Buradasınız
Öğretmenim İntihar Etme, BİRLEŞ!
Sefaköy’den UİD-DER’li Öğretmenler
Geçtiğimiz haftalarda 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları yapıldı. Çocuklarımız ellerinde çiçekleriyle okullarına gelip öğretmenlerine sıcak ve içten sevgilerini ilettiler. Biz UİD-DER’li öğretmenler de diğer öğretmen kardeşlerimizden farklı düşünmüyoruz. Hepimiz ister söyleyelim ister söylemeyelim şunun farkındayız; 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün tek sahici yanı öğrencilerimizin gözlerimize bakan sıcak gülümsemeleridir.
24 Kasım bu sıcak gülümsemeler dışında tam bir yalan ve fiyaskodur. Bu büyük gerçek tüm eğitim emekçilerinin maruz kaldığı, şahit olduğu ve maalesef öğrencilerimiz dışında herkesin çok da iyi bildiği sıkıntılarımızdan kaynaklanıyor. Özellikle OHAL döneminde kamu emekçilerine yapılan baskı ve itibarsızlaştırma hamleleri herkesçe bilinmektedir. Biz tarih bilinciyle öğrenen UİD-DER’li öğretmenler, Türkiye’de baskı dönemlerinde öğretmenlerin başına neler geldiğini çok iyi biliyoruz.
12 Mart 1971 darbesinin hemen ardından genel başkanı Fakir Baykurt olan Türkiye Öğretmenler Sendikasının (TÖS) yöneticileri ve hemen hemen tümü de TÖS üyesi 3600 öğretmen ve eğitimci gözaltına alındı. Bunların bir bölümü tutuklandı. Askeri savcılık “214 sanıklı TÖS davası”nı başlattı. TÖS’ün tüm varlıklarına el konulmaya çalışıldı. TÖS’ten sonra yine mücadeleci öğretmenlerin kurduğu (Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) TÖBDER’li 37 eğitim emekçisi faili meçhul bir şekilde katledildi. 1980 darbesiyle TÖBDER’i ve öğretmenleri terörle yaftalayıp öğretmenlerin birliği olan bu derneği kapattılar. TÖBDER’li binlerce öğretmeni hapishanelere tıktılar, işten attılar.
Maalesef günümüzde de durum hiç iç açıcı değil. OHAL ilan edilmesinden bu yana öğretmenler yine hedef tahtasına oturtulmuş durumda. İhraç edilen 113 bin 440 kamu görevlisinden 40 bin 260’ı, yani %36’sı MEB ve yükseköğretim kurumlarında eğitim emekçisiydi. Egemenler tarafından görevlerinden hukuksuzca alınan öğretmenlere karşı yapılan haksızlıklar bir yana, öğretmenleri itibarsızlaştırma faaliyetleri de son hızla devam ediyor. Yıllardır iktidardakiler tarafından dillendirilen “öğretmenler çalışmıyor”, “öğretmenler çok tatil yapıyor”, “öğretmenler dersleri iyi anlatmıyor” denilerek sadece mesleğimize değil, kişilik haklarımıza da saldırılıyor. Bunun sonucunda kimi zaman şiddete, kimi zaman da yeni kısıtlama ve baskılara maruz kalıyoruz. Tüm karalama, yıpratma faaliyetlerine rağmen Türkiye’de öğretmenlere duyulan güvenin eğitim sistemine duyulan güvenin üzerinde olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalara göre öğretmenlere duyulan güven 10 üzerinden yaklaşık 6,5 iken, eğitim sistemine duyulan güvenin yaklaşık 4,5 oranında kaldığı görülüyor.[*]
Biz öğretmenlerin yüzde 80’i borçlu yaşamak zorunda bırakılırken, en az üçte ikimiz geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalıyoruz. Ücretlerimiz enflasyon karşısında eridikçe eriyor. Siyasi iktidar kaşıkla verdiği maaş zamlarının daha fazlasını kepçeyle geri alıyor. Eğitim-öğretim sürecinin emektarları olan yardımcı hizmetliler ve memurların durumu ise çok daha vahim. Atanamayan öğretmenlerin durumu ise herkesçe malum! Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi verilerine göre ataması yapılmayan öğretmen sayısı 438 bine ulaşmıştır. Son 10 yılda açılan üniversitelerle birlikte her yıl yaklaşık 70 bin öğretmen de üniversitelerden mezun olmaktadır. Ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmenler artık haber konusu bile olmamaktadır. Çıkışsızlık içine giren öğretmen kardeşlerimiz bunalım, stres ve travma yaratan yaşam koşullarına tepki olarak maalesef intihara sürüklenmektedir. Bununla ilgili en çarpıcı örneklerden bir tanesi geçtiğimiz günlerde yaşandı ve intihar eden öğretmen kardeşimizin cebinden sadece 6 lira çıktı.
Meslektaşlarımızın intihara sürüklenmesi, travmalar yaşaması kimlerin suçu? Siyasal ortamın toplumda nasıl bir çıkışsızlık yarattığı açık! Bize düşen görev, eğitim işçileri olarak sistemden ve doğurduğu çözümsüzlüklerden kurtulmak. Yalnız değiliz, birleşerek çözümsüzlüğe kapıldığımız bu rezil durumdan kurtulabiliriz. Yeter ki meslektaşlarımızla, sınıf kardeşlerimizle dayanışalım. Sürekli rekabet halinde olmamız istenen bir çalışma biçimini kabul etmeyip örgütlenelim, bilinçlenelim. Biz UİD-DER’li öğretmenler olarak sınıf kardeşlerimizle dayanışmaktan ve sınıfımızın saflarında mücadele etmekten yanayız. Gücümüz örgütlülüğümüzdür!
[*] UNESCO 2016 Küresel Eğitim İzleme Raporu.
DİSK: Asgari Ücret 2300 Lira Olsun!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...