Buradasınız
Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!

Emeklilikte Yaşa Takılanlar ya da EYT olarak adlandırılan, prim gün süresini doldurmasına karşın yaş şartını yerine getiremediği için emekli olamayan işçiler, gasp edilen haklarını talep ediyorlar. EYT temsilcilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, danışmanı aracılığıyla bir rapor sunması işçilerde umut yaratmıştı. Ancak Erdoğan “Ben bu işte yokum” diyerek, EYT ile ilgili yasal bir düzenleme yapılmayacağını, gasp edilen hakları iade etmek gibi bir niyetleri olmadığını bir kez daha açıklamış oldu. Sermaye sınıfı bıraktık gasp edilen hakları iade etmeyi, emekliliği sırtından atması gereken bir yük olarak görüyor
Depremi fırsat bildiler, milyonların hakkını gasp ettiler
Bundan 20 sene önce, 8 Eylül 1999’de emekçiler tarafından “mezarda emeklilik yasası” olarak adlandırılan 4447 sayılı kanun çıkarıldı. Bu kanundan önce erkekler 25, kadınlar 20 yıl sigortalılık süresinin ardından 5 bin prim günü ile emekli olabiliyordu. Saldırıyla birlikte gerekli prim gün sayısı 7 bine yükseltilirken emeklilik yaşı da kadınlar için 58, erkekler için 60 olarak belirlendi. Bununla da kalmayan dönemin koalisyon hükümeti, 4447 sayılı kanunu geriye doğru işleterek, yani 1999 öncesinde işe girmiş olanları da kapsam içine alarak büyük bir hak gaspına imza atmış oldu. Sıkça dile getirildiği gibi “maç devam ederken kural değişti” ve milyonlarca insanın emekliliği yıllarca öteye atılmış oldu.
Üstelik bu kanun 17 Ağustos depreminin üzerinden üç hafta bile geçmemişken, insanların enkaz altından dahi çıkarılamadığı, sendikaların yas ilan edip mitingleri iptal ettiği bir süreçte geçirilmişti. Kısacası depremi fırsat bilen sermaye sınıfı, örgütsüz işçi sınıfını hazırlıksız yakalamış, kazanılmış bir hakkı yüreklerin yangın yeri olduğu bir süreçte kolayca gasp edebilmişti.
Yeni hak gasplarıyla geçen AKP’li yıllar
AKP’nin 2008 yılında yürürlüğe soktuğu 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSS) da emeklilik hakkında gedikler açtı. Emeklilik yaşı ve prim gün sayısı bu yasayla yeniden yükseltildi. 1 Mayıs 2008’den sonra işe giren işçi ve emekçiler için prim gün sayısı 7200’e yükselirken “kademeli yaş şartı” getirildi. 5510 sayılı yasa istenen prim günü şartını 1 Ocak 2036’ya kadar tamamlayamayan kadın ve erkek işçilerin emeklilik yaşının kademeli olarak 65’e kadar çıkabileceğine hükmediyor. 1 Ocak 2036’den sonra 7200 prim gün sayısını dolduran bir işçi 61 yaşında emekli olacak ve emekli olma yaşı kademe kademe artarak 2044’te 65’te sabitlenecek.
Emeklilik maaşlarının hesaplanmasında kullanılan kriterler (güncelleme katsayısı, aylık bağlama oranları, aylıkların alt sınırı) yine SSGSS ile düşürüldü ve böylece emekli aylıkları kuşa çevrildi. Mesela çalışma hayatı boyunca primi asgari ücret üzerinden yatan bir işçiye bugün aşağı yukarı 1000 lira gibi oldukça düşük bir emekli maaşı bağlanıyor. Türkiye’de dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6 bin 705 liraya, açlık sınırı 2 bin 58 liraya dayanmışken ortalama emekli maaşı 1600 lira civarında seyrediyor! Ekonomik krizin etkisiyle iğneden ipliğe her şeye zam üstüne zam gelirken ve gerçek enflasyon yüzde %30’ların üzerindeyken emekli maaşlarına %5 zam yapılması uygun görülüyor.
Bir tarafta milyonlarca EYT’li gasp edilen emeklilik hakkını isterken, öte yandan milyonlarca emeklinin yaşamından çile eksik olmuyor. Konu EYT’ye geldi mi “erken emeklilik istiyorlar”, “bunlar da stokçular gibi türedi”, “çift dikiş yapacaklar”, “bütçeye yük getirecekler” diyen muktedirler, emeklilerin sorunları karşısında ise Türkiye’deki emeklilik sistemini öve öve bitiremiyor. Güttükleri amaç bellidir! İşçi ve emekçilerin taleplerini ve mücadelesini karalayarak onları birbirinden yalıtmak ve yalnızlaştırmak istiyorlar. Böylece işçi sınıfını hak gasplarına, kölelik koşullarına kolayca razı etmeyi amaçlıyorlar.
İşçi sınıfı başka birçok kazanımını olduğu gibi emeklilik hakkını da uzun mücadeleler sonucunda elde etmiştir. Ancak işçi sınıfı mücadeleden ve örgütlülükten uzaklaştığı ölçüde sermayenin pervasız saldırılarına da açık hale gelmiştir. Yeni gaspları önleyip haklarımızı genişletmek için genç ya da yaşlı, EYT ya da emekli demeden işçi sınıfı olarak topyekûn mücadele etmeliyiz. Haklarımızı ancak örgütlü mücadeleyle kazanırız.
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- Komşunun Evi Yanarken…
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
Son Eklenenler
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...