Buradasınız
Memurlara Kara Haber
Kıraç’tan bir işçi
Hemen bu başlığı düzelterek başlayalım, çalışanlara kara haber. Milyonlarca insanın hayatını ve gezegenimizi tehlikeye atan nükleer santralleri eleştirenlere karşı, tabii ki açacağız diyen Enerji Bakanı Taner Yıldız, çalışma saatlerinin değiştirilmesi, sabahları 6-7 gibi işe başlanması gerektiğini söyleyip bunu meclise de taşıyacağını bildirmiş.
Bu haberi ilk kez, çalıştığım fabrikada gece saat 10’da bir işçiden duyduğumda şaka zannetmiştim. Tabii gerçek olduğunu öğrenince içimden bir ton küfür sıraladım. Neymiş enerjiden tasarrufmuş! Enerjiden tasarruf edecekseniz neden fabrikaları 24 saat çalıştırıyorsunuz? Hem enerjiden tasarruf diyorsunuz hem de neredeyse g.tünüze de floresan taktıracaksınız.
İşçi kardeşler bu tam bir kandırmacadır, enerji menerji hikâye, bu bir hak gaspının ön hazırlığıdır. Bir kere devlet çalışanları sabah 6’da işbaşı yaparsa, hiç özel sektörü bunun dışında tutarlar mı? Diyelim ki 6’da işbaşı yaptık, saat 13’de bizi fabrikadan bırakacaklarını mı düşünüyorsunuz? İşçi kardeşler zaten fabrikalarda çalışma saatlerinin alabildiğine uzadığını bizim kadar kimse bilemez, hele hele o ceylan derisi koltuklarda oturanlar hiç bilemez. Zaten sabahları sıcacık yatağımızdan kalkmak bir ızdırap haline gelmiş durumda, şimdi uykularımıza saldıracaklar. Zaten tatilimiz alabildiğine az şimdi tatilimize saldıracaklar, yani enerji hikâyesinin altından Cumartesinin gaspı çıkarsa hiç kimse şaşırmasın. Adam enerji bakanı değil de köle sahibi gibi konuşuyor, neymiş daha çok kazanmanın yolu çalışmaktan geçermiş, sanki kendisi çalışacakmış gibi, ya da bizler yatıyormuşuz gibi ya da çok çalışıyor da birileri engel oluyormuş gibi.
İşçi kardeşler, bu bir saldırıdır, bu heriflerin gözünü para hırsı bürümüş, enerjiden tasarruf diyorlar ama ya insanın kaybettiği enerji ne olacak? Bizi esnafla kıyaslıyorlar, sanki esnafa Cumartesi tezgâhını açma zorunluluğu koymuşlar gibi. Hem de söz konusu kıyaslama olacaksa eğer, neden biz de şöyle sormayalım, milletin vekilleri olduklarını iddia eden zatlar ellerini bir işe sürmedikleri halde, hem süper emekli oluyorlar hem devletin tüm olanaklarından faydalanıyorlar, hem de üstüne üslük bir çuval maaş alıyorlar, neden biz işçilerin maaşları da onlarla aynı olmuyor? Neden hızla büyüyen Türkiye’den bize hep yoksulluk ve yoksunluk düşüyor? Kazanan tüm Türkiye mi oluyor yoksa patronlar sınıfı mı?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...