Buradasınız
Kapitalizm Oyunu: Monopoly
İstanbul'dan genç bir işçi
Arkadaşlarla bir hafta sonu bizim evde buluşma ayarladık. Sokağa çıkamadığımızdan dolayı evde zaman geçirmek istedik. Herkes bir fikirle gelmişti. Bir arkadaşım kutu oyunu getirmişti. Oyunun adı “Monopoly.” Oyunun amacı şu; banka sana hayatta kalabilmen için bir miktar para veriyor ve sen de akıllı bir şekilde paranı harcayarak sermayeni arttırıyorsun. Çeşitli gayrimenkuller alıyorsun ve diğer oyuncular senin mülkünden geçtikçe sana para ödüyorlar. Oyundaki amacın, rakiplerini yok etmek ve en büyük kapitalist olmak. Tabi oyunda paranı hastane masrafları, vergiler, trafik cezaları gibi şeylere de harcayabiliyorsun, bu da senin yükselmene engel oluyor ve bir alt sınıfta kalıyorsun. Banka hemen senin kaybetmene izin vermiyor. Oyun tahtasında her bir tam tur attığında sana para veriyor. Ama tabi dikkatli zar atmalısın çünkü 2 adım sonra verdiği parayı devlet gelir vergisinden geri alıyor. Oyun herkesin iflas etmesi ve tek bir kişinin yükselmesi sonucunda bitiyor. Yani büyük sermaye küçükleri yutuyor ve geriye bir tekel kalıyor.
Bu oyun sizce de gerçek hayata benzemiyor mu? Biz oyunu oynarken “demek ki kapitalistler böyle zengin oluyor” diye düşündük. Her insan daha iyi bir yaşam sürmek için çalışıyor, çabalıyor. Bankalar bize yardımcı oluyormuş gibi gözüküyorlar ama verdikleri parayı 2 adım sonra geri alıyorlar. Aynı oyunda olduğu gibi gerçek hayatta da kimileri yükseldikçe, kimileri batmaya başlıyor. Kimileri ev diktikçe zengin olurken, kimileri o evlere kira ödemekten “bir sonraki tura hayatta kalır mıyım?” diye düşünüyor.
Bizler hayatın oyun tahtasında olduğu gibi kolay olmadığını biliyoruz. Krizle birlikte büyük patronların serveti katlanarak arttı. Devlet patronlara teşvikler verdi, vergi borçlarını sildi. İşçiler ise ücretsiz izinlere, işsizliğe, daha fazla vergiye ve zamlara mahkûm edildi. Özellikle biz gençler bu süreçten fazlasıyla nasibimizi aldık. Bizlere “siz de Musk, Zuckerberg, Bezos gibi sayılı dünya zenginlerinden olabilirsiniz” mesajı vererek bilincimizi bulandırmaya çalışıyorlar. Tabi biz bu masallara aldanmıyoruz. İşçi olacağımızın, sınıfımızın ve tarafımızın farkındayız. Çünkü beslendiğimiz kaynak örgütlülüğümüz. UİD-DER’in sitesindeki yazılar, mektuplar, deneyimler biz gençlere ışık tutuyor. Bu zorlu ve kasvetli dönemin ilanihaye sürmeyeceğini öğretiyor. Tarihten dersler gözümüzün önüne seriliyor. İşte bu yüzden umutluyuz; bir gün işçiler hep birlikte kapitalizmin oyununu bozacak!
Yeni Yıl Mücadeleyle Başladı!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...