, kızamık gibi basit hastalıklardan ölüyor çocuklarımız. “Bir öyle şaşılası dünya ki burası” diyor Nâzım Usta bir şiirinde, çürümüş düzeni şöyle ifade ediyor; “balıklar kahve içerken çocuklar süt bulamıyor. İnsanları sözle besliyorlar, domuzları patatesle…”
Evet, şaşılası bir dünyada yaşıyoruz. Koronavirüs üzerinden oluşturulan atmosferle, felaket filmlerini aratmaz hale geldi dünyamız. Egemenler bir kez daha karanlığa boğuyorlar zamanı… Sanki koyu bir sis sarmış da dünyamızı, adeta gün ortasında karanlığı yaşıyoruz. İnsanlar yalnızlaştırılıyor, topluma güvensizlik aşılanıyor. Kapı komşularımıza, tezgâh arkadaşlarımıza, ailemize… Hemen herkese şüpheyle bakar olduk. Derdimizi, dermanımızı konuşamaz olduk.
İçinden geçtiğimiz süreç zor ve kahırlı, manzara karanlık. Ancak insanlık, karanlık ve kasvetli günlere ilk kez şahit olmuyor. İnsana insan bile denmediği zamanlar gördü bu dünya... Mesela kölelik düzeninin hâkim olduğu Roma’da… Yüzyıllar önce Roma’da kölelere insan demez, konuşan hayvan dermiş zamanın efendileri... Gladyatörler yani savaşçı köleler efendileri eğlendirmek için birbiriyle ya da vahşi hayvanlarla dövüştürülürmüş. “Öldür, öldür!” tezahüratlarıyla süren bu gösteriler, kölelerden biri ölmeden de bitmezmiş. Hal buyken bıraktık isyan etmeyi, kölelerin “Hayır” demeyi dahi bilmediği düşünülürmüş. Ancak böylesi bir dönemde bile sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın hayalini kurmaktan geri durmamış köleler… “Güneş Ülkesi” demişler hayallerindeki dünyaya ve uğruna destansı mücadeleler vermişler. Spartaküs ve arkadaşlarının köle isyanları, Roma’yı derinden sarsmış. Yüzyıllar geçse bile ilham vermeyi sürdürür bu destan. Özgürlük dolu bir dünyanın hayaliyle yanıp tutuşan yürekler, bugün bile, zulmün önünde eğilmemeyi ilk ondan öğrenirler; “kölenin ruhunu özgürleştiren ölümsüz Spartaküs’ten!”
İnsanlığın dehşetli acılar çektiği zamanlar gördü bu dünya… İtalya’da Mussolini, sonra Almanya’da Hitler... 1920’lerden itibaren birer birer faşizm belası musallat edildi halkların başına. Binlerce insan gaz odalarında yakıldı, katledildi. Egemenlerin çıkarları uğruna birincisi yetmezmiş gibi İkinci Dünya Savaşı yaşandı, milyonlarca insan bu haksız savaşta yaşamını yitirdi. Peki ya yaşadığımız topraklar? Az mı acıya şahitlik etti? 1980’de bir askeri faşist darbeyle ezildi Türkiye işçi sınıfının mücadelesi... Mücadeleci insanlar hapislere atıldı, katledildi… Ama bu zorlu günlerde bile mücadele bayrağını elden bırakmayanlar oldu. “Acılar dayanıklılığımızdır bizim, sevinçler yarına umudumuz…” dediler. Kimileri için ışıksız, kör bir karanlığı andıran o günlerde “Karanlıklar tanrısı söndüremez ateşimizi!” dediler. Bu sömürücü düzene öfkelerini bileyip, güzel günlere olan inançlarını beslediler ve büyüttüler bu mücadeleyi…
Geçmişin deneyimleri gösteriyor ki tarih boyunca insanlığın başına nice çorap ördü sömürücü efendiler. Nice acılar gördü yaşlı dünyamız. İnsanlık nice kahırlı günlerden geçti. Fakat her koşulda ve her şeye rağmen, birileri çıktı; “direnç tohumları ekti dost gönüllere…” Umutla, inançla suladılar ektikleri tohumları... Ezilenlerin, sömürülenlerin, horlananların mücadele bayrağı düşürülmedi yere… Şiirde de söylendiği gibi evet; “Bin kez korkuya boğdular zamanı, bin kez ölümlediler. Bin kez budadılar körpe dallarımızı, bin kez kırdılar.” Fakat güzel günlere inancını yitirmemiş mücadeleci kuşaklar şöyle haykırmayı da bildi her seferinde: “Yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz!”
Peki bugün? İnsanlık yaşanan bunca acıyı daha ne kadar sineye çekebilir? Kapitalist egemenler çeşitli şekillerde emekçilerin bilincini esir almaya, onları korku deryasında boğmaya çalışsalar da bunu ilânihaye sürdüremeyecekler. Kokuşmuş, çürümüş, hastalık ve ölüm saçan sömürü sistemlerini ilelebet ayakta tutamayacaklar. Gün ortasında karanlığa mahkûm değiliz. Dünya işçi sınıfının öfkesi birikiyor. Bugün evlere hapsedilmeye çalışılan bu öfke, günü geldiğinde bir çığlığa dönüşecek ve dünya meydanlarında yeniden yankılanacak! Miadını çoktan dolduran bu kötülük saltanatı, bu zulüm düzeni yıkıldığında insanlık derin bir nefes alacak!
Ayrışmayalım, Mücadele Edelim
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...