Buradasınız
Neden İnanalım?
Ankara’dan bir işçi
İktidar işçilerin pek çoğunun kıdem tazminatı alamamasını gerekçe göstererek bir fon kuracağını ve bu yolla her işçinin kıdem tazminatı alabileceğini söylüyor. Kulağa ne kadar da hoş geliyor aslında. 1 gün bile çalışan işçi, kendi rızasıyla işten çıkan işçi kıdem tazminatı alabilecek. Hem de bu para fonda değer kazanacak. Hangi işçi istemez ki bunları. Zaten ne için çalışıyoruz ki? Günlük geçimimizi sağlamak, ailenin ihtiyacını karşılamak ve elbette emeklilik için hazırlık yapmak. Hükümetin propagandasına göre kıdem tazminatının fona aktarılması sonucu emekli olduğumuzda ya da ev almak istediğimizde elimize “yüklü miktarda” para geçecek. Yani fon “har vurup harman savurduğumuz paralarımızı” zorunlu olarak “tasarruf” etmemizi sağlayacak!!
Atalarımız “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diye güzel bir söz söylemişler. Söze gelince herkes her şeyi yapacağını söyler ama bunları yapıp yapmayacağını biz o kişiyle daha önce yaşadığımız deneyimlerimizden biliriz. Şimdi bize bu sözleri veren iktidarla daha önceki deneyimlerimizi hatırlayalım: Bugünkü iktidar 7 Haziran seçimleri öncesi de taşerona kadro vereceğini söyledi fakat o gün bugündür taşerona kadro verilmesi şöyle dursun taşeron işçi sayısı daha da arttı. İşsizliğin artmasının yarattığı basınç sonucu çalışma koşulları daha da kötüleşti. Üstüne üstük kamuda taşeron olarak çalışanlara kadro verilmesi bir lütuf gibi sunulsa da gerçek öyle değildi. Kadro, mahkeme yoluyla da kazanılmış bir haktı. Ancak bu hak da üç yıllık sözleşme gibi yöntemlerle gasp edildi.
1 Kasım seçimleri öncesi “400 vekil verin bu iş bitsin, ülkeye istikrar gelsin” dediler ve tek başlarına iktidar oldular. Fakat o gün bu gündür hem işsizlik rakamları, hem hayat pahalılığı, hem de zenginle yoksul arasındaki uçurum istikrarlı bir şekilde arttı. Bir diğer örnek iş kazalarını ve işçi ölümlerini durduracağı söylenen İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının temel maddelerinin defalarca ertelenmesiydi. Sonuçta iş kazaları ve işçi cinayetleri hız kesmeden devam etti. Lafı uzatırsak daha onlarca deneyim ekleyebiliriz buraya.
Şimdi biz neden inanalım iktidarın “Kıdem Tazminatı Fonu”nu bizim kıdem hakkımızı almamızı sağlamak için kuracağına? İktidar olmak demek suyun başında olmak demektir. Devletin bütün nimetlerinden yararlanmak demektir. Devletin nimetlerinden işçiler değil patronlar yararlanır. Çünkü işçiler emek güçlerini satar ve onun karşılığında aldığıyla geçinir. Ama patronlar ihale alır, işçiliği ucuzlatır, işçinin sigorta primini bedavaya getirir ve bunlardan muazzam kârlar sağlar. Onları iktidarda tutan da, rızamızla ya da değil, biz işçilerin, emekçilerin oyları ve onayıdır. Bundan dolayı da bize atacakları kazıkları açık etmezler. Ya kandırırlar ya da kandıramadıkları zaman zorla bastırmaya çalışırlar.
İktidarın ve patronların bugüne kadar işçiler için yaptıkları bundan sonra da ne yapacaklarının aynasıdır. Kıdem tazminatı fonu da bir aldatmacadır. Açgözlü patronlar sınıfının işçi sınıfına yeni ve büyük bir kazığıdır. Ayrıca planın ayrıntıları da gösteriyor ki aslında kıdem tazminatımıza el koyacaklar. Bu saldırıya dur demek bizim elimizde. Yapacağımız şey belli; birleşmek, örgütlenmek, mücadele etmek.
Elleri Var Özgürlüğün
Sosyal Medya Asosyalleştiriyor!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...