Buradasınız
Savaş ve Ekmek
Bugün Ukrayna’da bir savaş yaşanıyor. Ukraynalı emekçiler ABD ve İngiltere’nin kışkırttığı, Rusya’nın başlattığı bu savaşın bedelini ödüyor. Ukrayna ile Türkiye arasında hırçın dalgalarıyla Karadeniz uzanıyor. Belki de bu nedenle kimi insanlar savaşı uzakta görüyor. Ama savaş öyle bir şeydir ki sadece yaşandığı coğrafyayı yakmaz. Yarattığı yıkım ve acı dalga dalga yayılarak dünyanın tüm emekçilerinin yaşamını etkiler. Kadınlar ve çocuklar savaş cehenneminden çıkmak için göç yollarına düşüyor. Dün Suriye’de gördüğümüz manzaranın bir benzeri bugün Ukrayna’da yaşanıyor. Savaşın yol açtığı ekonomik sorunlar ise başta Ukrayna olmak üzere tüm dünyada giderek büyüyor, enerji ve gıda fiyatları yükseliyor. Ekmek, yağ gibi en temel ihtiyaçlar bile el yakar hale geliyor. Savaşlarda zenginler daha da zenginleşirken; ölen, acı çeken, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma gelen, ekmeği küçülen işçi sınıfıdır. Bu geçmişte de böyleydi, bugün de böyledir.
Mesela İspanya Birinci Dünya Savaşına katılmamıştı ama emekçiler savaşın tüm olumsuz etkilerini yaşadılar. Savaşın alevleri İspanya’ya ulaşmamıştı ama evlerine ekmek götüremeyecek duruma gelen İspanya işçileri ve köylüleri kendilerini bir yaşam savaşının içinde bulmuşlardı. “Tarafsız” kalan İspanya; gıda, silah, üniforma, metal ve kömüre ihtiyaç duyan savaşan ülkelerin en önemli tedarikçisi haline gelmişti. Örneğin buğday en temel ihtiyaçlardan biriydi ve savaş nedeniyle fiyatı yükselmişti. Hükümet bu durumdan yararlanarak buğdayı yüksek fiyattan ihraç etmiş, iç piyasayı tüketmişti. Ekmek ve kömür gibi en temel ihtiyaçlar emekçilerin alamayacağı fahiş fiyatlardan satılır olmuştu. Ürünleri stoklayan tüccarlar fiyatları daha da yükseltiyordu. Halkın sırtına yıkılan yüksek vergiler, artan işsizlik, düşük ücretler ve uzun çalışma saatleri de eklenince yaşam emekçiler için katlanılmaz hale gelmişti. Bir günlük ücret artık bir düzine yumurta almaya bile yetmiyordu.
1917’de Rusya’da işçi sınıfı “ekmek ve barış” talebiyle ayağa kalkmış, Şubatta Çarlık rejimini yıkmış ve Ekim ayında da siyasal iktidarı ele geçirmişti. Rusya’da artık işçilerin örgütlendiği sovyet yani meclisler/şuralar iktidarı vardı. Ekim Devrimi Avrupa’da muazzam bir etki yaratmış, sınıfsız bir dünya özlemi duyan emekçilere umut ve cesaret vermişti. İspanya’daki emekçiler de Rus işçi sınıfından aldıkları cesaretle pek çok kez ayağa kalktılar. 1918 yılının Ocak ayında Barselona’nın Çin Mahallesinde binlerce kadın artan fiyatları protesto etmek için sokaklara döküldü. Mağazalarda, fabrikalarda çalışan kadınlar iş bırakarak gösterilere katıldılar. Erkek işçiler çalıştıkları fabrikalarda grev yaparak kadınlara destek verdiler. İki hafta süren zorlu ve kararlı bir mücadelenin ardından emekçi kadınlar taleplerinin çoğunu kabul ettirdiler.
Ancak savaş devam ediyordu ve İspanya’nın her yerinde halk açlıkla karşı karşıyaydı. Mart ayına gelindiğinde bu kez Galiçya bölgesindeki Ferrol şehrinde kadınların başını çektiği Pedradas İsyanı, diğer adıyla Ekmek İsyanı patlak verdi. 9 Mart 1918’de kadın işçiler, ev kadınları ve köylü kadınlar ayağa kalktılar ve 11 gün boyunca devam edecek olan isyanın fitilini ateşlediler. Protestoların başını çekenlerin arasında Neda Tekstil fabrikasında çalışan 400 kadın işçi de vardı. Bu kadın işçiler başta ekmek olmak üzere temel ihtiyaçların fiyatlarının düşürülmesi için, düşük ücretleri ve güvencesiz çalışma koşullarını protesto etmek için ayaklanmışlardı. Kadınlar, 13 Martta belediye başkanının evinin önünde bir protesto düzenlemişlerdi. Sivil muhafızların kadınların üzerine ateş açmasıyla en az 7 kadın hayatını kaybetti. Bu katliam emekçilerin öfkesini daha da ateşledi ve 15 Martta Ferrol’de genel grev başladı. 11 gün sonra bastırılan isyan İspanyalı emekçilerin mücadele tarihinde yerini aldı. İsyanda hayatını kaybeden kadınların anısına bir anıt dikildi ama 1936 yılında yaşanan iç savaşta bu anıt faşistler tarafından yıkıldı. Mücadele tarihlerine sahip çıkan İspanyol emekçiler, 2018 yılında aynı yere yeniden bir anıt diktiler.
Bugün yaşadıklarımızı tarihteki örnekleriyle birlikte düşündüğümüzde şu gerçeği çok net görüyoruz: Ekmeğimizin küçülmesiyle savaş arasında dolaysız bir bağ var. Emperyalistlerin çıkardığı haksız savaşlar, sadece bombalar altında insanların ölümüne yol açmıyor, aynı zamanda tüm emekçilerin sefaletini büyütüyor. Savaş bizim uzağımızda görünebilir ama aslında hayatımızın içinde. Milyonlarca insanın göç etmesine neden olan Suriye ve Irak’taki savaşın Türkiye’yi nasıl derinden etkilediğini en çok biz hissediyoruz. Evet, savaşı biz çıkarmıyoruz ama savaşın yol açtığı bütün sorunları biz yaşıyoruz. O halde hiçbir emekçi “savaş beni ilgilendirmiyor, ben ekmeğimin derdindeyim” diyemez. Ekmeğimizi büyütmek istiyorsak onu küçülten büyük sorunlara karşı da mücadele etmek zorundayız. Tek başımıza değil, dünyanın öbür emekçileriyle yan yana gelerek, dayanışarak ve birlik olarak yapabiliriz bunu.
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...