Buradasınız
Kırmızı Kravat ve Lacivert Takım’ın Örtemedikleri
Mersin’den bir işçi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TOBB ekonomi şurasında patronlara sitem ederek “iş dünyasının talepleriyle getirilen düzenlemelere ilişkin işçi kesiminin çok yoğun ses çıkardığı dönemde iş dünyası sessiz kaldı. İş dünyasını bu düzenlemeleri savunma anlamında daha güçlü destek vermesini ve yanımızda olmasını istiyoruz” dedi. Bakanın patronlardan destek istediği kanunlar; “esnek çalıştırma, kısa çalışma ödeneği, emeklilik ve kıdem tazminatı hakkının gaspı, tazminatsız işten atma ve sigorta hakkının gasp edilmesi” konularını yani bizim hayatımızı kapsıyor.
Patronlara sitem eden iktidar yetkililerinin işçilere karşı düşmanlığını Soma’da ve Ermenek’te maden işçileri gördü, Gebze’de metal işçileri gördü. Bizler de her gün hayatımızı zehir eden politika ve uygulamalarıyla görüyoruz. Kırmızı kravatları ve lacivert takımları iktidar sahiplerinin zalimliğini, çirkinliğini örtemiyor. Bakan aslında patronlara şunu demiş oluyor: “Biz işçilerin karşısına polis barikatları dikerken, onların sendikal mücadelesini ezmek için darp ederek, gözaltına alarak saldırırken, çıkardığımız yasalarla hayatlarını cehenneme çevirirken, azıcık sesini çıkaranın tepesine polisi, jandarmayı çıkarırken siz de bir şeyler yapın, boş durmayın, bizim arkamızda durun” demek istiyor. Nitekim TOBB iktidara istediği desteği fazlasıyla veriyor.
Ama tüm bu saldırganlığın, kural tanımazlığın ve orman kanunlarına yaslanmanın arkasında nasıl bir korku yattığını da görüyoruz. Bugün örgütsüz ve dağınık olsak da biz işçi sınıfının taşıdığı potansiyelin yarattığı korkudur yaşadıkları. İşçi sınıfının bir kesiminin tepkisi, çıkardığı ses ve itiraz torba yasadan iki maddenin geri çekilmesine yetmiştir. Bir de -Allah korusun(!)- örgütlü bir sınıf olarak karşılarına dikilirsek ne yaparlar?
Tarih bize gösteriyor ki egemenler saraylarına da kapansalar, tahtlarının arkasına da sığınsalar, ordularının apoletlerinin altına da sıvışsalar, lacivert takım, kırmızı kravat altına da saklansalar er ya da geç karşılarına dikilecek örgütlü işçi sınıfı kâbusunu yaşayacaklardır!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...