(09.09.2015) Her tarafta savaş tamtamlarının çaldığı bir süreçten geçiyoruz. Ben de bu süreci bir taraftan üzüntü, bir taraftan korku ve endişe ile takip ediyorum. Üzülüyorum çünkü işçi sınıfının, emekçilerin çocukları birer ikişer bu haksız savaşta katlediliyor.
(08.09.2015) Bizler Pamsan işçileri olarak 14 Ağustostan beri direnişteyiz. Bu süreçte kendimizde olan değişiklikleri ve öğrendiklerimizi paylaşmak istiyoruz. 24 gündür süren direnişimiz boyunca öncelikle birlik beraberlik olmadan kazanılmayacağını öğrendik.
(08.09.2015) Dünya işçi sınıfının bir bölüğünü gıda işçileri oluşturuyor. Türkiye’de resmi verilere göre gıda sektöründe 580 bin civarında işçi çalışıyor. Ekmek, peynir, bisküvi, et, süt gibi nice gıda işçilerin emekleriyle sofralarımızı süslüyor.
(08.09.2015) Bize döktürdükleri gözyaşları kaç dolar milyarderi yarattı? İş cinayetlerinde ölen işçi kardeşlerimiz üzerinden kimler trilyonlar kazandı? Şimdi de kirli emelleri için yarattıkları savaşta bizim çocuklarımız ölüyor.
(09.09.2014) Egemenler geçmişten beri kendi çıkarları için savaş çıkarmaktadır. Egemenlerin savaşları hiç bir zaman bize bir şey kazandırmamıştır. Savaş her zaman arkasında gözü yaşlı analar, harabeler ve küçücük çocukların cansız bedenlerini bırakmıştır.
(07.09.2015) Savaş yoksulların çocuklarının canını almaya devam ediyor. UİD-DER’li işçiler olarak, milliyetçilik zehrinin işçi ve emekçilere aşılanmaya çalışıldığı günümüzde, işçilerin birliğine ve halkların kardeşliğine duyduğumuz inançla mücadelemize devam ediyoruz.
(07.09.2015) “İşte ne kadar güzel bir gün, mesai yok.” Bu sözleri geçen akşam mesaiye kalmayıp paydos saatinde işten çıkınca eve erken gitmenin verdiği mutlulukla kendi kendime söyledim.
(06.09.2015) Geçtiğimiz günlerde Bodrum kıyılarında cansız bedeniyle yatan ve dünya ölçeğinde ses getiren bir çocuğun resmi beni çok derinden üzdü, sinirlendirdi, öfkelendirdi. Bu resim 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin kıyıya vurmuş cansız bedeniydi.
(06.09.2015) Ben iki çocuk annesi bir anneyim. Çocuklarımın biri ortaokula, diğeri ilkokula gidiyor. Ama şimdiden askerlik zamanını düşünmeye başladım. Ben çocuklarımı askere göndermeyeceğim. Her gün gençlerin ölüm haberi geliyor, yüreğimiz yanıyor.
(06.09.2015) Ben bir fabrikanın yemekhane bölümünde çalışan bir kadın işçiyim. İş koşullarımız çok ağır ve gün geçtikçe de ağırlaşıyor. Çalıştığımız bölümde kadın işçiler yoğun çalışıyor. Erkek işçilerin bile yaparken zorlandıkları işleri kadınlara yaptırıyorlar.
(05.09.2015) Ben Türk kökenli bir işçi olarak artık savaş istemiyorum. Bir çocuğum var ve onu askere göndermek istemiyorum. Kürt halkına yönelik başlatılan bu kirli savaşta yer almak istemiyoruz. Doğudaki halk da bizim halkımız, kardeşimiz.
(04.09.2015) Savaşın yarattığı acıları, yıkımı; bu toprakların tanıklık ettiği savaşlardan birisinden bahseden “Benden Selam Söyle Anadolu’ya” romanından bazı alıntılar aktararak anlatmak istiyorum.
(04.09.2015) Her gün sabah saatlerinde uykuya doyamadan evden çıkıyorum. İşyerimle evim arası yaklaşık bir buçuk saat. İşyerine gitmek için metrobüs ve tramvay olmak üzere iki ayrı araç kullanmak zorunda kalıyorum.
(03.09.2015) Açtığımız stantla Ankaralı emekçi kardeşlerimizi AKP’nin çıkarına olan bu haksız savaşa karşı durmaya çağırdık. Bu kirli savaşın bizim savaşımız olmadığını, savaşlarda en çok bedel ödeyenlerin bizler olduğunu anlattık.
(03.09.2015) Standımızın etrafına toplanan işçiler “Çok doğru söylüyorsunuz, biz de savaş istemiyoruz” diye tepkilerini dile getirdiler. “Bizim kimseyle sorunumuz yok, ölenler hep yoksul gariban insanlar ve bu savaş bizim savaşımız değil...”
(03.09.2015) AKP, 7 Haziran genel seçimlerinde Erdoğan’ın başkanlık heveslerine ve 2071’leri bulan iktidar planlarına “hayır” dendiği için emekçileri cezalandırıyor. Türkiye, 90’lı yılların baskı, şiddet ve devlet terörünün ortasına bir ay gibi kısa bir süre içinde düşürülüverdi.
(02.09.2015) Kardeşler, bu kirli savaş bizim savaşımız değil. Biz işçi ve emekçiler olarak birlik olalım ve bu kirli savaşın önünü setlerle kapatalım. Neden baştakilerin iktidar olma sevdaları, kâr etme sevdaları yüzünden biz acı çekelim?
(02.09.2015) “Teyzem bilmem mi? Zengin olan asker olur mu? Olmaz. Zengin olan asker de olmaz, şehit de olmaz.” Bu sözler, bir kadın astsubayın, evladını AKP’nin iktidar savaşında kaybeden acılı annenin yoksulluklarını anlatması üzerine söylediği sözler.
(02.09.2015) AKP hükümeti oy deposu olarak gördüğü yoksul emekçilerin gözünü vaatleriyle boyadı. Ulaşım, sağlık gibi alanlarda kısmi iyileştirmeler yapan hükümet, bunların hepsini bulunmaz nimet olarak gösterdi.