Buradasınız
Mamalara da Kilit Vurdular!
İstanbul Sancaktepe’den bir kadın işçi
Geçenlerde Derin Yoksulluk Ağı’nın İstanbul’un 12 ilçesinde 103 hane ile görüşerek hazırladığı “Pandemi Döneminde Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim” raporunu okudum. İşçi ailelerinin yaşadığı onlarca sorun yer alıyor raporda… Raporda anlatılan iki nokta çok tanıdık geldi ve bir anne olarak çok etkilendim. Anneler çocuklarına tane ile bez aldıklarını, bez alamadıklarındaysa bebeklerini poşetle bağladıklarını ifade etmişler. Bundan 20 küsur yıl önce de biz işçi anneler, daha ucuza satıldığı için bez fabrikalarındaki defolu bezlere ulaşmaya çalışırdık. Birkaç gün önce de, çay molasında bir kadın arkadaşla sohbet etmiştik. Çocuklarını ne kadar zor büyüttüğünü, birçok fedakârlık yapmak zorunda kaldığını anlatmıştı. Eşi bir paket bez alırmış. O bir paket bez hiç bitmezmiş. Meğer arkadaşım eşi tersanede çalıştığı için, stres yapar iş kazası geçirir korkusuyla bezleri kullanmaz, pakette her zaman 3-4 adet bırakırmış. Eşinin görmediği zamanlar, çocukları poşet ve eski bez parçaları ile bezlermiş.
Bebeklerine süt ve mama alamadıkları için, geceleri açlıktan ağlayan çocuklarını, şekerli su ile kandırarak uyutabiliyormuş anneler... Bu da çok tanıdık geldi bana. Bebeğim 1,5 aylıkken işe dönmek zorunda kalmıştım. Düzenli mama alacak paramız olmadığı için, annem şekerli suya ekmek içini bandırarak doyuruyordu bebeğimi. Bir paket mama var ise bunu günde bir öğün olarak veriyor, idareli kullanıyordu. Ne kadar acı değil mi? Her gün kör karanlıklarda yollara düşüyor ve ekmeğinden, mamasına, bezinden sütüne her şeyi biz üretiyoruz. Ama bebeklerimizin, çocuklarımızın en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyoruz. İnsanlığın temel ihtiyaçlarını karşılamak için değil, gözünü para hırsı bürümüş kapitalist sömürücülerin cüzdanları dolsun diye çalıştırılıyoruz çünkü.
Pandemi sürecinde mamalara alarm takılmaya başlanması durumun vahametini göstermiyor mu? Bir tarafta açlıktan uyuyamayan, uyusun diye şekerli su ile kandırılan çocuklar; diğer tarafta ise alarm takılarak raflarda bekletilen mamalar… Bir tarafta porsiyonlarınızı küçültün diyen ikiyüzlü, kibirli muktedirler, diğer tarafta ise çalıştığı işyerinde çıkan bir porsiyon köftesini yemeyip çocuklarına götüren anneler… Bu akla ve vicdana sığmayan çelişkileri daha ne kadar yaşayacağız? Her geçen gün zenginleşen kapitalistlerin kasaları bizim çocuklarımıza alamadığımız mamaların, çocuk bezlerinin parasıyla doluyor. Artık yeter demenin zamanı geldi de geçiyor. Bunca zenginliğin içinde aç uyuyan, şekerli suyla kandırılan çocuklara borcumuz var. Onlar için bu kahrolası düzeni değiştirmek zorundayız. Anneler ve babalar olarak, çocuklarımıza iyi bir yaşam vermek, güzel bir gelecek hazırlamak bizlerin boynunun borcudur. Bunun yolu da hep birlikte adaletsizliklere, haksızlıklara karşı durmaktan geçiyor.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...