Buradasınız
Kâr Düzeni Gençliği Çürütüyor

İnsanın gençlik dönemleri heyecan, coşku, duyarlılık ve değişim arzusuyla doludur. Gençliğin özünde var olan sorgulayıcılık, yenilikçilik, değişim ve mücadele isteği kapitalist sömürücüler için her zaman tehlike arz eder. Gençler, çevrelerini, doğayı, insanlar arasındaki ilişkileri, bunların nedenlerini düşünüp anlamlandırmak ister. Ama bununla da yetinmez değiştirmek isterler. Gençler, haksızlığa, adaletsizliğe, zulme karşı çıkma noktasında daha cesurdurlar. İtaat etmeyi, boyun eğmeyi, kurulu düzenin kölesi olmayı istemezler. Tarihteki örneklerden de biliyoruz ki, gençliğin enerjisi ve dinamizmi toplumları değişime itebilmektedir. Yani toplumsal değişim için gençliğin enerjisi büyük bir potansiyel içeriyor.
Peki, medyayla, eğitim sistemiyle, madde bağımlılığıyla beyni uyuşturulmuş bir gençliğin kime faydası olabilir? Sürekli ben diyen, düşünmeyen, sorgulamayan; magazin, futbol, uyuşturucu ile zihni ele geçirilmiş gençlik, gerçekte kime hizmet etmiş olur? Böylesine pasifleştirilmiş bir gençlik toplumu değiştiremez. İktidar sahiplerinin amacı da gençliği çürütmek ve kapitalist kâr düzeninin ehlileştirilmiş kölesi haline getirmektir. Bu amaçla, gençler sömürüye ve haksızlıklara isyan etmesinler diye bir taraftan medya gibi ideolojik aygıtları devreye sokarken, öte taraftan da devlet şiddetini ve baskıyı gençlerin üzerinden eksik etmezler.
Mücadeleci gençler haksızlıklara ve zulme karşı çıktıklarında ailelerinden ve okuldaki öğretmenlerinden azar işitiyorlar. Gençlere, her ne düşünürlerse düşünsünler, makbul olanın itaat etmek olduğu, bu dünyanın böyle gelip böyle gittiği belletilir. Okul hayatı boyunca haksızlığa karşı mücadeleden uzak durması, itaatkâr ve kanaatkâr olması, bireyci ve bencil olması için eğitilir.
Ancak hayatın gerçekleriyle karşılaşan gençler sarsıntı geçiriyorlar. Okuldan mezun olan ve sınıf atlama hayaliyle, “dolgun maaşlı” bir iş aramaya koyulan gençler, istedikleri alanda iş bulamıyorlar. Uzun süre işsiz kalıyor, gelecek kaygısı yaşıyorlar. Okul sıralarında kurdukları hayaller gerçekleşmiyor. Onları bekleyen tek şeyin koca bir geleceksizlik olduğunu fark ediyor, hayal kırıklığına uğruyorlar. Depresyona giriyor, anti-depresan türü ilaçların bağımlısı haline geliyorlar. Tepkilerini ortaya koyacakları bir kanal bulamayan gençler, kolayca uyuşturucuya yöneliyor, teselliyi burada arıyorlar.
Paranın egemenliğine dayanan kapitalist düzen, tam anlamıyla bir çelişkiler yumağıdır. Kapitalist sistem bir taraftan gençlere umut verip rekabeti aşılıyor ve onları yarış atı gibi yarışa koşuyor, diğer taraftan umutsuzluğa kapılan gençleri uyuşturucu bataklığına itip yozlaştırıyor, çürütüyor. Böylece patronlar sınıfı kendi düzenlerine isyan etmeyecek, muhalif olamayacak uyuşuk bir gençlik kitlesi oluşturuyorlar.
Sermaye düzeninde uyuşturucu, örgütsüz ve bilinçsiz gençleri ağına çeken bir silahtır. Sermaye düzeni, uyuşturucudan her yıl milyonlarca dolar kâr elde ediyor. Gençlerin zihinlerini körelten uyuşturucu çeşitleri, çürüme arttıkça artıyor. Birkaç yıl önce ortaya çıkan bonzai, kısa sürede uyuşturucu piyasasının yarısını kapladı. Bu uyuşturucu madde Türkiye’de “bonzai” ve “Jamaika” isimleriyle satılıyor. Toksik etkileri olan ve dozajı ayarlanamadığında tek nefeste öldürücü bir zehirdir. Bugün 400 çeşidi bulunan bu zehir, sokaklarda el altından gençlere satılıyor.
Bonzai kullanan gençlerin ölüm haberleri, neredeyse her gün yazılı ve görsel medyada yer alıyor. Hayatlarının baharlarında yitip giden gençlerden geriye medyaya yansıyan çaresizlik görüntüleri kalıyor. Türkiye’de 2014 verilerine göre uyuşturucu kullanımı %17, bonzai kullanımı ise %38 artmış bulunuyor. Yine aynı yıl içerisinde 648 kişi doğrudan ya da dolaylı olarak uyuşturucuya bağlı olarak hayatını kaybetti. Araştırmalara göre, son 10 yıl içinde, uyuşturucu kullanım oranı %400 artış gösterdi. Bu tablo, kapitalizmin topluma umutsuzluk, çıkışsızlık ve uyuşturucudan başka bir şey veremediğini gözler önüne seriyor.
Peki, işçi sınıfının gençliği bu çürümüş sömürü düzenine karşı ne yapmalı? İşçi sınıfının gençliğinin safı toplumsal mücadelenin safı olmalıdır. Yaşadığı çağın sorunlarına duyarsız kalmaması gereken işçi sınıfının gençliği, mücadeleci ve boyun eğmeyen bir gençlik olmalıdır! Kapitalist çürümüşlükten tek çıkış yolu mücadele yoludur. İnsanın insanı sömürmediği, savaşların ve baskıların olmadığı, özgürlük dolu bir dünya için gençliğin isyan bayrağını yükseltelim!
İşçilerin Sordukları/41
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
Son Eklenenler
- Amerikalı sosyalist yazar Jack London, Londra’nın Doğu Yakasında tanık olduğu toplumsal eşitsizliği ve sınıfsal çelişkileri anlattığı romanına “Uçurum İnsanları” adını verir. 1902 yılında yazdığı kitabında, İngiltere egemenlerinin şaşaalı yaşamının...
- Oryantal Tütün fabrikası, dışarıdan bakıldığında devasa büyüklükte ve her yanı kapalı bir kale görünümünde. Fabrika Torbalı çıkışında Kemalpaşa yolu üzerinde bulunuyor. Arka tarafı neredeyse tamamen zeytinliktir ve yemyeşildir. Yolun karşı tarafıysa...
- İzmir’de tütün fabrikaları bir süredir grevdeler. Bunlardan biri de İzmir Pınarbaşı’nda 1970’lerde kurulan TTL fabrikası… TTL Tütün, 2000’li yıllarda Torbalı’da yeni bir tesise taşındı. Burada yaklaşık 300 işçi tütün üretiminde çalışıyor ve büyük...
- Mücadele etmek, örgütlenmek ve dayanışma içinde olmak! Bu kavramlar biz işçilerden ne kadar uzak olabilir ki? Bir yerde haksızlık varsa o haksızlık dolaylı ya da doğrudan bizi etkiliyor. Aynı durum hak mücadelesi için de geçerli. Bu nedenle bir...
- Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mercan Makina’da sendikal baskılar ve işten atma saldırısına karşı 20 Martta direniş başladı.
- BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in 17 Şubatta tutuklanması ve Antep’teki tekstil işçilerinin hak arama mücadelesine yönelik baskılar, 20 Şubatta İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde çeşitli sendikalar tarafından protesto edildi.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye, tamamen ezmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. Bir süredir “Kent Uzlaşısı” ile kazanılmış CHP’li ilçe belediyelerine operasyonlar düzenleyen, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atarak yerlerine...
- Şubat ayında greve çıkan Tekgıda-İş Sendikasında örgütlü Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün işçileri, İzmir’de aileleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. Üç aydır ücretleri ödenmeyen Doruk Madencilik işçileri, şirketin Ankara’da bulunan...
- Diyanet İşleri Başkanlığı, bir yoksulun günlük gıda ihtiyacını göz önüne alarak belirlenen Ramazan fitresinin asgari ücret veya emekli aylığı alanlara da verilebileceğini açıkladı. Bu sözler Türkiye’de işçi ve emekçilerin nasıl bir yoksulluğa mahkûm...
- Sırbistan’da 2024’te Novi Sad şehrinin bir tren istasyonunda 15 kişinin yaşamını yitirmesi üzerine gerçekleşen kitlesel protestolar sonucunda Bakanlar ve Başbakan istifa etmek zorunda kaldı. Ancak bunlarla yetinmeyen, yolsuzlukların son bulmasını ve...
- İngiltere’de emperyalistlerin savaşına karşı emekçilerin barış sesi yükselmeye devam ediyor. 25. Ulusal Eylem Gününde çeşitli şehirlerden başkent Londra’ya akan on binler, İsrail saldırısı altındaki Filistin halkıyla dayanışma içinde olduğunu...
- İşçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı mücadelesini, dayanışmasını güçlendirmek için çalışan UİD-DER’in, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiği etkinlikler 16 Martta devam etti. UİD-DER’in İstanbul Avrupa ve Anadolu...
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...