Buradasınız
Nasıl Bir Sendika, Nasıl Bir Sendikal Anlayış?

Bundan 45 yıl önceydi. MESS ve tüm patron örgütleri, işçilerin mücadeleci sendikası DİSK’in ve onu ileriye iten Maden-İş’in önünü kesmeye, işçileri dağıtıp güçsüz düşürmeye kararlıydılar. Ama işçiler, sendikalarına sahip çıkmak için o güne kadar görülmemiş bir eylem yaptılar. İki gün boyunca İzmit’te, Gebze’de, İstanbul’da fabrikalarından çıktılar ve yürüyüşe geçtiler. İşçiler patronların sendikalarını yok etmesine izin vermediler. Çünkü onlar sendikalarını kendilerinden ayrı bir şey olarak görmüyorlardı. “Sendika işçilerin birliği ve örgütüdür” diyorlardı. 15-16 Haziran 1970’teki bu işçi isyanından sonra da işçiler büyük mücadeleler verdiler. İşte bunlardan korkan patronlar, 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle intikam almaya giriştiler, Maden-İş dâhil tüm mücadeleci sendikaları kapattılar. Bizzat kurdurup besledikleri Türk Metal’i işçiler üzerindeki kırbaç gibi kullanmaya başladılar. Artık eski sendikaların yerinde yeller esiyordu. Tüm işçileri kucaklayan, mücadeleci, işçinin gücüne dayanan sendikaların yerine, patronlarla uzlaşan, sendika bürokratlarının çıkarı için çalışan ve işçileri satan bir sendikal anlayış yerleşti.
Bugünün metal işçileri 35 yıllık korku duvarlarını yıkarak bu sendikal anlayışa karşı ayaklandılar. İşçilerin temel talebi, kendilerinin söz sahibi olmadığı toplu sözleşmeler imzalayan, taleplerini yok sayan, patronun sopası gibi davranan sendikal anlayıştan yani Türk Metal çetesinden kurtulmak. Üretimi durdurdular, anlı şanlı fabrikaların anlı şanlı patronlarını şaşkına uğrattılar. Bürokratik ve işbirlikçi sendikal anlayışa karşı giriştikleri bu eylemle işçiler; tarihini bilmeden, farkına varmadan, patronların yüreğine korku salan Maden-İş’in mücadeleci sendikal anlayışını kendi elleriyle diriltebileceklerini ortaya koydular.
Patronların hizmetindeki düzen partileri, patronların işçi sınıfını daha fazla nasıl sömüreceğini hesap ediyorlar. Bunun için yeni yasalar çıkarıyorlar. İşçilere kanaatkâr ve itaatkâr olmalarını buyuruyorlar. Sömürebilecekleri nüfus artsın diye üç-beş çocuk istiyorlar. Sendikaları bu planlarının payandaları haline getiriyorlar. İşçiyi çiğneyerek patronlarla uzlaşan mevcut sendikal anlayış ise, sendikalara siyaset bulaştırılmaması gerektiğini telkin ediyor. Elbette bu bir aldatmacadan ibarettir. Sendikaların siyasetin dışında kalması, sadece ücret sendikacılığı yapması demek, bu uygulamalara, anti-demokratik yasalara ve patronların hak gasplarına sessiz kalmak demektir. Bu nedenle “siyaset üstü” sendikacılık anlayışı reddedilmelidir. Sendikalar faaliyetlerini, işçilerin ücretini uzlaşmacılık temelinde üç kuruş arttıran toplu sözleşmeler yürütmekle sınırlandıramazlar. Sendikalar işçilerin ekonomik haklarını daha mücadeleci şekilde kopartmanın yanı sıra, demokratik hak ve özgürlüklerini de savunmalıdırlar. İşçi sınıfına dönük baskılara karşı mücadele etmelidirler. Grev yasakları, sendikal barajlar, iç güvenlik yasaları gibi uygulamaların kaldırılması için de mücadele etmelidirler.
Bunların başarılabilmesi için sendikal anlayışı kökten değiştirecek, demokratikleştirecek düzenlemelere ihtiyaç var. İşçiler, birlik içinde hareket ederek taban örgütlülüklerini oluşturmalı ve kendi temsilcilerini kendileri seçmelidir. Bu konuda ne işverenin ne de sendikacıların baskısı altında kalmamalıdırlar. Temsilciler ve sendika yöneticileri görevlerini yerine getiremedikleri zaman görevlerine derhal son verilmeli ve yeni temsilciler seçilmelidir. Temsilci veya sendika yöneticisi olmak bir ayrıcalık haline getirilmemelidir. Sendika şubeleri, eğitim ve işçilerin mücadele kararlarını alabildikleri toplantılar için mesai saatleri dışında da açık tutulmalıdır. Sendika yöneticileri ortalama bir işçinin maaşından daha fazla maaş almamalıdır. Aidatlar doğrudan genel merkezlerde değil, işçilerin denetimi altında sendika şubelerinde toplanmalıdır. İşçiler, sendikaların faaliyetlerini ve harcamalarını koşulsuz denetleyebilmelidir. İşçilerin çıkarlarına aykırı hareket eden sendika yöneticilerinden hesap sorulabilmelidir. Yöneticiler, her zaman tabana hesap vermekten kaçamayacaklarını bilmelidir.
İşyerlerinde tüm bölümlere kadar komitelerini kurmuş ve onları temsil eden bir üst kurul oluşturmuş işçiler, sendikaların yapısını ve sendikal anlayışı tamamen değiştirebilirler. Bu örgütlülüğün tüm işyerlerini kapsayacak şekilde, bir fabrikalar arası koordinasyon biçiminde büyütülmesi ayrıca zorunludur. İşte bunlar işçilerin taban örgütlülüğü anlamına gelmektedir. Kendi temsilcilerini kendileri seçen, toplu sözleşmenin hazırlanmasında ve yürütülmesinde rol alan, hep birlikte karar alan ve o kararların sonuna kadar arkasında duran, patronların saldırılarına hazırlıklı olmak için sürekli eğitimler düzenlenmesini sağlayan işçiler, asla sendikaların bürokratlaşmasına ve Türk Metal gibi çete örgütlenmelere hayat şansı vermezler. Özetle her düzeyde örgütlenmeli ve söz sahibi olmalıyız.
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Metal İşçileri Sefalet Ücretine ve Sendikal Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Birleşik Metal-İş’ten Grev Kararı: Metal İşçileri Greve Hazır!
- Metal İşçilerinin MESS’i Protesto Eylemleri Sürüyor
- Ay Sonunu Bırak, Ortasını Getiremiyoruz!
- Metal İşçileri Greve Hazırlanıyor
- Metal İşçileri Çorlu’da Haykırdı: Greve Hazırız!
- Metal İşçilerinin Eylemleri Devam Ediyor
- Metal İşçisiyiz, MESS’in Dayatmalarına Boyun Eğmiyoruz!
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi Kimleri İlgilendirir?
- Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Seyahat, Hayat Pahalılığı ve MESS Sözleşmeleri!
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Birleşik Metal-İş: Metal İşçileri Mücadele Ateşini Yaktı!
- MESS’e Karşı Birliğimizi Güçlendirelim!
- MESS Dayatmalarına Birlikte Karşı Duralım!
Son Eklenenler
- Rejimin 19 Mart saldırısının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Beklemediği bir halk tepkisiyle karşılaşan rejim, gösterilerin daha da büyümesini engellemek ve bastırmak için her türlü baskı ve korkutma aracını...
- Sevgili işçi kardeşlerim, “Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...
- Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müesesesine bağlı maden ocağında 14 Ekim 2022 günü meydana gelen patlamada 43 maden işçisi hayatını kaybetmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Amasra katliamının ardından 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada Bartın Ağır...
- 21 Ocakta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangının üzerinden iki ay geçti. İşyerinde, dehşetini hâlâ hissettiğimiz bu facia üzerine konuştuk. Ne var ki bazı arkadaşlarımızın söyledikleri bu faciayı hiç sorgulamadıklarını, üzerine...
- Sırbistan’da Novi Sad şehrinde bulunan tren istasyonunda 1 Kasım 2024’te beton sundurma çökmüş ve meydana gelen olayda 15 kişi yaşamını yitirmişti. Bu felaketten sonra başta öğrenciler olmak üzere binlerce işçi meydanları doldurmuş, kitlesel...
- Amerikalı sosyalist yazar Jack London, Londra’nın Doğu Yakasında tanık olduğu toplumsal eşitsizliği ve sınıfsal çelişkileri anlattığı romanına “Uçurum İnsanları” adını verir. 1902 yılında yazdığı kitabında, İngiltere egemenlerinin şaşaalı yaşamının...
- Oryantal Tütün fabrikası, dışarıdan bakıldığında devasa büyüklükte ve her yanı kapalı bir kale görünümünde. Fabrika Torbalı çıkışında Kemalpaşa yolu üzerinde bulunuyor. Arka tarafı neredeyse tamamen zeytinliktir ve yemyeşildir. Yolun karşı tarafıysa...
- İzmir’de tütün fabrikaları bir süredir grevdeler. Bunlardan biri de İzmir Pınarbaşı’nda 1970’lerde kurulan TTL fabrikası… TTL Tütün, 2000’li yıllarda Torbalı’da yeni bir tesise taşındı. Burada yaklaşık 300 işçi tütün üretiminde çalışıyor ve büyük...
- Mücadele etmek, örgütlenmek ve dayanışma içinde olmak! Bu kavramlar biz işçilerden ne kadar uzak olabilir ki? Bir yerde haksızlık varsa o haksızlık dolaylı ya da doğrudan bizi etkiliyor. Aynı durum hak mücadelesi için de geçerli. Bu nedenle bir...
- Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mercan Makina’da sendikal baskılar ve işten atma saldırısına karşı 20 Martta direniş başladı.