Buradasınız
Asgari Ücreti Biz İşçiler Belirleyelim!
Gebze’den bir metal işçisi

Başlığı okuyan işçi arkadaşlarımın tepkilerini duyar gibiyim. Büyük bir çoğunluğumuz “mantıklı, evet, biz belirlemeliyiz” diyecek. Bazı işçiler ise “nasıl olacak ki bu?” diyecekler. Neden olmasın ki? İşçinin halini, gün içerisinde midesine ne giriyor, ne kadar borcu vardır, en iyi biz biliriz. Bir işçinin hangi koşullarda barındığını ya da ne giydiğini en iyi biz biliriz. Sosyal yaşamını, ayda kaç kere dışarıda yemek yiyebildiğini, sinemaya gidip gitmediğini, keyifli bir uğraş için parası, vakti olup olmadığını, tatil yapıp yapamadığını, en iyi biz biliriz. En kritiği evinde bakılması gereken kaç nüfus olduğunu da en iyi biz biliriz. Kaç çocuğun geleceği için çalışmak zorunda olduğunu da biz biliriz. İşçi sınıfının yaşamını en iyi biz biliyorsak, asgari ücretin belirlenmesinde bizim söz hakkımız olmalı, bizleri iliklerimize kadar sömürerek zenginliklerine zenginlik katan patronların değil!
Sermaye sahipleri, 4 kişilik bir ailenin beslenme, barınma, eğitim, sağlık, kültür gibi temel ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılaması gereken asgari ücreti tek kişinin ihtiyaçları üzerinden hesaplıyorlar. Üstelik bu hesabın sonunda tek kişinin bile asgari ihtiyaçlarına yetmeyecek bir sonuç çıkarıyorlar. Asgari ücret sendikalı, sendikasız tüm işçi sınıfını yakından ilgilendiren önemli bir konu ve mücadele alanı olmasına rağmen sendikalar tarafından sessizce geçiştiriliyor, gerçekçi rakamlar telaffuz edilmiyor. Asgari ücret tüm ücretler için emsal teşkil etmiyor mu? İşçi sınıfımızın “geçinemiyoruz, açız” feryatlarını örgütlü bir güce çevirecek olan sendikalarımız değil mi?
Türkiye’de hayat pahalılığı almış başını gidiyor. İşçinin aldığı üç kuruş ücret yüksek enflasyon karşısında dibi gördü bile. Kredi kartlarımız şişti. Önümüz kış, sırtımızdaki yük daha da artacak. Çocuklarımızın karınlarını sağlıklı gelişim için gerekli besinler yerine, makarna, pirinç ve çorbayla doyuruyoruz. Evlerimize artık neredeyse et, meyve girmez oldu. Pazarda, markette her şey ateş pahası. Nerede ucuzluk varsa orası tıklım tıklım doluyor. Pazarlara akşama doğru gidenlerin, pazar toplanırken yerlerden çürümemiş meyve-sebze ayıklayanların sayısı arttı. İnsanlar sebze ve meyvelerini çıkma, ezik alıyor ya da topluyor. Bize bu yapılanları normal görmeyelim. Sesimizi sokakta, evde, işyerlerinde daha gür çıkaralım. Bizler emeği ile geçinen milyonlarız. Patronların kölesi olmayalım! 4 kişilik bir ailenin temel-asgari ihtiyaçlarını gerçekten karşılayacak ücret hakkımızı savunalım!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....