Buradasınız
Milli Piyango Büyük İkramiye Bana Çıktı!
Gebze’den bir metal işçisi

Milli piyango, sayısal loto, at yarışları ve iddaa gibi şans oyunları hemen hemen her hafta oynanır. Elbette kıt kanaat geçinen işçilerin birçoğu da bu şans oyunlarını bin bir umutla oynar. Sonra sonuçları beklemeye başlar: “Acaba büyük ikramiye bu sefer bana çıkacak mı?”
Fabrikalarımızda bizler bir sürü sorunla boğuşurken neden şans oyunlarına bu kadar kapılıyoruz? Çünkü bunu patronlar sınıfı teşvik ediyor. Reklamlar, hiçbir zorluk çıkmadan her tarafa açılan bayiler, sokaklarda gözümüze sokulan biletler, falancaya ikramiye vurdu hikâyeleri… Patronlar içinde bulunduğumuz kölelik koşullarına karşı mücadele etmeden kendi paçamızı kurtarmamızı öğütleyen bu tarz şans oyunlarını teşvik ediyorlar. Bizler birlik olmayalım, bir araya gelmeyelim, ortak sorunlarımızı birlikte çözmeyelim diye. Peki, nedir biz işçilerin ortak sorunları? Aslında o kadar çok ki saymakla bitmez ama en yakıcı olanları şöyle bir sayabiliriz: İş kazaları, meslek hastalıkları, işsizlik, taşeronlaşma, uzun çalışma saatleri, sendikasızlaşma... İş güvenliği önlemlerinin alınmaması yüzünden yaşadığımız topraklarda her ay ortalama 150 işçi iş cinayetlerine kurban gidiyor. Yine işsizlik oranları çift hanelere dayanmış durumda. Çalışma saatleri artık fiilen 12 saate çıkmış durumda. Uzun çalışma saatleri yüzünden kimimiz ailemizin ve çocuklarımızın yüzünü göremez hale geliyoruz. Anayasal bir hak olmasına rağmen sendikalaşan işçiler kendilerini kapının önünde buluyor. Bizleri bu koşullar altında zapturapt altına almışlar ve bizlere kurtuluşun bu şans oyunlarıyla olduğunu gösteriyorlar. Biz de tüm vaktimizi bu oyunlara ayırıyoruz. Yılbaşı özel milli piyango büyük ikramiyesini aylar öncesinden bize duyuruyorlar ve bizleri bu yola sevk ediyorlar. İşçiler örgütlenmek ve sorunlarından hep birlikte kurtulmak yerine hiç gelmeyen talih kuşunu bekleyerek ömür tüketiyor.
Ben UİD-DER’de örgütlü bir işçiyim ve örgütlü olduğum için büyük ikramiyenin bana çıktığını düşünüyorum. Ben kurtuluşu bireysellikte görmüyorum işçi dostlarımın arasında görüyorum ve inanıyorum ki bizler bu kurtuluşu birlikte öreceğiz.
Bizlerin kurtuluşu talih kuşunda değil işçi sınıfının örgütlü mücadelesindedir. Bizler birlikte ve örgütlü olursak eğer, çözemeyeceğimiz sorun yok. Hiç kimse işçilerin örgütlü gücü karşısında duramaz. Bu örgütlü güce tüm işçiler olarak sizlerin de el vermesini istiyorum. Bu büyük ikramiyeye sizi de ortak olmaya çağırıyorum. Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...