Buradasınız
Kim Kime Ekmek Veriyor?
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Yaşadığımız kapitalist sömürü düzeninde, patronlar her şeyi ama her şeyi çarpıtır, tüm gerçekleri tepetaklak ederler. Ne yazık ki işçiler de birlik olamadıkları ve bu çarpıtmaları göremedikleri için yalanları gerçek sanırlar, sahiplenirler. Örneğin işyerinde hakkını arayan, haksızlığa karşı çıkan veya sendikalaşmak isteyen işçilere “adam sana ekmek veriyor, ekmek yediğin tekneyi pisletme, nankörlük etme” denir. Patronlar ya da onların müdürleri bu gibi sözleri her vesileyle işçilere söyler, onları ahlaki olarak baskı altına alırlar. Bu gibi sözler öyle yaygınlaşmış ve kabul görmüştür ki, bazı bilinçsiz işçiler de bu sözleri tekrarlayıp dururlar.
Patronlar bu fikirleri, işçilerin bilincine ince ince işlerler. Bu sözleri patronlar söyletir. Patronlar işçilerin birlik olup mücadele etmesini istemezler. Bu yüzden işçilerin bilincini çarpıtırlar. Onların birbirine sahip çıkmasına, işyerinde yapılan haksızlıklara karşı birlikte mücadele etmesine engel olurlar.
Patronlar, kendi sermayeleri olmasa işyerlerinin, fabrikaların olmayacağını, işleyemeyeceğini söylerler. Kendileri olmadan hiç bir şeyin üretilemeyeceğini, hammaddenin gelmeyeceğini, pamuğun ipliğe, buğdayın una, demirin çeliğe dönüşemeyeceğini işçilere benimsetirler. İşçileri aç bırakmadıklarını, onların yaşamalarını sağladıklarını, sigortalarını yaptıklarını, düzenli olarak maaş verdiklerini, işsizlikten kurtardıklarını söylerler. Bütün devlet yönetimi, eğitim sistemi, tarih kitapları, medya işçilere üretim ilişkilerinin bu şekilde yürüdüğünü anlatır. İşçilere bunu kanıksatmaya, patronların gücünü göstermeye, onları korkutmaya odaklanır. Bilinçsiz, örgütsüz ve çaresiz olan işçiler de, patronların çok güçlü olduğunu, onlar olmadan kendilerinin hiç bir şey yapamayacağını, “işsiz” kalacaklarını zannederler. Peki, gerçekte patronlar mı işçilere ekmek veriyor? Patronlar olmadan işçilerin hiçbir değeri yok mu? İşçilerin emeği olmazsa, işçiler üretmezse zenginlik ortaya çıkar mı?
Oysa insanın yaşamını devam ettirmesi için gereken tüm ihtiyaç maddelerini işçilerin emeği var eder. İşçiler çalışıp üretmezse patronların o koca fabrikaları hiçbir işe yaramaz. İplikler kumaşa dönüşmez, kumaş elbiseye. Trenler, gemiler, uçaklar yerinden oynamaz. İnşaatlar yükselmez. Tarlalar ekilmez. İşçiler çalışıp üretiyor, ortaya bir değer çıkıyor ve patronlar bu değere el koyuyorlar. Bu değerden işçilere sadece karınlarını doyurmalarına yetecek bir ücret veriyorlar, geri kalanına ise el koyuyorlar. Kendileri lüks, ihtişam içinde yaşıyorlar. İstedikleri yere, istedikleri zamanda gidebiliyor, sağlık hizmetinin, eğitimin, eşya ve giysilerin en iyisini ve en kalitelisini alıyorlar. Dünyanın tüm nimetlerini dilediklerince tadıyorlar. İşçilerse karınlarını zar zor doyuruyorlar, yaşadıkları dünyanın güzelliklerinin tadına varamıyorlar. İşçiye maaş olarak verilen sefalet ücreti, çoğu zaman patronlar için bir yemek parası bile değildir.
İşte patronların düzeni bu gerçeklerin üstünü örtmek, gerçekleri gizlemek için yalan üretiyor. Her şey işçi-patron ayrımının açıkça görülmemesi için yapılıyor. İşçi kendisini sömürenin, emeğine el koyanın, sefalet içinde yaşamasının sorumlusu olarak patronları görmesin isteniyor. Bundan dolayı, bu gerçeklerin farkında olmayan işçi, iyi kötü çalışabileceği, karnını doyurabileceği bir yer bulduğu için de kendini şanslı hissediyor, buna şükrediyor. Daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için mücadele yürütmüyor. Bu yüzden yanındaki işçi arkadaşıyla birlikte hakkını aramak yerine, patronların yaydığı düşünceyi benimseyerek mücadele eden işçi arkadaşına “adam sana ekmek veriyor” diyor. Böylece onun da mücadele etmesinin önüne geçmiş oluyor.
İşçiler ancak birlik oldukları, kendi birliklerinde-örgütlerinde bir araya geldikleri zaman, bilinçlendikleri zaman patronların gizlemeye çalıştığı gerçekleri görebilirler. Bilinçlenen ve haklarını öğrenen işçi, patronların değil kendi sınıfının fikirlerini, düşüncelerini sahiplenir.
“Göçebe İşçilik!”
Sabrın Sonu Selamet midir?
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...