Buradasınız
İşçilerin Sordukları/12

İş sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının görevleri nelerdir?
İş güvenliği uzmanlarının görev ve yükümlülükleri İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve bu yasa kapsamındaki İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkındaki Yönetmelikte belirlenmiştir. Buna göre iş güvenliği uzmanları, işyerinde alınması gereken tedbirleri tespit eder ve işverene yazılı olarak bildirir. İşyerindeki çalışmalar ve değişikliklerle ilgili her şeyi denetler, güvenlik açısından tehlike oluşturacak konuları belirleyerek işverene önerilerde bulunur. İşyerinde meydana gelen iş kazası ya da meslek hastalıklarının nedenlerini araştırarak, yeniden yaşanmaması için alınacak önlemler konusunda çalışmalar yapar ve işverene bilgi verir.
Hayati tehlike ihtimali doğuran ve acil müdahale gerektiren hallerde işin durdurulması için işverene başvurur. Tavsiye ettiği önlemlerin, uzmanın tanıdığı süre içerisinde yerine getirilmemesi durumunda işvereni, bağlı olduğu çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkili birimine bildirir. Şayet işyerinde yaşanan bir kazanın ya da meslek hastalığının tespiti konusunda da uzmanın görevini yapmadığı tespit edilirse uzmanın yetki belgesi 6 ay süreyle askıya alınır.
Yasada iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının görev ve yükümlülükleri bu şekilde tanımlanıyor. Ancak uzmanlar yalnızca sorunu tespit edip işverene bildirmek ve tavsiyelerde bulunmakla görevlendiriliyor. İşverenler uzmanın öneri ve tavsiyelerini yerine getirmediğinde ise uzmanın onları şikâyet etme hakkı var. Fakat iş güvenliği uzmanlarının ücretlerini çalıştığı işyerinin patronundan aldığı düşünüldüğünde, hiçbir uzmanın kendi patronunu kolayca şikâyet edebilmesi mümkün değildir. O nedenle iş güvenliği uzmanlarının bağımsız olmaları ve baskı altında olmamaları gerekir. Dolayısıyla işyeri hekimlerinin ve iş güvenliği uzmanlarının ücretleri, sendikaların ve meslek örgütlerinin denetimindeki bir fondan karşılanmalıdır. İş güvenliği uzmanlarının patrondan bağımsız olmaları ve işyerlerinde yaşanacak kazaları önleyecek uygulamaları dayatacak bir yaptırım gücü elde etmeleri sağlanmalıdır.
İşçiler, işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerini kendileri belirleyebilirler mi?
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın 18. maddesine göre işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda işçilerin, işyeri sendika temsilcilerinin ya da çalışan temsilcilerinin görüşlerini almalıdır. Yasada işçilerin iş güvenliği konularında öneri getirme, işyerlerinde bu konularda yapılan toplantılara katılma ve görüş bildirme hakları vardır.
İşveren, yeni teknolojilerin uygulanması, seçilecek iş ekipmanı, çalışma ortamı ve şartlarının çalışanların sağlık ve güvenliğine etkisi konularında işçilerin görüşlerini alır. İşçilerin ya da işçi temsilcilerinin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği için alınan önlemlerin yetersiz olduğu durumlarda yetkili makamlara başvurmalarından dolayı hakları kısıtlanamaz.
Ancak bu madde de kâğıt üzerinde kalmakta, patronlar işçilerin hiçbir konuda fikrini almamakta, rızasını sormamaktadır.
İşyerinde risk değerlendirmesi nedir?
İşyerlerinde oluşabilecek iş kazaları ile meslek hastalıklarının önceden tespit edilip önlenmesi için işveren, işyerinde risk analizi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Bu analiz içerisinde işçilerin durumu, kullanılan malzemeler, kimyasal maddeler, her türlü teçhizat ve işyerinin tertip ve düzeninin denetlenmesinin sonuçları yer alır. Genç, yaşlı, gebe veya emziren işçiler ile kadın işçiler için gerekli özel kuralları da içerir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre, risk değerlendirmesi yapmama veya yaptırmama durumunda 3234 lira, ayrıca bu yönetmeliğe aykırılığın devam ettiği her ay için 4851 lira para cezası uygulanır. Risk analizi, olası kazaları önleyici tedbir anlamında önemlidir ve her işyerinde yaptırılması gerekir. İşyerlerimizde bunun takipçisi olmalıyız.
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...