Buradasınız
Meslek Hastalıklarının Nedeni, Patronların Kâr Hırsıdır!
Kardeşler! İşçiler olarak, patronlar için zenginlik üretmeye başladığımızdan beri, gerek iş kazalarından gerek meslek hastalıklarından kaynaklı çok büyük bedeller ödedik. Karşılarında güçlü ve örgütlü bir işçi sınıfı bulmayan patronlar, çalışma koşullarını daha da ağırlaştırıyorlar. Uzayan iş saatleri ve alınmayan önlemler meslek hastalıklarını ve iş kazalarını beraberinde getiriyor. Meslek hastalığına yakalanarak ölen ya da iş kazalarında ölen işçi kardeşlerimizin sayısı artıyor.
Eskiden Türkiye’de kömür madenlerinde çalışan 100 işçinin 99’u akciğer hastası oluyordu. İlerleyen yıllarda lastik, plastik, tekstil, otomotiv fabrikalarında yapılan sınırlı sayıda meslek hastalıkları araştırmalarında ortaya çıkan sonuçlar dikkat çekiciydi. Kurşun zehirlenmelerinin bedelini o yıllarda yüzlerce işçi hayatıyla ödemişti. Ortaya çıkan bu tablo meslek hastalıkları hastanelerinin kuruluşunu da zorladı. İlki 1969 yılında kurulan meslek hastalıkları hastanesini 1980’lere doğru Ankara ve İstanbul’da açılan iki hastane takip etti. İşçilerin büyük çoğunluğu bilmemekle birlikte, Türkiye’de meslek hastalıkları konusunda uzmanlaşmış topu topu üç hastane bulunmaktadır. İstanbul, Zonguldak ve Ankara’da bulunan bu hastaneler, devletin işçileri düşünerek kendiliğinden kurduğu hastaneler de değildir. Bunlar, 12 Eylül 1980 faşist darbesinden önce işçi sınıfının yürüttüğü mücadelenin, yani sınıf hareketinin yan ürünüdürler.
Bir işçinin, yakalandığı hastalığın işin kendisinden veya kötü çalışma koşullarından kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespit ettirebilmesi oldukça zordur. Pek çok hastalıkta tedavinin neredeyse olanaksız hale gelmesinin en önemli sebeplerinden biri de budur. Teknolojinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini düşündüğümüzde bu bir çelişki gibi durmaktadır. Çünkü patronlar sınıfının yaşam kalitesi ve ortalama ömür uzunluğu giderek artmaktayken işçi sınıfının cefası büyümektedir. Bu azınlık güruhun çalışmadan yaşamasını sağlayan işçi sınıfına hiç olmazsa asgari düzeyde sağlığını koruyacak olanaklar sağlaması beklenir. Oysa kapitalizmin tarihi, bu beklentinin hayal olduğunu kanıtlayacak şekilde milyonlarca işçinin trajik yaşam öyküleriyle doludur.
Son dönemlerde kot kumlama işinde çalışan işçilerin dramıyla gündeme taşınan silikozis gibi ölümcül akciğer hastalıklarından görme ve işitme bozukluklarına, çeşitli türde kanserlerden eklem ve kas hastalıklarına kadar birçok hastalık meslek hastalıklarına örnek olarak verilebilir. Kanser dâhil çeşitli türde meslek hastalıklarına zemin hazırlayan sektörler şöyle sıralanabilir: Akü fabrikaları, lastik ve boya sanayi, tersaneler, plastik sektörü, dökümhaneler, demir çelik endüstrisi, maden ocakları, petrol sanayi, marangozluk, tekstil sektörü, deri sanayi, sağlık sektörü, çeşitli radyoaktif ışınlara maruz kalınan sektörler… Risk gruplarına göre, işkollarının neden olduğu hastalıklar dünyada 25, Türkiye’de 5 grupta toplanıyor. Aslında her işin bir hastalığı var. Ama mesela bilgisayar kullanmaktan kaynaklanan hastalıklar meslek hastalığı sayılmıyor.
Giderek çok daha çeşitlenen meslek hastalıklarını tespit edip tanı koymak için, bu alanda hizmet verecek hastanelerin, meslek hastalıkları ünitelerinin ve gelişkin laboratuarların sayısının artması, bunların işçilerin kolaylıkla ulaşabileceği yakınlıkta olması gerekiyor. Oysa ödediğimiz vergileri ve sigorta primlerimizi iç eden burjuva devlet, bu olanakları arttırmak bir yana, mevcut olanakları da ortadan kaldırma uğraşı içindedir. Neyin meslek hastalığı olup neyin olmadığını anlamak patronlar sınıfının hukuk sisteminin koyduğu ucube kaidelere bağlanmıştır. Bu aynı zamanda, meslek hastalıklarının tespit ve tedavisinin önüne aşılması güç engeller dikilmesi anlamına gelmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının mağduru olan işçiler, kapitalistler açısından iş zayiatı olmaktan öte bir anlam taşımamaktadır. Patronlar sınıfının artan zenginliğinin faturası, ruhen ve bedenen tüketilen işçi sınıfına ödetilmektedir.
Meslek hastalıklarının tespiti ve işçiye verdiği zararın oranının belirlenmesi çok önemlidir. Hastalanmış veya çalışma gücünü yitirmiş işçiler, ancak meslek hastalığı tanısı konulduğunda geçici veya kalıcı iş göremezlik ödeneğinden faydalanabilmektedir. Aksi takdirde ölüme veya en iyi haliyle açlığa terk edilmektedirler.
Meslek hastalıklarının birçoğunu önlemek için çoğu zaman basit önlemler almak yeterlidir. Oysa patronlar bu basit önlemleri bile maliyeti arttırdığı gerekçesiyle almaya yanaşmamaktadırlar. Aşırı soğuk, aşırı sıcak, normalin çok üzerinde gürültülü, tozlu, kimyasallarla dolu, radyasyon saçan vb. ortamlarda çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkan meslek hastalıklarına yakalanmamak için gerekli önlemlerin alınmasını patronlara dayatması gerekenler bizleriz. İşçi kardeşlerimizin hastalıklarının tedavisinde gerekli olanakların sağlanması için patronları köşeye sıkıştıracak olan da bizim örgütlü gücümüzdür. O yüzden de bizler önümüze dikilen engelleri aşmak üzere tüm sınıf kardeşlerimizin mücadeleye katılmasını sağlamak zorundayız.
İş Saatleri Düşürülsün!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Kurulsun ve İşçilerin Denetimine Verilsin!
Her Hastaneye Meslek Hastalıkları Bölümü Kurulsun!
Meslek Hastalıklarının Tespitinin Önüne Konulan Bürokratik Engeller Kaldırılsın!
Herkese Parasız Sağlık Hakkı!
Sendikalar Görev Başına!
“Haymarket: 1 Mayıs’ın Romanı”
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
Son Eklenenler
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...