Buradasınız
İşçinin Mezarı Bile Yok!
Maden ocakları, şantiye izbeleri, baraj inşaatları, atölyeler, fabrikalar, tersaneler işçilerin mezarı olmaya devam ediyor. İşçiler ölüyor!
Geçtiğimiz senelerde Davutpaşa’da ve Ümraniye’de 27 işçi, patlayıcı imalathanelerinde bedenleri parçalanarak can verdi. Aynı şekilde, Ankara’daki OSTİM ve İVEDİK Organize Sanayi Bölgeleri’ndeki patlamalarda 20, Zonguldak Karadon ve Elbistan’da ise ölüm kuyularında 42 işçi katledilmişti. Adana’da çatlak baraj kapağı patladı, sulara kapılan onlarca işçi bir daha geri dönmedi! Esenyurt’ta cayır cayır yanan 11 işçinin acısı yürekleri dağlarken, Eskişehir’den, Erzurum’dan, Tuzla’dan, Elazığ’dan ölüm haberleri geliyordu.
Yaşanan kazalar sonucunda işçilerin bedenleri eziliyor, paramparça oluyor ve hatta pek çoğunun cesedi bile bulunamıyor. İnsan isyan etmez mi, acı çekmez mi, “bu nasıl iş” demez mi? İnsan olan, der! Ama kârdan başka düşünceleri olmayan patronların umurunda değil!
Hesaplamışlar; dünyada her yıl ortalama 2 milyon 300 bin işçi meslek hastalıklarıyla ve iş cinayetleriyle katlediliyor. Ne uğruna? Patronların sermayesinin büyümesi uğruna! Türkiyeli egemenler, Türkiye ekonomisi büyüdü diye zil takıp oynuyorlar. 10 yılda istihdam edilen işçi sayısı %15 oranında artmış. Nedense, son 10 yılda iş cinayetleri sonucu ölen işçi sayısının %92 oranında arttığından söz edilmiyor. Çünkü ekonomi, işçilerin kanı, canı pahasına, sefaleti pahasına büyüyor. Son 10 yılda, “dünya ekonomik sıralamasında 10 basamak tırmandık” dedikleri süreç boyunca, yaklaşık 15 bin işçi iş cinayetlerine kurban gitti.
Son 10 yılda Türkiyeli patronlar ve hükümet taşeronlaşmayı yaygınlaştırdı, çalışma saatlerini uzattı. Daha fazla kâr elde etmek isteyen büyük patronlar, kendileri işçi alıp çalıştırmak yerine, işin önemli bir kısmını taşeronlara veriyorlar. Taşeronlar da kısa zamanda palazlanmanın derdine düştükleri için, alınması gereken basit iş güvenliği önlemlerini bile almıyorlar. Böylece uzun ve ağır çalışma koşullarında iş kazaları, işçilerin ölmesi ve sakat kalması kaçınılmaz oluyor. AKP hükümeti ve onun sözcüleri, bir de utanmadan çıkıp buna kader diyorlar.
Azgın sömürü sonucunda ekonomi büyüyor, işçiler ölüyor. Çalışma hızı düşmesin diye makinelerin güvenlik aparatları sökülebiliyor. Kimi işyerlerinde işçiler, eski püskü iş araçlarıyla çalışmak zorunda bırakılıyor. İşçinin işyerindeki yemekhanesi, dinlenme yeri, hatta içeceği bir çay bile patronlara maliyet unsuru olarak görünüyor. İşçilerin yaşam koşullarının ne durumda olduğu ise patronları zerre kadar ilgilendirmiyor.
İş güvenliği ile ilgili bir yasa tasarısı uzun zamandır mecliste bekletiliyor. Şu anda yürürlülükte bulunan iş yasasının içerisinde de iş güvenliği ile ilgili maddeler var. Ama patronların o yasalara dönüp baktığı yok. İş güvenliği ile ilgili şikâyet olduğunda da patronlara ceza yok. Tersanelerdeki koşullarla ilgili yapılan onca suç duyurusuna rağmen, işçiler halen ölüyor. Yasada işçilerin çalışma ortamının nasıl olması gerektiğinden de, can güvenliği için gerekli donanım ve cihazlardan da söz edilmiş. Mesele, sadece kâğıt üzerinde ne yazdığıyla ilgili değil. Patronlar bildiğini okuyor. İşçinin güvenliğini de yasaları da umursayan yok. Çünkü devlet denetim yapmıyor, patronları cezalandırmıyor.
AKP hükümetinin önceliği sermayenin önünü açmaktır. 2007 yılında Başbakan Erdoğan, “Özel sektörümüzün ayağına takılan her türlü prangayı çözeriz” demişti. Bunun ne anlama geldiğini görüyoruz. Patronların umursadıkları tek şey maliyetleri düşürmek, kârlarını arttırmak. İş güvenliği ile ilgili mevzuatı uygulamak, gözlerini kâr hırsı bürümüş patronların insafına terk ediliyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurulu oluşturuluyor, ama başına patron konuyor! Açıkça işçilerle alay ediliyor.
İş cinayetlerinin daha düşük seviyelerde yaşandığı ülkeler de var. Bu ülkelerde iş güvenliği önlemleri göstermelik yasalar sayesinde değil, işçi mücadeleleri sayesinde alındı. İş cinayetlerini patronlar değil, işçi sınıfının örgütlülük düzeyi dizginleyebildi. İş kazalarını durduracak olan işçilerin mücadelesi ve denetimidir. Örgütlenmek hayat kurtarır! İşçi sağlığı ve güvenliği kurullarının kurulması ve bunların işçilerin denetimine verilmesi için mücadele yürütmeliyiz. Bu kapsamda, sendikalar da üzerlerine düşen görevleri bir an önce yerine getirmelidirler. İşçilerin basıncı ve dayatması olmadan hükümetler ve patronlar gerekli önlemleri almayacaklardır!
İşçilerin Sordukları/1
UİD-DER’in Kampanyaları
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...