Buradasınız
“90 Kuşağı” İşçiler Konuşuyor: Bir de Bizi Dinleyin!

Medyada tuzukuru kesimlerin çocuklarından ibaret bir “90 kuşağı” imajı çiziliyor, “90 kuşağı” denince aklına ne geliyor?
Tuzla’dan Eray, öğrenci-işçi: 95 doğumluyum. “90 kuşağı” deyince biraz daha burjuva çocukları insanın gözüne çarpıyor. İşçi gençliğinden hiç bahsedilmiyor. Sürekli bahsedilirken öğrenci, öğrenci, öğrenci… Ama öğrenci dediğimiz kısım yine genellikle burjuva ailelerin çocukları, biz işçi ailelerin çocukları değil.
Sarıgazi’den iletişim sektöründen bir işçi: “90 kuşağı” deyince sömürünün merkezi aklıma geliyor. Ben liseyi bitirince her şeyin çok kolay olacağını sanmıştım. Ama sonraları hayatın çok zor olduğunu gördüm. Ben işçinin ne olduğunu bilmiyordum. Baktım babamın kazandıkları yetmiyor, çalışmaya başladım. Çalışınca koşulların çok zor olduğunu gördüm. Sigorta yok, asgari ücret dahi verilmiyor. Ekonomi büyüyor diyorlar ama bu bizim hayatımıza yansımıyor.
“90 kuşağı” içinde yer alan zenginlerin çocuklarıyla işçilerin çocuklarının çıkarları, özellikleri ve hayalleri bir mi?
Tuzla’dan Yusuf, metal işçisi: Hayalleri bir değil. Bizim hayal ettiklerimiz meselâ güzel bir iş, patronsuz bir hayat. Onlar ise patronluk taslıyorlar. Onların hayatında para tasası yok. Bizim gibi işçilerse hep hayalleri ile yaşıyor zaten. Bizim ile onlar arasında çok farklar var. Meselâ biz işçiyiz, onlarsa hayatın zevkini sürüyorlar. Onlar okul okuyorlar, biz çalışıyoruz. Arada çok fark var. Hülya Avşar’ın kızı da ordaymış. Onlar nereye gideyim tatil yapayım diye düşünüyor.
Eray: Elbette bir değil. Zaten onlar rahat bir yaşama sahipler. Bizimse sürekli “nasıl ay sonunu getiririm, şuradan nasıl kısarım, para lazım evden nasıl isterim” gibi problemlerimiz var. Tabii ki burjuva ailelerinin çocuklarının böyle bir dertleri yok.
Sarıgazi’den iletişim sektöründen bir işçi: Bir olması mümkün değil. İşçi çocuklarının geleceğe dair planları yok. Gezi Parkı olaylarında çadırda kaldılar; ben 7-8 ay çadırda kalamam, ekmek parası kazanmam lazım. Özellikle tuzukuruların çocukları için söylüyorum. Onlar zaten zengin, çalışmaya ihtiyacı yok. Onların babaları benim gibi işçileri sömürerek zengin oldu.
“90 kuşağı” genç işçiler ne gibi sıkıntılar yaşıyorlar?
Yusuf: Ben iş kazası geçirdim bu da bir sıkıntı. Ben bir metal fabrikasında torna işinde çalışıyorum. Enjeksiyon makinesi vardı. Koruması yoktu, düğmeye bastığında ara sıra otomatiğe bağlanıyordu. Ben de en az 200-300 tane mal ürettim. Sonra baktım bir tane parça kaldı içinde. Elime aldım, o anda elim içinde kaldı, makine otomatiğe geçti. Elim 45 saniye makinenin içinde kaldı. Şimdi elimde ağrı oluyor. Hiçbir makinenin koruması yok, iş güvenliği diye bir şey yok. Uzun saatler çalışıyoruz. Normalde 9 saat çalışıyorum, fazla mesai ile 16 saat oluyor. Hafta sonları bazen ailemle vakit geçiriyorum. Tam istediğim gibi vakit geçiremiyorum.
Eray: İşçi ailesiyiz. Evde tek çalışan baba üç kişi okuyoruz çok zor oluyor. Yazları ders çalışayım kitap okuyayım tatil yapayım yok. Hiç bir tatilim yok. Okul açıkken derse çalış, okul kapandıktan sonra işe gir çalış. Okul harçlığımı çıkarmak zorundayım. Gidip tatil yapmak gezmek ya da oturup kitap okumak sadece hayalde kalıyor.
Sarıgazi’den iletişim sektöründen bir işçi: Eğitim sistemi çok kötü hep sistemin fikirlerini aşılıyor. Çalışma koşulları çok ağır. Ben 12 saat çalışıyorum. Devlet işyerlerini denetlemiyor. Ücretler çok düşük. Patrona kazandırdığımız paranın çok çok altında bir ücret alıyoruz. Maaş bir günde bitiyor. Temel problem çalışma koşullarının zor olması ve sosyal hayatın olmaması.
Nasıl bir yaşam hayal ediyorsun? Neler yapmak, nasıl yaşamak istiyorsun?
Yusuf: Okul okumak isterdim. Okulum yarıda kaldı. Ona devam etmek isterdim. Lise 2. sınıfa geçtim bıraktım. Köyde köy kavgası oldu bundan dolayı göç etmek zorunda kaldık ve aileme ben bakıyorum. Patronların olmadığı bir hayat olmasını, istediğimiz işte çalışabileceğimiz bir yaşam isterdim.
Eray: Ben de yazlarımı denize girerek, kitap okuyarak geçirmek isterim. Ay sonu için kara kara düşünmemek isterim. Evden utana sıkıla para isteyemeyerek geçirmek isterim.
Sarıgazi’den iletişim sektöründen bir işçi: İşçi çocuklarının sorumlulukları var. Ailelerine ekonomik katkı sunmak zorundalar. Bu nedenle geleceğe dair plan yapamıyoruz.
Sarıgazi’den metal işçisi: Hayatım çalışmakla geçiyor. 8 saat bile çok uzun. Biz fabrikada vardiyalı çalışıyoruz. Vardiyalar çok dengesiz olduğu için 8 saat bile çok yorucu oluyor. Çalışma saatinin az olduğu bir yaşam hayal ediyorum. Haftada en az 3 gün tatil olmalı. Tatil çok olsa gezerim, yeni yerler keşfederim. İleri dönük bir plan yapamıyorum, yapsam da zaten planlarımı hayata getirebileceğimi düşünmüyorum.
İşçileri güçlü kılan bir araya gelmeleri ve ortak davranmalarıdır. Genç işçileri birleştirmek için neler yapılmalı?
Yusuf: Örgütlenmek gerekiyor. Meselâ bir kişiyi örgütlemeye çalıştığın zaman onunla konuştuğun, onun derdini, tasasını öğrenmeye çalıştığın, bir sıkıntısı varsa paylaştığın zaman illa gelir o seninle.
Sarıgazi’den metal işçisi: Bilinç olması lazım, işçinin siyasetini yapması lazım. Şimdiki genç işçileri birleştirmek çok zor. Gezi olaylarında sadece birikmiş bir öfkenin dışa vurumu vardı, hükümete tepki vardı. İşçilerin talepleri yoktu. Orada işçiler yoktu.
Sarıgazi’den iletişim sektöründen bir işçi: Her şeyden önce genç işçilere ulaşmamız lazım. Ben bir alışverişe gittiğimde oradaki işçilerle tanışıyorum ve ilişki geliştiriyorum. Ama 12 saat çalıştığım için sonrasında bu arkadaşlıkları devam ettirmem çok zor oluyor. Temel problem çok çalışmak, çok çalıştığımız için birbirimize zaman ayırmakta çok zorlanıyoruz. İşçilerin bir tek Pazarı var. Onu da mahallelerinde geçiriyorlar. Oralara gitmeli, onlarla tanışıp konuşmalıyız.
Eray: Genç işçilerin özellikle bilinçlenmesi gerekiyor. Çalışmaktan düşünmeye vakit kalmıyor. Özellikle genç işçileri daha çok çalıştırıyorlar. Ezmek daha kolay oluyor. 15-16 saate kadar çalıştırıyorlar, zaten yorgun oluyorlar. Aileler tarafından da özellikle “aman oğlum sen karışma, sen gitme, sen bilme” olduğu için bizim birleşmemiz daha zor oluyor. Birleşmek, birlikte hareket etmek özellikle genç olunca biraz daha zor oluyor. Bilinçlenmesi gerekiyor gençliğin, işçi gençliği özellikle izole ediyorlar, bilinçsiz bırakıyorlar. UİD-DER işçi gençlerin bilinçlenmesi ve birleşmesi için faaliyetler yürütüyor, buna katılarak destek vermeliyiz meselâ.
ERDEMİR’de Grev Kararı Asıldı
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...