Buradasınız
İpotek Edilmiş Yaşamlar
Sarıgazi’den bir işçi
Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet edip dertleşirken çevresinde maddi sıkıntı içerisinde olan çok fazla insan olduğunu anlattı. Bu insanlardan biri de kız kardeşiydi. Arkadaşım bana içini dökerken söz konusu olan çok sevdiği kız kardeşi olduğu için hikâyesi “özel”di şüphesiz. Ama aslında kapitalist sistemde işçi sınıfının sorunları ortaktır ve hikâyelerimiz “özel” değil “genel”dir. Tıpkı arkadaşımın kız kardeşinin hikâyesi gibi. Kız kardeşi hemşireymiş. Evlendiğinde birkaç yıl İstanbul’da kalmış. Durumları çok iyi olmasa da idare ediyorlarmış. Sonra hem huzur bulmak hem de bir ev sahibi olmak umuduyla İzmir’in sakin bir ilçesine taşınmışlar. Evi alırken bankadan 10 yıllık kredi almışlar. Derken çocukları büyümüş, masrafları artmış. Kız kardeşinin eşi işsiz kalmış. Eve giren tek maaşla hem evi geçindirmek, hem çocukların artan masraflarını karşılamak hem de ev kredisinin taksitlerini ödemek çok zor olmaya başlamış. Kredi borcunu aksatmamak için her türlü masraftan kaçınmaya başlamışlar. Güzel hayallerle geldikleri şirin ilçenin güzelliğini göremez, evden dışarı çıkamaz olmuşlar. Arkadaşım en son kız kardeşinin ziyaretine gittiğinde boş bir buzdolabıyla karşılaştığını, denize kıyısı olan bir ilçe olmasına rağmen ne kız kardeşinin ne de çocukların deniz filan görmediğini anlattı üzüntüyle. Üstelik kız kardeşinin yaşadığı stres ve üzüntü de cabası. Önlerinde borç ödemeleri gereken bir beş yıl daha varmış.
Başta da söylediğim gibi bu hikâye pek çok işçinin ortak hikâyesi aslında. Başımızı sokacak bir ev sahibi olabilmek için farkında olmadan yaşamlarımızı ipotek ediyoruz. Zaten aldığımız düşük ücretlerle sınırlandırılmış olan yaşamımız bir de kredi borcu olunca hepten kısıtlanıyor. Her şeyimizi ev taksitine göre ayarlıyoruz. İşyerinde bir haksızlık olduğunda sesimizi çıkarmak istesek bile aklımıza kredi borcumuz gelince susuveriyoruz. Bırakalım tatil yapmayı, bir akşam ailece dışarı çıkalım desek kredi borcu elde avuçta bir şey bırakmadığı için çıkamıyoruz. Ya da arkadaşımın kız kardeşinin yaşadığı gibi buzdolabımızı bile dolduramıyoruz. Müteahhitler, emlakçılar, bankalar kazanırken biz yaşamımızın belki de en güzel yıllarını ipotek ediyoruz. Oysa böyle olmamalı. Bütün işçiler yaşamlarını ipotek etmek zorunda kalmadan ücretsiz konut hakkına sahip olabilmeli. Peki, bu nasıl olacak? Her şeyin kâr için üretildiği kapitalist sistemde bu elbette mümkün değil. O halde mücadelemiz tek tek bireyler olarak verdiğimiz yaşam mücadelesinin ötesine geçmeli ve bir sınıf olarak bu sisteme karşı mücadeleye dönüşmeli.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...