Buradasınız
Mata Direnişçisi Kadın İşçiler: Bu Bir Onur Mücadelesi!
İstanbul/Tuzla Serbest Bölgede bulunan Mata Otomotiv’de 1000’den fazla işçi 27 Şubatta üretimi durdurarak direnişe çıktı. Üç vardiya çalışılan fabrikada kadın işçilerin sayısı 200’ün altında. Buna rağmen 900 işçiyi kapsayan direnişte kadınlar öne çıkıyor. Direngenlikleri, coşkuları, kararlılıkları erkek işçilerin daha dik durmasına neden oluyor. Direniş alanında sohbet ettiğimiz direnişçi kadınların hepsindeki ortak duygu; haklılığın verdiği kendine inanç, gurur ve mutluluk. Ağır ve sağlıksız çalışma koşulları, amirlerin baskı ve mobbingi, düşük ücretler hepsini “artık yeter” noktasına getirmiş. İçlerinde daha önce grev ya da direniş deneyimi yaşamış olan yok. Ama bu haklı mücadeleye sımsıkı sarılmışlar, kenetlenmişler. Bu mücadelenin bir onur mücadelesi olduğunu düşünüyorlar. Ortak ve onurlu bir hedef etrafında kenetlenmenin güzelliğini yaşıyorlar.
Genç kadın işçilerden biri şöyle anlatıyor: “İlk defa böyle bir deneyim yaşıyorum. Öncesinde fabrikada doğru düzgün kimseyi tanımıyordum. Serviste otururken yanımdaki erkek işçiden rahatsızlık duyduğum oluyordu. Ayağımız yanlışlıkla birbirine değdiği zaman bile çekiniyorduk. Ama direnişe çıktıktan sonra birbirimizi tanıdık, güven duyduk, kardeşleştik. Fabrika önünde beklerken gecenin soğuğunda battaniyemizi paylaştık. Bir şal parçasının altında sabahı ettik. Beraber üşümek bile güzeldi.”
Kadınların bu direnişi bir onur mücadelesi olarak görmesinin sebepleri var kuşkusuz. Fabrikada makinelerin kendilerinden daha değerli görüldüğünü, hastalandıklarında umursanmadıklarını, temel iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını, sanki bu dünyaya sadece çalışmak için gelmişler gibi sürekli fazla mesai yapmaya zorlandıklarını anlatıyorlar. İki yıldır Mata’da çalışan bir kadın işçi “biz makine ya da robot değiliz, insanız. Köle de değiliz. Sevdiklerimiz, ailemiz var. Değer görmek istiyoruz. Ürettiğimizin, emeğimizin bir nebze olsun karşılığını almak istiyoruz. O yüzden bir onur mücadelesi veriyoruz” diyor.
Bir başka kadın işçi direnişe çıktıktan sonra patronun düşmanca tavırlarının giderek arttığını anlatıyor. “Sürekli tehdit mesajları gönderdiler, bizi yasa dışı olmakla suçladılar. Her tehdit mesajına ‘Değerli Mata çalışanları’ diye başladılar. Bir taraftan tehdit ederken diğer taraftan bir aile olduğumuzu iddia ettiler. Her mesajda daha çok öfkelendik. Çünkü onlar için hiç de değerli olmadığımızı, aksine bizi köle gibi çalıştırıp düşük ücretlere mahkûm etmek istediklerini biliyoruz.”
İşçilerin talepleri arasında yüzde 20 ek zam var ama öncelikleri bu değil. Kadın işçilerden biri “Her şey para demek değil. İçeride ortam sağlığa elverişli değil. Sağlımız için mücadele ediyoruz” diyor. Bir başkası biraz daha açıyor ne için mücadele ettiklerini: “Mücadelemiz ücret mücadelesi olmaktan çoktan çıktı. İş güvenliği, daha sağlıklı ve temiz koşullarda çalışmak, insan muamelesi görmek oldu. Onur mücadelesine dönüştü. Kendimizden sonraki işçilere daha iyi koşullar bırakmak için mücadele ediyoruz. Burada sınıfsal bir kavga var. İşveren örgütlülüğümüzü bitirmek istiyor. Biz de sendikal örgütlülüğümüzü güçlendirmek gerektiğini düşünüyoruz.” 14 yıldır Mata’da çalışan bir kadın işçi ilk başta korkarak direnişe çıktığını söylüyor, sonra da ekliyor: “İyi ki çıkmışım. 14 sene emek verdiğim bir yerde işverenin bize nasıl baktığını gördüm. Mata işçisi olarak kendimize güvenimiz geldi.”
İlk başta tedirginlik, korku yaşayan bir başka kadın işçi ise patronuna teşekkür ediyor: “Üç vardiya birbirini tanımıyordu doğru düzgün. Ekmeğimizi paylaştık, dayanışma oldu aramızda. Bunun için patronumuza teşekkür etmemiz gerekiyor. Bu direniş bize manevi olarak çok şey kattı. Kadınlar her yerde önde olmalı bence. Bu direnişte de biz öndeyiz, bu beni çok sevindiriyor.”
Bir kadın temsilci ise şöyle diyor: “İnsan sadece ekmekle yaşamaz ki, insanca muamele görmek istiyoruz. Ekmeğimizi büyütmek için mücadele veriyoruz ama aşağılanıp horlanmak da istemiyoruz. İşte bu yüzden bizim mücadelemiz aynı zamanda bir onur ve insanlaşma mücadelesidir.” Bir başka kadın işçi gelecekte çocuklarına, torunlarına gururla anlatacağı bir mücadelenin mutluluğunu yaşadığını dile getiriyor. Direniş nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın zaten kazandıklarını söylüyor. “Çünkü direniş kardeşleşmenin, birbirine güvenmenin ifadesi oldu. Biz bu savaşın öncüleriyiz ve bir kadın olarak bu beni onurlandırıyor. Benim kaybedecek bir şeyim yok, kazanacak çok şeyim var. Ben her durumda başım dik yürüyeceğim. ‘Doğru yerde durdum, hakkım için kavga verdim’ diyeceğim.”
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Polonez Direnişçisi: “Biz Başardık, Şimdi Hep Birlikte Başaralım!”
- Betek Boya’da İşten Atma Saldırısı
- Green Transfo’da Grev Başladı
- İşçilerin Grev-Direniş Rehberi
- İşçiler “146+Bir Polonez” Belgeselinin Galasında Buluştu
- Arıtaş Kriyojenik İşçileri de Greve Çıktı
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Polonez Direnişçileri Çatalca Adliyesi Önünde
- Polonez İşçileri Baskılara Rağmen Mücadeleyi Sürdürüyor!
- Metal Sektöründe Bir Kez Daha Grev Yasağı
- Grev Ateşi Büyüyor: Grid Solutions ve Schneider Elektrik de Grevde!
- Grevlerden Direnişlere İşçilerin Mücadelesi Büyüyor
- Hitachi Energy’nin 4 Fabrikasında Grev Başladı
- Aile Hekimleri Grevde
- Çayırhan Maden ve Enerji İşçilerinin Eylemi Sona Erdi
- Direniş Çadırına Tezek Döktüren Korku
- Grev ve Direnişler Dayanışmayla Büyüyor
- Çayırhan Maden İşçileri: “Biz Çocuklarımızın Geleceği İçin Mücadele Ediyoruz”
- SASA İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- UİD-DER’den Atakaş Çelik İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...