Buradasınız
Mesele Örgütlü Olmakta!
Avcılar’dan bir sağlık işçisi
“Elma deyip geçmeyin. Elmayı ve kıymetini anlamayan hiçbir şeyi anlayamaz, elmasının kıymetini bilmeyenler de her şeyini kaybetmeye mahkûmdur.” Bu sözleri hatırladınız mı? Evet, İşçi Dayanışması’nda çıkan “Elma Hadisesi” yazısından alıntı yaptım. Sebebini anlatırım şimdi.
Geçenlerde bir devlet hastanesinde taşeron olarak çalışan iki kadın arkadaşımla sohbet ediyorduk. Konu konuyu açtı. Kadın arkadaşlardan biri; “çalışma koşullarımız, hastanede yediğimiz yemekler gibi” deyince anlayamadım ve meseleyi açmasını rica ettim. O da bana bir yemek listesi okudu. Hem güldük, hem de durumun vahametini konuştuk. Listeyi sizinle paylaşayım.
- Pazartesi: Kalem yağlı çorba, bezelye, ayıklanmamış pirinç pilavı.
- Salı: Kurtlu fasulye, bulgur pilavı ve cacık.
- Çarşamba: Salyangozlu ıspanak, tanesiz-yağsız-bol salçalı çorba ve yoğurt.
- Perşembe: Erkek tıraşı sonrası dökülmüş bol kıllı tavuk döner, pilav, ayran.
- Cuma: Kanlı-canlı tavuk, makarna ve bol böcek etli salata.
- Cumartesi: Uzun kadın saçlı kuru köfte, bol tırnaklı bulgur ve ayran.
- Pazar: Bol sulu ve etsiz orman kebabı, makarna, tatlı.
Kadın arkadaşların yapmadığı gibi, ben de sizinle dalga geçmiyorum. Yüzlerce devlet memurunun, taşeron işçinin çalıştığı bu hastanede yemeklerde hemen hemen her gün böyle ilginç şeyler çıkıyormuş. Elbette yemek listesinde böyle yazmıyor ama masaya gelen yemekler bunlar! 1980 öncesi öğle yemeğinde elma yerine portakal vermek isteyen patrona karşı iş durdurup yolları kapatan işçilerdi. Ama bu gün yemeklerde böcek dahi çıktığında sesi soluğu çıkmayan yine işçiler... Peki, nedir bu farkı uçurumlaştıran? Tabii ki 1980 öncesinde işçilerin örgütlü ve mücadeleci olup sendikalarıyla hareket etmeleri. Bugün de işçiler olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şey; ÖRGÜTLÜLÜK!
Böylesi Yaşamak Değil
Tütün İşçilerinin Mücadelesinden
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...