Buradasınız
Kimin Yanında, Kimin Karşısında?
Şu sözler uzun yıllardır aynı metal fabrikasında çalışan bir işçiye ait: “Kahvedeki arkadaşlarla, komşularla, fabrikadaki işçi arkadaşlarla eskiden de tartışırdık. Ama son zamanlarda en ufak bir şeyde hemen gerginlik, tatsızlık çıkıyor, kavgalar başlıyor. Küslükler, kırgınlıklar oluyor. Eskiden böyle şeyler yaşanmazdı, en azından tartışmalar böyle büyümezdi. İnanır mısın, gruplaşmalar öyle oldu ki fabrika yemekhanesinde bazen kalabalık nedeniyle yer bulamayanlar oluyor gene de gidip başka partilere oy verenlerin masasına oturmuyorlar. Nasıl bu hale geldik, anlamıyorum.” Bu satırları okuyan pek çok işçi “bizim fabrikamızda da durum aynı” diyecektir. İşte son zamanlarda çokça duyduğumuz “kutuplaşma” budur. Ve ne yazık ki işçilerin içine düştüğü kutuplaşma tuzağının sonuçları hayatımızı derinden etkilemektedir.
Biraz eskilere gidelim. 2 bin yıl evvel Roma devletinde insanlar iki gruba bölünmüştü. Her şeyin sahibi olan efendiler ve her şeyi üreten köleler! Efendiler tüm işlerini kölelere gördürür ve onlara açlıktan ölmeyecekleri kadar yemek verirlerdi. Hepsi bu kadar da değil. Köle sahipleri köleler içinde en güçlü, en sağlıklı, en cesur, en yiğit olanları seçer, onları gladyatör yani dövüşçü yaparlardı. Para kazanmak ve eğlenmek için onları arenalarda birbirleriyle dövüştürürlerdi. O güçlü kuvvetli gladyatörler kendileri gibi bir gladyatör tarafından binlerce kişinin gözleri önünde ve çılgın tezahüratlar eşliğinde öldürülürdü. İşte o zamanları anlatan filmlerde, romanlarda gladyatör kölelerin bir gün birbirlerini öldürmek zorunda kalacaklarını düşünerek dost olmamaya çalıştıkları anlatılır. Onlar, umutsuzluk ve yalnızlık içinde birbirlerinden uzak dururlarmış. Efendilerin sefahat içindeki yaşamı da böylece sürüp gidermiş.
Ama bir gün Spartaküs adlı bir gladyatör çıkmış. Onları bu hale getirenlerin efendiler olduğunu, kölelerin birbirini öldürmesinin, kırbaç zoruyla çalıştırılmasının kader olmadığını anlamış. Diğer kölelerle dost ve kardeş olmuş. Anladıklarını onlara da anlatmış. Spartaküs, önce onlarca gladyatörü, ardından yüz binlerce köleyi bir ordu halinde birleştirmiş. Açgözlü ve zalim efendilerin Roma’sının, kölelik düzeninin yıkılmasına giden yolda bu isyan belirleyici bir rol oynamış.
Dönelim günümüze. Kapitalist düzende patronlar efendi, işçilerse “ücretli köle”dir. Gerçekte toplum zaten bir tarafta işçi sınıfı ve yoksul emekçiler, öte tarafta da sermaye sınıfı olarak kutuplaşmış durumdadır. Zengin ile yoksul, alın teri dökerek çalışan işçi ile işçiyi sömüren patron ayrı kutuplardadır. Gerçek kutuplaşma budur. Ama sermaye sınıfı tıpkı köle sahibi efendiler gibi, bu kutuplaşmanın üzerini örtüyor ve işçileri yapay temellerde kutuplaştırıyor. Bu yüzden işçiler gerçek sorunlarını çözebilmek için patronlara karşı kavga veremez hale geliyor. Egemenlerin ağzından konuşup birbirleriyle kavgaya tutuşuyor.
Bir düşünelim: Aynı sofraya, masaya oturamayan, birbiriyle konuşup iletişim kuramayan, birbirine önyargılı davranan, birbirleriyle rekabet eden işçiler haksızlıklara karşı nasıl mücadele edebilirler? Baksanıza, çözülmesi gereken ne kadar büyük sorunlarımız var; düşük ücretler, emeklilikte yaşa takılma, aşırı mesailer, aşırı üretim baskısı, hayat pahalılığı, işsizlik, iş kazaları, bitip tükenmeyen borçlar, taşeronluk sistemi, sendikalı olamamak… İşte kutuplaşma bu sorunları görmemizi ve çözüm için birleşmemizi engelliyor. Ama hangi partiye oy vermiş olursa olsun patronlar birleşiyor ve işçilere karşı her türden saldırıyı hayata geçiriyorlar. İşçileri birbirine düşürüp haklarını ellerinden almak için birlikte planlar yapıyorlar. Çok açık, dün nasıl ki efendiler köleleri birbirine kırdırtıyorsa bugün de patronlar biz işçileri yapay kutuplara bölüyorlar, bizi birbirimize düşürüyorlar!
Bilmeliyiz ki aynı partiye oy verse de bir işçi ile bir patronun çıkarları aynı değildir. Farklı partilere oy verseler de tüm işçilerin sorunları, çıkarları aynıdır. Bu nedenle birlik olmak işçilerin çıkarınadır. Ekmek parası için aynı koşullarda çalışan, ekmeklerini büyütmek için birlikte hareket etmeye ihtiyaç duyan işçilerin yeri birbirlerinin yanıdır. İşçiler birbirlerinin yanında saf tutmadan sömürülmekten kurtulamazlar. İşçilerin kutuplaşması sadece egemenlerin işine yarar! Gerçek kutuplaşma işçi ile işçi arasında değil, işçi ile patron arasındadır. O halde işçiler birbirlerinin yanında, patronların karşısında olmalıdır.
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
Son Eklenenler
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...