Buradasınız
Çalışmazsam Açım!
Gebze’den bir metal işçisi
Maskeni tak, sosyal mesafeni koru, el sıkışmak yok, ellerini yıka… Herhalde bu aralar en çok duyduğumuz cümlelerden bazıları bunlar. Tabi bir de şunlar var: Daha hızlı çalış, daha çok üret, mesaiye kal, ister çalış istemiyorsan kapı orada, dışarıda bu işi yapacak çok… Bir de unutmadan şunları ekleyeyim: Doğalgaza zam, elektriğe zam, benzine zam, suya zam… Bunları da hatırlatmadan geçemeyeceğim: Dış güçler, bizi kıskanıyorlar, teğet geçiyor, uçuyoruz…
Evet, biz işçilerin zihninin içerisinde bu cümleler dolaşıyorken aynı gemideyiz martavalları atan patronlar, dümenlerini daha çok kâr edecekleri limanlara doğru kırmış durumdalar. İşçilere sınıf kardeşleriyle sosyal mesafe koymalarını söylerken, kendileri sınıfsal mesafelerini hesaplarına eklenen devasa sermayeleriyle korumaya devam ediyorlar. Geçenlerde sosyal medyada denk geldiğim bir video, sosyal mesafenin biz işçiler için ne anlama geldiğini ve tepedekilerin bizlere dayattığı yasakların nasıl bir cendere oluşturduğunu bir kez daha gösterdi.
Video, Avcılar’da bir belediye otobüsünde geçiyor, yolculardan biri tarafından çekiliyor. 65 yaşın üstünde bir kadın boş koltuklardan birine oturmuş ve yolculuk etmek istiyor. Fakat otobüsün şoförü ve diğer yolcular kadının otobüsten inmesi için uğraşıyorlar. Diyaloglar aynen şöyle gerçekleşiyor:
Yaşlı kadın: Ne yapacak! Sen otobüsünü yıka, şoförlüğünü yap işine bak! Ne yapacaksın halimi? Allah Allah, ona da karıştınız. Eee maske takılı, hasta da değilim, üç tane merdiven sildim geldim ben.
Yolculuk eden genç bir kadın: (Oturduğu yerden kalkarak yaşlı teyzenin kolunu tutuyor) Abla hadi in de gidelim yahu. Geç kaldım, inmen lazım, sana yasak yahu.
Yaşlı kadın: Çalıştım tamam kızım da… Üç tane merdiven sildim, hasta adam siler mi?
Yolculuk eden genç bir kadın: Tamam haklısın da abla, yani yasak varsa da yapacak bir şey yok.
Yaşlı kadın: Benim işim var, ben çalışmasam açım. Allah Allah versin parayı, şoför mü verir yoksa kim verir, versin biri de tamam biz de gitmeyelim, evde otururum.
Yolculuk eden bir adam: Sen kaymakamlığa git “65 yaş üstüyüm” de, sana maaş bağlıyorlar. Merdiven silmene gerek yok, yeşil kartlı yapıyorlar, senin bütün sağlığınla ilgileniyorlar. Siz binmeyin deyince sizin sağlığınızı düşünüyorlar. Ben güçlüyüm bu hastalığı kaldırırım ama siz kaldıramazsınız.
Yaşlı kadın: Nasıl kaldıramam oğlum ben daha hastane yüzü bilmiyorum. Gülüm ben hastaneye gittim gözümü kör ettiler. Ben daha ne olsa gitmem, gitmem ben daha hastaneye, ölürüm de gitmem.
Yolculuk eden bir adam: Eğer bakıma ihtiyacın varsa bir milyar üç yüz milyon maaş veriyorlar her ay.
Bizi salgınla o denli korkuttular ki “pandemi yasaklarını” sorgusuz kabul eder olduk. 65 yaş üstü olanların toplu taşıma araçlarını kullanması yasaklandı ama bu insanların nasıl geçinecekleri, ihtiyaçlarını nasıl karşılayacakları, örneğin hastaneye bile giderken toplu taşıma kullanmak zorunda oldukları gerçeği unutuluyor. Daha doğrusu unutturuluyor. Siyasi iktidarın propagandası ve düzen medyasının gerçek olmayan haberleri ile insanlar bu ülkede yaşlıların korunduğuna, geçinebilecekleri bir maaş aldıklarına inanabiliyor. Peki, gerçek öyle mi? 65 yaş üstü olanların tüm ihtiyaçları karşılanıyor mu? Örneğin hangi koşullarda ve ne kadar 65 yaş aylığı alıyorlar? Bir kere öyle herkese verilmiyor bu maaş. Kendisinin ve eşinin toplam geliri asgari ücretin net tutarının üçte birinden düşük ise ve hiçbir sosyal güvencesi yok ise kişi 65 yaş aylığı almaya hak kazanıyor. 2021 yılının 65 yaş aylığı ise 763 lira.
Farz edelim ki bu teyzemiz 65 yaş aylığı alıyor. Bu parayla geçinebilir mi? Elbette geçinemez, işte o yüzden bu teyzemiz gibi binlerce yaşlımız artık dinlenmesi gereken bir yaşta çalışmak zorunda kalıyor ve yukarıdakine benzer sahnelerle hepimiz günlük hayatta karşılaşıyoruz. Çünkü yasakları getirenler ile çalışarak hayatını geçirenler arasında kocaman bir sınıfsal mesafe orta yerde duruyor. Biz işçiler çalışmaz isek aç kalırız, sermaye sahiplerinin ömürlerinin sonuna kadar zevk-ü sefa sürecek bir zenginlikleri var. Bu kahrolası sömürü düzeni altında pandemi koşullarında işçilerin payına uzun çalışma saatleri, ücretsiz izinler, hak kayıpları düşerken, patronların kasaları dolup taşıyor. Bizler otobüs örneğinde olduğu gibi birbirimizi egemenlerin koyduğu yasaklarla kutuplaştırıp, ötekileştirmemeliyiz. Tam tersine ortak taleplerimiz çerçevesinde örgütlenip birlikte hareket etmeliyiz.
Ücretsiz izinler kaldırılsın!
İş saatleri düşürülsün, ücretler arttırılsın!
Bütün işsizlere iş!
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Çorum’un Dodurga ilçesinde ODAŞ Yel Enerji’nin işlettiği Alpagut kömür madeninde çalışan işçilerin sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta başlattığı direniş şirketle varılan anlaşma üzerine sonlandırıldı. Dev Maden-Sen, sosyal medya hesabından yaptığı...
- Sağlık alanındaki sorunlar kartopu gibi büyümeye devam ediyor. “Ekonomik krize çözüm” olarak ümüğümüzü sıkan iktidar, Orta Vadeli Program ve son olarak açıkladığı “kamuda tasarruf paketiyle” gerçek niyetini bir kez daha gösterdi. Kamuda tasarruf...
- 1 Mayıs yani işgününün kısaltılması, sömürü düzeninin son bulması mücadelesi bizimle yani bugünün işçi kuşakları ile başlamadı. Tam 138 yıl önce Amerikan işçi sınıfı attı o ilk adımı. İşte o tarihten sonra bu mücadele günü Amerika’dan Avrupa’ya,...
- Çorum/Dodurga’da ODAŞ Yel Enerji’nin işlettiği Alpagut kömür madeninde çalışan Dev Maden-Sen üyesi işçiler direnişlerini yeraltında sürdürüyorlar. İşçilerin aileleri ise yer üstünde direniş nöbetine başladı. Rize’de Fındıklı Ziraat Odası ile Esnaf...
- Perfetti Gıda’da sendikalaşma mücadelesi verdiği için işten atılan, bu haksızlığa boyun eğmeyi reddeden ve direnişe geçen işçinin gölgesinde oturduğu, gölgesinde sohbetlerin koyulaştığı, sınıf dayanışmasının güçlendiği ağacın dallarının kesilmesi...
- Türkiye’de ekonomik krizin derinleşmesiyle faturanın işçi sınıfına kesilmesi, çalışma koşullarının ağırlaşması, reel ücretlerin düşmesi giderek daha fazla sayıda işçinin sendikalaşmasını beraberinde getiriyor. Ne var ki yasal bir hak olan...
- Yerel seçimlerin ardından pek çok belediyede işten atma saldırıları başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan İZENERJİ ve İZDOĞA işçileri işten atma saldırısına karşı oturma eylemi başlattı. Bursa Gemlik’te sendikalaştıkları için işten...
- İşyerinde ücretlerimiz düşük olduğu için patrondan zam istedik. Kararlı olduğumuzu gören patron ara zam yapamayacağını ama Temmuzda “iyi bir zam” yaparak bu durumu telafi edeceğini söyledi ve ekledi: “Söz namustur arkadaşlar, bana güvenmiyor musunuz...
- Egemen sınıfın yani patronlar sınıfının yarattığı ekonomik kriz her geçen gün daha fazla belimizi büküyor. Gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına, işçisinden işsizine hepimize fatura ediliyor bu kriz. Fakat bu süreçte en fazla yok sayılan, gözden...
- İzmir’in Bayraklı Belediyesi’nde ücret kesintilerine karşı mücadele sürüyor. Maaşlarındaki haksız kesintileri 14 Mayıstan beri çeşitli eylemlerle protesto eden Tüm Bel-Sen üyesi kamu emekçilerinin ardından aynı belediyede çalışan DİSK Genel-İş 6 No’...
- Filistin halkının İsrail devleti tarafından topraklarından zorla çıkarılıp sürgün edildiği, binlercesinin öldürüldüğü, yüzlerce köy ve kasabanın yakılıp yok edildiği “Nakba” yani “Büyük Felaket”in üzerinden 76 yıl geçti. On yıllardır zulüm altında...
- Adıyaman: Besni OSB’de üretim yapan Mega Polietilen fabrikası işçileri 8 Nisanda BİRTEK-SEN öncülüğünde ücret gaspına karşı direniş başlatmışlardı. Direniş çadırları yakılan işçiler, baskı ve saldırılara rağmen devam ettirdikleri mücadeleleri sonucu...
- 2024 1 Mayıs’ını geride bıraktık. İşçi sınıfı tüm dünyada talepleriyle alanlara çıktı. Ben de örgütlü bir petrokimya işçisi olarak mücadele örgütümüz UİD-DER ile alanlara çıktım. UİD-DER’le işçi sınıfımızın patronlar sınıfına karşı sıkılı yumruğuyla...