Buradasınız
“Özel Hastaneye Götürmeyin, Param Yok!”
Ankara’dan bir sağlık işçisi

6 Şubatta gerçekleşen iki yıkıcı depremde gördük ki durmaksızın “Büyük Türkiye” diye propaganda yapan iktidar/devlet ortada yok. Depremde binlerce bina çöktü ama çöken sadece binalar değildi. Tek adam rejiminin balonları da patladı. İlk üç gün deprem bölgesine gidip kapsamlı bir müdahale başlatamayan iktidar, yandaş medyayı sahaya sürüp algı operasyonu başlattı. Satılmış düzen medyası, enkaz altından kurtarmaları “mucize” sloganıyla sundu ve depremin gerçek boyutları gözlerden ırak tutulmak istendi. Yine böyle bir “mucize” sahnesinde, bu keza ekrana getirilen 51 yaşındaki Emine Doğu’ydu. Antakya’da 138 saat sonra enkazdan çıkarılan 51 yaşındaki Emine Doğu’nun ilk sözleri “Kurban olayım beni özel hastaneye götürmeyin, param yok” oldu. 138 saat, yani yaklaşık 6 gün enkaz altında kalan, ölümle boğuşan bir insanın ilk sözlerinin bunlar olması ne kadar acı değil mi? Ama işte kapitalizm denen sistem para üzerine kurulduğu, sömürü ve soyguna dayandığı için, 6 gün sonra enkaz altından çıkartılan bir emekçi canını bile düşünemiyor.
Çalıştığım hastanede de acil sağlık durumlarında emekçilerin “özel hastaneye gidemem param yok” dediğini defalarca duydum. Bu acı neden hep bizim payımıza düşüyor? Düşünsenize; kalp krizi geçirirsin, trafik kazası yaparsın, depremde göçük altında kalırsın ilk düşündüğün şey tedavi masraflarını karşılayıp karşılayamayacağın olur! Bu nasıl bir hayat? Ancak bunu yaşamamızın da sebepleri var. AKP hükümetleri döneminde hız kazanan neoliberal kapitalist saldırılar nedeniyle sağlık paralı hale getirildi, özel hastaneler pıtrak gibi çoğaldı. Özellikle pandemi dönemiyle birlikte devlet hastanelerinin yetersizliğinin ve aksayan sağlık hizmetlerinin insanları özel hastanelere mecbur bıraktığını gördük. Devlet hastanelerinde de katkı payı adı altında emekçilerden bir sürü para alınıyor, SGK zaten talan edilmiş durumda. Yani ortada gerçek anlamda parasız sağlık hizmeti diye bir şey yok.
Emekçiler yaşadığımız deprem ve yıkımın “asrın felaketi” olduğuna ikna edilmek isteniyor, bunun için hummalı bir çalışma yürütülüyor. Oysa asıl felaketi bu çürümüş düzen ve insanlarımızı göz göre göre öldüren iktidarın siyasi anlayışıdır! Depremlerde Hatay’daki İskenderun Devlet Hastanesi de yıkıldı, hastalar ve sağlık çalışanları enkaz altında kaldı, can verdi. Deprem, sağlık alanındaki feci yıkıntıyı ve yoksulların, işçi ve emekçilerin bu yıkıntının altında kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi.
On binlerce insanımızı kaybettik. Acımız büyük ama öfkemiz daha da büyük. Enkaz altında 138 saat boyunca hayata tutunan bir emekçinin özel hastaneye götürülme korkusu yaşaması, yıkıntıların başında bekleyen insanların çaresizliği ve bütün bunlar karşısında iktidar sahiplerinin umursamazlığı öfkemizi daha da artırıyor. Depremi felakete dönüştürenlerden, emekçilere bu acıları yaşatanlardan hesap sormak zorundayız. Birliğimizi ve dayanışmamızı güçlendirelim. Sorumlulardan hesap soralım!
- Dayanışmamızı Yok Etmek İsteyenlere İnat, Buradayız!
- “Ah” Etmeyelim, Birbirimize Bir Söz Verelim
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- “Depremin Yaraları Sarılıyor” mu?
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- 6 Şubat, UİD-DER’le Tanışmam ve Sonrası
- “Bu Yaş Bu Çimeni Büyütür!”
- Gitmedik, Buradayız, Direniyoruz!
- Saraylıların İç Burukluğu!
- 1 Mayıs’ta Buluşalım Depremin Hesabını Soralım!
- Sahte Temel Atma Törenleri Neyin Acizliği?
- Kader Değil Felaket!
- Ben Hatay’dan Güneş
- Gösteriş İçin Değil Depremzedeler İçin!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...